Arama

15 maddede Kadızadeliler Hareketi'nin bilinmeyenleri

Osmanlı Devleti'nde 1582-1685 yılları arasında yaşamış olan Kadızadeliler ve Sivasiler, devletin sosyal ve siyasal hayatında kalıcı izler bıraktılar. Bu iki taraf arasındaki mücadeleler, her iki ekolün de dinamizmine katkı sağladı ve toplumla devletin ilgi odağı oldu. Kadızadeliler ve Sivasiler arasında gerçekleşen bu tartışmalar, yüzyıla yakın bir süre boyunca devleti ve toplumu meşgul etse de, neticede çoğunluğu Hanefi olan toplumun yerleşmiş örf ve adetlerini hedef aldığı için uzun süreli tutunamadı. Sizler için, Kadızadeliler hakkında bilinmeyenleri derledik.

  • 13
  • 15
HANGİ KAYNAKLARDAN FAYDALANDILAR?
HANGİ KAYNAKLARDAN FAYDALANDILAR?

Kadızâdeliler ve Sivâsîlerin kaynaklardan yararlanma yöntemine gelince; her iki ekol de, bazen doğrudan delillere dayalı fetvalar vermiş; bazen de kendilerinden önceki âlimlerin verdikleri fetvaları nakletmişlerdi.

Yazmış oldukları eserlerde savundukları görüşleri ifade ederken klasik delillendirme yöntemini kullandılar. Öncelikle kavramlar ile ilgili kısa tanımlar yaparak konu edinilen meselenin net olarak anlaşılmasına özen göstermişler, sonra da âyet ve hadislerden iddialarına deliller getirmişlerdi. Bunun yanında zaman zaman mezhep imamlarının görüşleri, muteber hadis ve fıkıh kitaplarındaki rivayetler, çeşitli kıssa ve menkıbeler, her iki ekol tarafından da referans olarak kullanılmıştı.

Kadızâdeliler, başucu kitabı edindikleri Birgivî'nin et-Tarîkatü'l Muhammediyye isimli kitabından istifade etmişler, Abdülmecîd Sivâsî ve Abdülehad Nûrî de şeyhlerinden alıntılar yaparak diğer tasavvuf büyüklerinin sözlerine atıflar da bulunmuşlardı.

Her ne kadar müspet ilimlere karşı menfi bir tavır takındıkları söylense de bu araştırmada, Kadızâdelilerin çoğu zaman matematiksel ve felsefî izahlara başvurarak meseleleri izah ettikleri görülür. Kıyas ve açıklama gibi deliller yanında filozofların sözlerini de görüşlerini teyit etmek için nakletmişlerdi.

Ayrıca kaynakların çoğu Kadızâde Mehmed Efendi'yi iyi bir kelamcı olarak takdim eder. Şu takdirde bu bilgi, Kadızâdelilerin aklî izahlardan "felsefiyyâttır" deyip uzak durduklarına dair Kâtip Çelebi'nin analizinin test edilmesini gerekli kılar.

  • 14
  • 15
KADIZADELİLER NE İSTİYORDU?
KADIZADELİLER NE İSTİYORDU?

IV. Mehmed devri sadrazamlarından Boynueğri Mehmed Paşa zamanında Kadızadeliler'in durumları bozuldu. Sadrazam, Ulema ve şeyhlerde danışmak ne demektir? Diyerek Kadızadeliler'i devlet işlerinden uzaklaştırdı. Bunun üzerine Kadızadeliler, sadrazam aleyhine büyük bir karalama kampanyası başlattılar. Ancak fiilen daha sonra Köprülü Mehmed Paşa'nın sadrazamlığı zamanında harekete geçtiler.

Köprülü Mehmed Paşa, 1656'da sadrazam olunca ilk işinin bozulan devlet otoritesini yeniden tesis etmek olduğunu biliyordu. Köprülü, devlet otoritesini tesis etmeye çalışırken, IV. Murad devrinden itibaren İstanbul'da da büyük bir güç haline gelen Kadızadeliler, onun sadrazamlığının sekizinci günü, 2 Ekim 1656'da aleyhtarlarını sindirmek ve devlet yönetiminde söz sahibi olmak için harekete geçtiler. Kadızadeliler şunları istiyorlardı: İstanbul'daki bütün tekkeleri yıkıp, buraların şeyh ve dervişlerine imanlarını tazelemelerini teklif etmek ve kabul etmeyenleri öldürmek; padişahın huzuruna çıkara, Peygamber'den sonra ortaya çıkmış bütün bid'atların kaldırılmasını istemek; Padişahların ve ailelerinin yaptırdığı, selatin camilerinin minarelerinin biri dışkıdakileri yıkmak.

  • 15
  • 15
KADIZADELİ HAREKETİ NASIL DAĞITILDI?
KADIZADELİ HAREKETİ NASIL DAĞITILDI?

Kadızadeliler, bu isteklerini yerine getirmek için silahlanıp, halkı yanlarına davet ettiler. Sadrazamın onları bu hareketten vazgeçmeleri yönündeki uyarılarına kulak asmadılar. İsteklerinin yerine gelmesinde direttiler. Bunun üzerin Köprülü Mehmed Paşa, Kadızadeliler'in isteklerini reddetti. Mallarına el koyup, hareketin liderleri olan Mehmed Efendi, Türk Ahmed ve yaptıran, devlet işlerine müdahale eden Kadızadeliler bir günde bitirilmişti. Bu hadise, dışarıdan zayıf gibi görülen devletin gerekliğinde ipleri nasıl kolaylıkla eline alabildiğini göstermektedir.

Osmanlı tarihinin en önemli yazar ve aydınlarından Kâtip Çelebi İslam sultanına, bu çeşit ham sofuları ve boş taassup erbabına, kim olursa olsun ezmek ve yola getirmek vaciptir. Zira geçmişte taassup savaşından çok fesat çıkmıştır demiştir.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN