Osmanlı’nın dünyaya örnek olan temizlik kültürü
İslam'ın getirdiği prensipler arasına temizliğin özel bir yeri vardı. Nitekim Peygamber Efendimiz (sav) de "Temizlik, imandandır" buyurdu. Medeniyetimizde İslam'ın özünü teşkil eden bireysel temizliğin yanında çevre temizliği, tarih boyunca uygulandı. Özellikle Osmanlı İmparatorluğu, şehir kültürü ve hijyen tarihi, salgın hastalıklarla mücadele eden Avrupa ülkeleri için dünyaya örnek olacak şekilde gelişti. Peki, Amerika'da bir ay içerisinde birden fazla yıkanan kişilerin cezaevine gönderildiğini biliyor muydunuz? Ya da İngilizlerin senede bir defa sadece mayıs ayında banyo yaptığını?
Giriş Tarihi: 23.03.2020
17:41
Güncelleme Tarihi: 03.11.2022
16:09
DÜNYANIN İLK ÇEVRE NİZAMNAMESİ
◾ Kanuni Sultan Süleyman'ın çevre temizliğiyle alakalı 1539'daki kanunnamesi, evlerin ve dükkânların temiz tutulması, evlerde çamaşır sularının yollara dökülmemesi, hayvan leşlerinin insanların yaşadığı yerlerden uzak tutulması, at arabalarının özel park yerlerine park edilmesi gibi ince noktaları da ifade eden bir nizamnamedir.
◾ Osmanlı'da şehrin temizliğini Subaşı'nın emrinde çalışan 'çöpçü subaşı' yapardı. Bu kimseler sokaklardan geçerken ''çöp çıkaran çöp çıkaran'' diye bağırırlar, sırtlarındaki küfe ile sokakları dolaşır birikmiş çöpleri küfelerine doldurarak denize atarlardı. O devirde sanayi olmadığı için çöpler suda erir gider, deniz günümüzdeki kadar kirlenmezdi.
“OSMANLI TEMİZLENMEYİ HİÇBİR ZAMAN İHMAL ETMEZ”
◾ Hz. Peygamber, "Temizlik imandandır " buyurmuştu. Bundan dolayı İslam'ın getirdiği prensiplere bağlı olan Osmanlı'da hamamlardaki temizlik fasılları dillere destandı. Dr. A. Brayer de şöyle itirafta bulunur:
"Osmanlı, yıkanıp temizlenmeyi hiçbir zaman ihmal etmez. Takatten düşse bile çocukları, uşakları veya hanım vasıtasıyla yıkanıp temizlenir, öldüğü zaman bile şeriat ahkâmına göre yıkanıp temizlenmeden tabuta konmaz. Oysa Avrupalılar hastalandıklarında veya takatten düştüklerinde temizlik kaygısını umumiyetle unutuverirler. Ölünce de evlerinde bulunabilen en kötü beze sarılıp dikildikten sonra tabuta konurlar. Ailesi cesedin en sathi bir şekilde temizlenmesini aklından bile geçirmez."
◾ Osmanlı İmparatorluğu'nda kurulan ilk sanayi, sabun sanayisiydi . Trablus, çiçek, misk, hünkari sabun, alaca, kara, kokulu, kandiye, Girit, Arap, leke sabunları Osmanlı Devleti'nde üretilen sabun çeşitlerinden bazılarıydı.
◾ Osmanlı'da sabun ile ilgili ilk düzenlemeyi Fatih Sultan Mehmet, II. Bayezid, Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman' ın kanunnamelerinde görülür.
EN DEĞERLİ HEDİYELERDEN BİRİ
◾ Sabunu çok meşhur olan ve sabun ihraç eden Halep'te 12 tane sabunhane mevcuttu. Halep ve civarında imal edilen sabunlar, yerel halkın ihtiyacını karşılamanın dışında Avrupalı ticaret şirketleri ve büyük tüccarlar tarafından Suriye dışına ihraç ediliyordu.
◾ Edirne ve Kudüs tarafında imal edilen misk sabunu ise Osmanlı sarayına, sultanlara ve devlet ricaline sunulan değerli hediyeler arasındaydı.
AVRUPALI SEYYAHIN TEMİZLİK İTİRAFI
◾ 1655-56 yılları arasında İstanbul'da kalan Fransız gezgin Jean de Thévenot Osmanlı insanı ile Avrupalıyı kıyasladığı sefernamesinde şunları yazdı:
"Türkler sıhhatli yaşarlar ve az hasta olurlar. Bizim memleketlerdeki böbrek hastalıkları ve daha bir sürü tehlikeli hastalıkların hiçbiri onlarda yoktur. İsimlerini dahi bilmezler. Öyle zannediyorum ki, Türklerin bu mükemmel sıhhatlerinin başlıca sebeplerinden biri sık sık yıkanmaları ve yiyip içmelerindeki itidalleridir. Osmanlı'da sofradan kalkılır kalkılmaz mutlaka eller ile ağızlar yıkanır, önünüze sıcak suyla sabun getirilir. Büyüklerin konaklarında ya gül suyu ya da güzel kokulu başka bir su ikram edilir. Bunları da mendilinizin ucunu ıslatırsınız. Osmanlı yıkanıp temizlenmeyi hiçbir zaman ihmal etmez, takatten düşse bile çocukları, uşakları veya hanımı vasıtasıyla yıkanıp temizlenir."