Osmanlı'dan günümüze rasathane
Osmanlı döneminde hava tahminleri için 1868'de faaliyetlerine başlayan Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü deprem konusunda gözlem, eğitim, araştırma ve uygulama faaliyetlerini tek bir bünye altında toplayan ilk kuruluştu. Döneminin en önemli gözlemevi olan Kandili Rasathanesi o günlerden miras kaldı.
Giriş Tarihi: 01.07.2019
11:32
RASATHANENİN İLK BİLİMSEL ÇALIŞMALARI
11 Eylül 1577'den itibaren İstanbul'un gökyüzünde bir ay kadar görünen kuyruklu yıldız da Takiyüddin tarafından izlendi. Bu gözlem rasathanenin ilk bilimsel çalışmaları arasında yerini aldı.
Takiyüddin o zamana göre oldukça ileri teknik ve hesaplamalar kullanarak gözlemlerde bulundu. Örneğin; Ekliptik ile ekvator düzlemi arasındaki açıyı bugünküne çok yakın şekilde 23 derece 28' 40''olarak hesapladı. Yapılan gözlemler not edilip bu konuda önemli eserler oluşturuldu. Araştırmacılar, Takiyüddin ile aynı dönemde yaşamış Danimarkalı astronom Tycho Brahe'den daha net ve daha kesin gözlemler yaptığına işaret ederler.
İstanbul Rasathanesi'nde Güneş parametrelerinin hesaplanması için yeni bir metot geliştiren Takiyüddin, sabit yıldızların enlem ve boylamlarının tespitinde ise Venüs gezegeni, Aldebaran ve Spica Virginis adlı iki yıldızı kullandı. Yapılan çalışmaların gerçeğe en yakın sonuçlar verildiği görülür.
Takiyüddin, padişaha kuyruklu yıldızların İran ordusuna karşı galibiyetinin habercisi olduğu yolunda kehanette bulunurken, 1578'de veba salgınında insanların ölümü üzerine Şeyhülislam Ahmet Şemseddin Efendi'nin sultana mektup yazarak verdiği fetva verdi. Şeyhülislam bu fetvasında "Gözlem yapmak uğursuzluktur, gözlemevleri bulundukları ülkeleri felakete sürüklerler. Göklerin gizemini (esrar-ı felekiye) aydınlatmaya saygısızca yeltenmenin korkunç sonuçları herkesçe bilinir. Bu işe girişen hiçbir ülke yoktur ki, bayındır iken harap ve devlet teşkilatı yerle bir olmasın." Der. Bunu üzerine rasathane 21 Ocak 1579'da Kaptan-ı Derya Kılıç Ali Paşa tarafından top ateşiyle yıkıldı. Ancak Takiyüddin ölümüne kadar kendi imkânlarıyla astronomi çalışmalarını sürdürdü.
OSMANLI'NIN İKİNCİ RASATHANESİ
Osmanlı döneminde ikinci rasathane astronomi rasathanesi olarak değil, meteoroloji merkezi olarak kuruldu. Bu merkezin kurulmasından önce, Tanzimat'tan (1839) başlayarak çeşitli tarihlerde, İstanbul, İzmir, Trabzon, Tekirdağ, Merzifon gibi şehirlerde gerek özel mahiyette gerek hükümet emrinde olmak üzere yabancılar tarafından birçok hava gözlemi yapıldı.
Bilinen ilk sıcaklık ölçümleri ise Galata'da St. Benoit Manastırı'nda Rahip Dalmas tarafından 1839-1847 tarihleri arasında yapılan meteorolojik gözlem oldu.
1868'de Fransız hükümetinin tavsiyesi üzerine, hava tahminlerinin telgrafla belirli merkezlere iletilmesi için Rasathane-i Amire kuruldu. Avrupa'nın önde gelen fabrikalarından aletler satın alındı ve gözlemevi ilk başta Pera'da, 74 metre yüksekliği olan bir tepenin üzerinde faaliyete geçti.
Rasathanenin ilk müdürü, Osmanlı İmparatorluğu'nun telgraf şebekesini yenilemek için gelen Aristide Coumbary oldu. Coumbary, rasathanenin kuruluşundan beş yıl sonra 1873'te Viyana'da düzenlenen ilk uluslararası meteoroloji kongresinde Türkiye'yi temsil etti.
Fransa'daki Milli Meteoroloji Merkezi'yle aynı sistemde çalışan Rasathane-i Amire 1968'de merkez istasyona bağlı imparatorluk genelinde kurulan 12 istasyondan gözlem yaptı.
II. ABDÜLHAMİD SİSMİK ÖLÇÜM YAPTIRDI
1880'de dünyada ilk kez deprem dalgalarının aletsel kayıtlarının yapılmasından bir süre sonra, 10 Temmuz 1894'te büyük İstanbul depremi yaşandı. İmparatorluk topraklarında sismik istasyon ve deprem konusunda uzman olmadığından, bu depremin sismik kayıtları yapılamadı.
İstanbul'daki büyük depreminin bilimsel bir şekilde araştırılmasını isteyen II. Abdülhamid Atina Rasathanesi Müdürü D. Eginitis'i İstanbul'a davet etti. Rasathanede depremle ilgili sismik ölçüm araçlarının eksik olduğu anlaşılınca, İtalya'dan alınan sismografların biri Rasathane-i Amire'ye, diğeri ise Abdülhamit'in ikametgâhı olan Yıldız Sarayı'na yerleştirildi.