Osmanlı'dan günümüze rasathane
Osmanlı döneminde hava tahminleri için 1868'de faaliyetlerine başlayan Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü deprem konusunda gözlem, eğitim, araştırma ve uygulama faaliyetlerini tek bir bünye altında toplayan ilk kuruluştu. Döneminin en önemli gözlemevi olan Kandili Rasathanesi o günlerden miras kaldı.
Giriş Tarihi: 01.07.2019
11:32
OSMANLI'NIN İKİNCİ RASATHANESİ
Osmanlı döneminde ikinci rasathane astronomi rasathanesi olarak değil, meteoroloji merkezi olarak kuruldu. Bu merkezin kurulmasından önce, Tanzimat'tan (1839) başlayarak çeşitli tarihlerde, İstanbul, İzmir, Trabzon, Tekirdağ, Merzifon gibi şehirlerde gerek özel mahiyette gerek hükümet emrinde olmak üzere yabancılar tarafından birçok hava gözlemi yapıldı.
Bilinen ilk sıcaklık ölçümleri ise Galata'da St. Benoit Manastırı'nda Rahip Dalmas tarafından 1839-1847 tarihleri arasında yapılan meteorolojik gözlem oldu.
1868'de Fransız hükümetinin tavsiyesi üzerine, hava tahminlerinin telgrafla belirli merkezlere iletilmesi için Rasathane-i Amire kuruldu. Avrupa'nın önde gelen fabrikalarından aletler satın alındı ve gözlemevi ilk başta Pera'da, 74 metre yüksekliği olan bir tepenin üzerinde faaliyete geçti.
Rasathanenin ilk müdürü, Osmanlı İmparatorluğu'nun telgraf şebekesini yenilemek için gelen Aristide Coumbary oldu. Coumbary, rasathanenin kuruluşundan beş yıl sonra 1873'te Viyana'da düzenlenen ilk uluslararası meteoroloji kongresinde Türkiye'yi temsil etti.
Fransa'daki Milli Meteoroloji Merkezi'yle aynı sistemde çalışan Rasathane-i Amire 1968'de merkez istasyona bağlı imparatorluk genelinde kurulan 12 istasyondan gözlem yaptı.
II. ABDÜLHAMİD SİSMİK ÖLÇÜM YAPTIRDI
1880'de dünyada ilk kez deprem dalgalarının aletsel kayıtlarının yapılmasından bir süre sonra, 10 Temmuz 1894'te büyük İstanbul depremi yaşandı. İmparatorluk topraklarında sismik istasyon ve deprem konusunda uzman olmadığından, bu depremin sismik kayıtları yapılamadı.
İstanbul'daki büyük depreminin bilimsel bir şekilde araştırılmasını isteyen II. Abdülhamid Atina Rasathanesi Müdürü D. Eginitis'i İstanbul'a davet etti. Rasathanede depremle ilgili sismik ölçüm araçlarının eksik olduğu anlaşılınca, İtalya'dan alınan sismografların biri Rasathane-i Amire'ye, diğeri ise Abdülhamit'in ikametgâhı olan Yıldız Sarayı'na yerleştirildi.
Rasathanede çalışan Roma Rasathanesi Deprem Müdürü İtalyan sismolog G. Agamennone, imparatorluğun hemen her yerindeki demiryolları, limanlar ve telgraf ofisleri, il hükümet vekâletleri ve yabancı konsolosluklarda gözlemcilerden oluşan geniş bir ağ kurdu.
Bu gözlemler ağı, Agamennone'un 1897'de İstanbul'dan ayrılmasından sonra kısa bir sürede çöktü.
Osmanlı imparatorluğunda, meteoroloji gözlemlerinde olduğu gibi, sismik gözlemler de resmi makamlar dışında ülkedeki yabancılar tarafından yapıldı. Her ne kadar meteoroloji rasathanesi olarak kurulmuş olsa da eldeki evrak ve basılı eserlerden Rasathane-i Amire'nin astronomi ve sismoloji rasathanesi olma çabaları içinde olduğu da anlaşılıyor.
Rasathane 1906'da, kâtip Bedii Bey tarafından Maçka'da, Topçu Okulu'nun karşısındaki telgrafhaneden sismograflarının bulunduğu odaya taşındı.
1908'deki 31 Mart Vakası sırasında ayaklananlar gözlem aletleri ve sismograflarla birlikte rasathaneyi tahrip etti. 31 Mart Vakasının ardından 21 Haziran 1910'da Türkiye'de astronomi ve jeofizik çalışmalarının öncülerinden biri olan Fatin Gökmen yeni kurulacak rasathanenin müdürlüğüne getirildi.
Fatin Gökmen rasathanenin kuruluşu için bugünkü Vaniköy üzerindeki İcadiye tepesini uygun gördü. 31 Mart Vakası'nda tahrip edilen Maçka'daki Rasathane-i Amire'den sağlam kalabilen iki deniz kronometresi, eski bir geçiş aleti, ufak bir teodolit ve iki elektrikli duvar saati de yeni kurulan rasathaneye verildi. 1 Temmuz 1911'den başlayarak, meteoroloji faktörlerinin sürekli ve sistematik bir biçimde ölçüm ve kaydına başlandı.