Arama

  • Anasayfa
  • Galeri
  • Tarih
  • Osmanlı'da mübarek gün ve geceler nasıl kutlanırdı? Osmanlı'da kandil kutlamaları...

Osmanlı'da mübarek gün ve geceler nasıl kutlanırdı? Osmanlı'da kandil kutlamaları...

İslam'da Müslümanların, tövbe etmek için Allah'a yöneldikleri, oluşan manevi iklim vesilesiyle merhametin, kulluğun, yardımlaşmanın ve dayanışmanın ziyadesiyle arttığı bazı özel gün ve geceler vardır. Dini hayatımızda mübarek gün ve geceler diye bilinen bu değerli zamanlarda yapılacak ibadet, hayır ve hasenatın her zamankinden kat kat fazla sevap, rahmet ve berekete vesile olacağı çeşitli şekillerde müjdelenmiştir. Halk arasında "üç aylar" olarak bilinen Recep, Şaban ve Ramazan ayları içerisinde idrak ettiğimiz Regaip, Miraç, Berat ve Kadir Geceleri ile Efendimizin doğum günü olan Rebiülevvelin on ikinci gecesi bu özel zamanlardandır. Peki bu mübarek gün ve geceler, Osmanlı'da nasıl karşılanırdı? Sizler için, Osmanlı'da kandil kutlamalarına dair bilgileri derledik.

  • 4
  • 10
II. Abdülhamid zamanında kandil merasimi
II. Abdülhamid zamanında kandil merasimi

📌Ayşe Osmanoğlu'nun anlatımıyla II. Abdülhamid zamanında kandil merasimi şu şekilde gerçekleşiyordu:

"Mevlüd kandilinde gündüz alay olur. Hamidiye Camii'ne çıkılır, askere ve arabalara şeker ve şerbet verilirdi. Kandil günlerinin akşamları Küçük mabeyin Dairesi'nde Mevlüd-i Şerif okunurdu. Babam için mevlüdde bulunacak paşalarla bendegân için minderler konurdu. Mabeyn-i Hümayun'a sabahtan tebrike gelenler çok olur, bunlar padişaha arz olunurdu. Mevlüd başlamadan önce babam Küçük Salon'da ayakta olarak Serasker Paşa başta olduğu halde vükelâdan gelenleri Damad Paşa ve beyleri, şehzadeleri kabul ederdi. Sonra mevlüdü okuyacak olan Hamidiye Camii başimamı ile Muzıka-i Hümayun'un güzel sesli müezzinleri girerler, onlar da tebriklerini takdim ederlerdi. Babam gelir minderin üzerine diz çökerek oturur, paşalarla beylere oturunuz emrini verir, herkes yerine geçip otururdu…

Mevlüd sırasında ikişer kilercinin tuttuğu büyük gümüş tepsilerle akide şekerleri getirilir, önce babama takdim olunur, sonra bütün salonda gezdirilir, herkes birer tane alırdı. Mevlüd bitince babam kalkardı. O kalkınca herkes kalkar, tekrar teşekkürlerini arz ederek çıkarlardı… Babam kendi dairesine geçerken koridorun önüne ikinci hazinedar ve bütün hazinedarlar sıra ile dizilip tebriklerini arz ederlerdi. Kandil akşamları böyle geçerdi…"

Fikriyat e-kitap uygulamasında yer alan
eserlere ulaşmak için tıklayın

📌Kur'ân-ı Kerîm'e göre bir yıl içinde on iki ay bulunmakta olup, bu ayların başlaması ve bitişinin, Hz. Peygamber'in özellikle Ramazan ve Şevvâl hilâlleriyle ilgili uyarıları dikkate alındığında, yeni ayın görünmesi yani rü'yet-i hilâlle olması gerektiği anlaşılmaktadır. Osmanlı'da rü'yet-i hilâl dini öneminin yanında folklorik bir etkinlik idi. Ramazan ayının başlangıcı özel bir öneme sahip idi. Bu sebeple rü'yet-i hilâle hem devlet ileri gelenleri hem de halk, büyük önem vermişlerdir.

Bu mübarek gecelerde camilerde kandil yakılması âdetinin tam olarak ne zaman başladığı bilinmemekle birlikte II. Selim (1566-1574) döneminde camiler aydınlatılıp minarelerde kandiller yakılarak kutlandığı için bu mübarek gecelere kandil geceleri denildiği, yaygın olarak kabul edilmektedir.

📌Bu mübarek gecelerde sadece kandil yakılmayıp, top atıldığı da bilinir. Ramazan ayının iftar ve imsak vakitleri ile cülus günü ve diğer mübarek gecelerde, sur içinde ve dışında münasip yerlerden top atıldığı belirtilir. Kandil gecelerinde atılmak üzere çeşitli büyüklükteki havan toplarının Yıldız Sarayı civarındaki bahçelere gönderildiği ifade edilir.

Kandiller ayrıca, Cuma Selamlığı'nda olduğu gibi, halkın padişaha maruzatını sunmalarına da vesile olurdu. Diğer zamanlara nazaran kandil gecelerinde camilere gidenlerin sayısında önemli bir artış gözlenirdi. Böyle özel gün ve gecelerde uygunsuz davrananlar uyarılırdı. Mübarek gecelerde yenilmek üzere kandil çörekleri yapılır, bunların börekçi fırınlarında, kandil günlerine mahsus olarak kapıların önüne konularak, üzerine beyaz örtü serilmiş masalarda, beyaz önlük giymiş çıraklar tarafından satıldığı aktarılır.

📌Kandillerde yapılan başka bir gelenek de gelip geçenlere su dağıtmaktır. Evlerde su bulunmadığı zamanlarda, ikindi ile akşam arasında cadde ve anayolların kenarlarında musluklu, üzeri beyaz örtülü toprak küplerden, ayrı bir ibrikteki su ile yıkanmış bardaklarla gelip geçenlere su dağıtılırdı.

Fikriyat podcast uygulamasından Prof. Dr. Casim Avcı ile
"Peygamber Efendimizin Hayatı" programını dinlemek için tıklayın

📌Her devirde olduğu gibi çocukların neşesi eski Ramazanlarda da kendisini gösteriyordu. Onlar da ümmetle birlikte Ramazan'a neşe içinde hazırlanırlardı. Minarelere mahya ipleri gerilmeye başladığını görür görmez bütün çocuklarda bir heyecan başlardı. Akşam namazı ile yatsı namazı arasında selatin camilerine dolarak oradan oraya koşarlar ve muhtelif oyunlar oynarlardı. Herkes bu oyunlara karşı samimi bir müsamahada bulunurdu.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN