Osmanlı'da toprağın altındaki asırlık bereket
Geçmişte olduğu gibi günümüz ve gelecekte de maden kullanımına devam eden birçok alan varlığını sürdürecek. Başta ekonomi olmak üzere sosyal, kültürel, askeri, siyasi açıdan madenler toplumun vazgeçilmez kaynağı olmuştur. Toplumların tarih sahnesinde varlığı kadar eski olan maden, Anadolu topraklarında ve Osmanlı Devleti'nde de önemli bir güç ve servet kaynağıydı. Hatta madencilik babadan oğula geçen bir mirastı.
Giriş Tarihi: 27.11.2018
17:14
Güncelleme Tarihi: 04.12.2020
10:45
MÂLİKÎ HUKUKÇULARIN YÖNTEMİ UYGULANDI
Madenler sahibine fevkalâde bir güç teminine müsait olduğundan; bu da dirlik ve düzeni tehdit edebileceğinden, Mâlikî hukukçuları, hükümdara maslahata göre maden vergisinin nispetini arttırmak, hatta tamamına el koymak ve uygun gördüğü şekilde harcamak hususunda geniş salâhiyet tanımıştı. 1869 tarihli Osmanlı Maden Nizamnamesi, hususi topraklarda bile sahibinin rızası olmaksızın maden arayıp çıkarmaya izin vermekle Mâlikî görüşüne meyletmiştir.
MADEN İŞÇİLİĞİ BABADAN OĞULA GEÇERDİ
Osmanlılarda devlet, kendine ait madenleri nadiren bizzat, ekseriya iltizama çıkararak, yani şahıslara ihale ederek işletirdi. Maden havzasındaki köyler, vergi muafiyeti karşılığında ücretle bu madenlerde çalıştırılır; hatta maden işçiliği babadan oğula geçerdi. Mesela Balya halkı, gümüşlü kurşun madeninde çalışırdı. İşçi yetmeyince, Gönen'in bazı köyleri de Balya'ya bağlanmıştı. Fermanlarda, işçilerin haklarının korunmasına dair hükümler vardı. İşçiler 25 akçe yevmiye alırdı. Bugünün parası ile 60 liradır; ama o zaman paranın alım gücü daha yüksekti.
1869 kanunu, maden ocaklarının teftişi, işçilerin çalışma şartları, sağlık ve tazminat hususunda hükümler getirmişti. Her şehirde bunun için bir maden mühendisi; her ocakta da doktor ve ilaç bulundurma mecburiyeti vardı. En enteresan mevzuat, Ereğli kömür madenine dair 1867 tarihli Dilâver Paşa Nizamnamesi'dir.
Modern bir telakkiyi aksettiren nizamnameye göre: Mesai, 24 saat dinlenmeden sonra 10 saattir. 2 saat içeride, 2 saat dışarıda çalışacaktır. İşçiler başka yerde izinsiz çalıştırılmayacaktır. Asgari ücret, yevmiye 10 kuruştur (bir altının onda biri). Üretim yapılmasa bile, bu ücretler hemen ödenecektir.
Ocaklarda her dindeki işçiye ibadet izni ve imkânı verilecektir. Dinî günler tatildir. İşçilerin vardiya sırasında kalması ve istirahatı için koğuşlar yapılacaktır. İşçinin gıda ve diğer ihtiyaçlarını maden sahibi karşılayacaktır. Nizamname, Ereğli'nin 14 köyünden 13-50 yaş arası sağlam erkeklere, yılda 6 ay ücretle madende çalışma mükellefiyeti getirmiştir. Bunlar kazmacı, küfeci ve nakliyeci olmak üzere üç sınıfta çalışacaktır.
RUMLAR MÜSLÜMAN GİBİ GÖRÜNDÜ
Son zamanlarda resmî veya hususî madenleri çıkarabilmek için izin almak gerekirdi. Devlet maden işletme imtiyazını (hakkını) hususi şahıslara verip; muayyen bir vergi almayı tercih etmişti. İlk zamanlar stratejik madenlerin ihracı yasaklanır; çıkarılması da sadece Müslümanlara verilirdi.
Bu sebeple Gümüşhane maden imtiyazını alabilmek için Torul ve Of civarında bazı Rumların, Müslüman göründüğü bilinmektedir. Yerli yatırımcı fazla olmadığı için, 1869'da ecnebilerin de maden imtiyazı almasının önü açılmıştır. Sermayeye sahip oldukları için, ekseri ecnebi şirketleri bu imtiyazları almıştır. Bu, madenciliği geliştirmiş; ama millî servetin aslan payını ecnebilerin yemesine yol açmıştır.
OSMANLI’DA HANGİ MADENLER ÇIKARILIYORDU?
Osmanlılarda ilk zamanlar altın, gümüş, bakır, demir, tuz ve lületaşı madenleri vardı. Sonra çinko, krom, nikel, kurşun, manganez, boraks ve antimuan da bulundu. Maden ocaklarının ekserisi Rumeli'nde idi. Rumeli elden çıktıkça, yüzler Anadolu'dakilere döndü. Sanayi inkılâbı, hammadde talebini artırınca, madenler de ehemmiyet kazandı.
Ecnebi şirketler, Osmanlı ülkesinde hem maden çıkarmak, hem de yeni madenler bulmak hususunda ilerleme kaydetti. Maden üretimi böylece birkaç katına çıktı. Ereğli kömür havzası en önde gelen madendi. Osmanlı donanması kömürün başlıca alıcısıydı. İmtiyaz verilirken, bu husus şartnameye konurdu. Rivayete göre Sultan II. Mahmud zamanında donanma askeri olan Ereğlili Uzun Mehmed, memleketinde ilk kömür madenini bulmuştur.