Osmanlı'nın bestekâr kadınları
Osmanlı müzik kültürünün asıl öğelerinden ve temel kaynaklarından biri de kadınlardır. Kadınların müzik uygulamaları kent-saray muhitinde farklı, yerel-taşra muhitinde farklı karakterlerde karşımıza çıkar. Peki, Türk musiki hayatı ve tarihinde Osmanlı'da besteleriyle ünlenen ilk Müslüman kadın bestecimizi ya da Osmanlı döneminde marş besteleyen kadın bestecimizi kaç kişi biliyor? Sizler için Osmanlı saray ve şehir hayatı içinde görsel ve yazılı belgelerle tespit edilmiş kadın bestekârlarımızı derledik.
Giriş Tarihi: 25.03.2019
09:20
Güncelleme Tarihi: 25.03.2019
10:40
GEVHERİ OSMANOĞLU (FATMA GEVHERİ SULTAN)
Gevheri Sultan yahut tam ismiyle Fatma Gevher-i Osmanoğlu, Sultan Abdülâziz'in oğullarından Şehzade Seyfeddin Efendi'nin kızıydı. 2 Aralık 1904'te İstanbul'da doğdu. 10 Aralık 1980 tarihinde İstanbul'da vefat etti. Annesi Necm-i Felek Hanım, babası Şehzâde Seyfettin Efendi'dir. Sultan Abdülaziz'in torunudur. Tahsilini yurt dışında yapan Osmanoğlu, kemençe, lavta, ud, tanbur ve piyano çalıyordu.
Eseri : "Başka âlem gerektir gönlümü seyran için" (Hüzzam); "Gittin bir hayal gibi, bir gün geri dönersin" Hüseyni.
BEDRİYE (ŞERBETÇİGİL) HOŞGÖR
1896'da Konya'da doğdu. 1968'de vefat etti. Çocukluk yıllarında tekke musikisinin tesirinde kalan Hoşgör, esas musiki eğitimini İstanbul'a geldikten sonra, sırasıyla Enderunlu İsmet Efendi ve Udi Âfet'ten ud dersleri, saray müezzinlerinden Halit Bey'den usul dersleri alarak devam ettirmiştir. Tanburi Cemil Bey'le tanışması ve kendisini "Dârülbedayi-i Musiki-i Osmani" okuluna kaydettirmesi ile musikiye olan ilgi ve alakası devam etmiştir. Ud ve piyano çalan Bedriye Hoşgör'ün bu gayreti hocası Udi Nevres Bey tarafından da takdir edilmiştir. Tüm eser ve notaları kızı Melek Hanım tarafından Dr. İrfan Doğrusöz'e hediye edilmiştir.
Bestelerinden bazıları: "Güneş doğdu damlara" (Bayâti Arabân); "Kararan sularda aksini gördüm (Kürdili Hicazkâr); "Mutrıpta mıdır, nâlede mi, bende mi te'sir?" (Kürdili Hicazkâr)
Osmanlı İmparatorluğu'nun bilinen ilk Müslüman kadın bestecisidir. 1700 yılında öldüğü tahmin edilen Reftar Kalfa'nın doğum tarihi bilinmiyor. Reftar Kalfa, hakkında çok az bilgi sahibi olmamıza rağmen, gene de müzik tarihi ile ilgili araştırmalarda adından önemle bahsedilen bir bestecidir. Bu araştırmalarda, Reftar Kalfa'nın 1648-1687 yılları arasında hüküm süren Sultan IV. Mehmet zamanında yaşamış bir besteci olduğu belirtilirken, günümüze ulaşan belgelerde "Kalfa" sıfatı ile anılmadığı için, Reftar adındaki bu bestecinin kadın olup olmadığı konusunda belirsizlik olduğu da özelikle vurgulanır. Reftar, Farça bir kadın ismidir. "Salınarak, edalı yürüyüş" anlamına gelir. Bu nedenle aslında belirsiz olan husus, besteci Reftar Hanım'ın bır kadın bestecı olup olmadığı değil, "kalfa" statüsüne sahip olup olmadığı konusudur. Reftar Kalfa'nın saz eserlerindeki üslubu nedeniyle, müzik bilimcileri onun Tanbur çaldığını öne sürmüşlerdir. Bu nedenle bazı kaynaklarda adı Tanburi Reftar Kalfa olarak da geçmektedir.
Besteleri : Sabâ Perişan Peşrev, Nigâr Peşrev, Arazbâr Zemzeme Peşrev, Rast Saz Semaisi, Şehnâz Bûselik Saz Semaisi.
Kadın besteci deyince ilk akla gelenlerden bir tanesi... Osmanlı'nın besteleriyle ünlenen kadın bestecisidir. 1710-1780 tarihleri arasında yaşadığı tahmin edilir. Tambur çaldığı ve sesinin güzelliği ile tanındığı ileri sürülmektedir.
Dilhayat Kalfa, Osmanlı İmparatorluğu'ndaki ilk kadın besteci olan Reftar Kalfa'dan sonra bilinen ikinci kadın bestecidir. Yaşamı hakkında neredeyse yok denecek kadar az bilgi olmasına rağmen, bestelerinin müzik kalitesi günümüze kadar tartışılmaz yerini korumuştur. Dilhayat Kalfa, adındaki Kalfa sıfatından da anlaşılacağı gibi, sarayda yetişmiş ve gene sarayda Kalfa rütbesi kazanacak önemli bir idari görevde bulunmuş bir kişidir.
Dilhayat Kalfa besteleri, Darülelhan Tasnif Heyeti (günümüzdeki Konservtuar) tarafından tesbit edilmiş eserler arasında yer almaktadır. Ayrıca 18. yy. güfte mecmualarından olan Hekimbaşı Mecmuası'nda "Dilhayat" adına kayıtlı Rast ve Eviç makamlarında murabba beste ve Segâh makamında bir semâi'yle birlikte on üç eseri bulunmaktadır. Dilhayat Kalfa eserlerini bestelerken çifte düyek, remel, devrikebir, hafif muhammes gibi büyük usulleri kullanmıştır.
Bestelerinden bazıları: "Çok mu figânım ol gül-i zibâhıram için" (Evc makamı); Evcâra Peşrev, Büzürk Peşrev ve Saz Semaisi, Hüseyni Peşrev.
Doğumu ve ölüm tarihi bilinmeyen bestecimiz, Abdülmecid zamanında sarayda piyano hocalığı yapmıştır. Donizetti Paşa'nın talebesi ve aynı zamanda saray orkestrasında birinci kemandır.
Besteleri : Polka, Mazurka, Piyano için parçalar.