Osmanlı'nın Avrupa'yı kıskandıran çiçek sevgisi
Osmanlı topraklarına gelen Avrupalıların Osmanlı bahçelerinin güzelliğini gördükten sonra, anlata anlata bitiremediğini hatta bu bahçeleri ülkelerinde yapacakları parklar için örnek aldıklarını biliyor muydunuz? Sizler için Osmanlı bahçelerinin tarihini ve Avrupa'ya tesirini derledik.
Giriş Tarihi: 11.06.2019
08:47
Güncelleme Tarihi: 27.06.2019
09:03
Osmanlılar tarafından en sevilen çiçekler olan lâle, sümbül, gül ve karanfil, Osmanlı kumaşlarının çoğunu süslemiştir. XVII. yüzyıldan bir kadife deseninde içine tavus kuşu tüyü motifi dizilmiş şeritlerin aralarında oluşturulmuş şemselerin içine yerleştirilmiş, karanfile benzer şekilde stilize edilmiş hurma ağaçlarının içini Osmanlıların sevdikleri çiçeklerden karanfil ve lâleler doldurur.
Osmanlı kumaşlarında çiçeklerin yanında pek sevilerek kullanılan motiflerden biri olan nar, bir başka kemhada karşımıza çıkar. Hafifçe bir yana dönük olarak dizilmiş altın renkli narlar, diğer sırada yön değiştirerek dizilir, üzerlerinde birer de karanfil olan nar dizileri arasında rozet dizileri yer alır. Sultan I. Mahmud'a (1730-1754) ait bir kemha kaftan da birbirine paralel dalgalanan dallardan çıkan kozalak ve nar motifleri ile desenlendirilmiştir.
Topkapı Sarayı'nın dünyada benzeri bulunmayan pabuç ve çizme koleksiyonunda, Osmanlı sarayında gerek baskı gerekse işleme ve aplike tekniklerinde çiçek motifleriyle süslenmiş olan birçok pabuç ve çizme örnekleri yer almaktadır.
Çiçek sevgisi ve geleneği, mezar taşlarına da geniş çapta yansımıştır. Hayatta iken çiçeğini sarığından eksik etmeyenlerin mezar taşlarındaki sarıklarında da çiçek bulunur. Moltke kadın mezarları hakkında şunları söyler: "Kadınların mezar taşları çiçeklerle süslenmiştir. Evlenmemiş olanların taşları bir gül goncası ile belli edilmiştir..." Bazı kadın mezar taşlarının baş kısmı, gerdanında altınlar dizili kolye bulunan bir boyundan çıkan bir gül gibi işlenir.
Osmanlı hükümdarları, halktan adamlar gibi sarıklarının kıvrımları arasına çiçek sokmamışlar, ancak başlarına çiçek biçiminde sorguçlar takmışlardır. Türk ve İslâm Eserleri Müzesi'nde bulunan, Padişah türbelerinden çıkmış sanduka sorguçlarından biri, karanfilin üstten görünüşü gibi biçimlendirilmiştir. Bir diğer sorguç ise, içinde lâlenin de olduğu daha kompozit bir çiçek formundadır.
Günümüze gelmiş iğne oyası hotoz ile bir eşarp kenarını süsleyen oya, kadınların elinden ne kadar güzel menekşeler, hanımelleri, güller, karanfiller, sümbüller çıktığını gösterir. Örneğin bir eşarbın kenarında yeşil bir tepe oluşturan bahçedeki selvi, neredeyse tam bir Türk bahçesini tanımlar. Günlük kullanım eşyalarında da çiçek işlemeleri bolca kullanılmış tır; XIX. yüzyıldan sümbüllü bir havlu natüralist çiçek zevkinin geç dönemlere kadar eksilmeden ve kesintisiz devamını gösteren bir örnektir.