Osmanlı'nın hastalıklara geçit vermeyen karantina adası; Urla Tahaffuzhanesi
Dünyada bulaşıcı hastalıkların yaygın olduğu yıllarda, Osmanlı topraklarını deniz yoluyla gelecek hastalıklardan korumak için İzmir'de Karantina Adası üzerine yapılan ve günümüzde dünyanın en iyi korunmuş ada tahaffuzhanesi olarak gösterilen sağlık merkezini inşa etti. Yurt dışından gelen gemilerden hastalığın yayılma ihtimaline karşı Osmanlı bütün tedbirini aldı. Peki, Osmanlı'da salgın hastalık riski nasıl azaltıldı? Urla Tahaffuzhanesinde karantina süreci nasıl işlerdi?
Giriş Tarihi: 17.03.2020
14:58
Güncelleme Tarihi: 24.03.2020
14:54
OSMANLI SALGIN HASTALIKLARA KARŞI NASIL ÖNLEM ALDI?
1800'lü yılların başında dünyanın hemen her tarafına kolera, veba, tifo, çiçek, sarıhumma gibi hastalıklar musallat oldu. Bu salgınlardan yüzlerce insan hayatını kaybetti.
Osmanlı'da dünyadaki bu bulaşıcı hastalıkların korunmak için çeşitli önlemler aldı. Bu önemlerde biri de karantina idi. Bulaşıcı hastalıklar sebebiyle çeşitli tedbirlerin alınması ve hastalığa yakalanmış olanların tecrit edilmesi eskiden beri görülen bir uygulamaydı. Bu amaçla Osmanlı İzmir'de Urla Tahaffuzhanesini inşa ettirdi.
DÜNYANIN EN İYİ KORUNMUŞ KARANTİNA ADASI
Arapça kökenli olan tahaffuz kelimesi, "korunma" manasına gelir. Türk Dil Kurumunda ise "sefer sırasında, yolcu ve çalışanların arasında bulaşıcı hastalık görülen gemilerin karantina sürelerini geçirmeleri, gerekli sağlık önlemlerinin alınması ve hastaların iyileştirilmeleri için büyük limanlara yakın kıyılara kurulmuş sağlık kuruluşu" anlamına gelir.
Osmanlı, tüm dünyayı esir eden bulaşıcı hastalıkların önüne geçmek için tahaffuzhane yani karantina adası kurdu. Bu ada, günümüzde dünyanın en iyi korunmuş ada tahaffuzhanesi olarak gösteriliyor. 1823 yılında ise ilk karantina bölgeleri kuruldu.
KUTSAL TOPRAKLARI HASTALIKLARDAN KORUDU
Yolcuları ve personeli arasında bulaşıcı hastalık görülen gemilerin karantina sürelerini geçirmeleri, gerekli sağlık önlemlerinin alınması ve hastaların tedavi edilmeleri için 1865'de Urla ilçesi açıklarına inşa edilen tahaffuzhane, hem Anadolu'yu hem de Balkanlardan hacca gideceklerin durağı olması nedeniyle kutsal toprakları da hastalıklardan korudu .
KARANTİNADA SÜREÇ NASIL İŞLEDİ?
Urla Tahaffuzhanesi, Osmanlı'nın veba, tifo, tifüs gibi ölümcül hastalıkların yayılmasını önlemek için inşa ettiği ve dünyadaki 3 ada tahaffuzhanesinden biriydi. 1880 yıllarda ortaya çıkan salgından korunmak için inşa edilen karantina adasında şüpheli görülen gemiler buralarda demirletilir ve kontrolleri yapılırdı.
Osmanlı topraklarına başka ülkelerden deniz yoluyla gelenlerin adanın 1 mil açığında demirlerdi. Adadan filikayla giden görevli de gemide hasta olup olmadığını kontrol ederdi.
Hasta varsa bunlar filikalarla hastaneye taşınırdı. Diğer yolcular da yine filikalarla iskeleye getirilir buradaki banyolarda temizlenip kıyafetleri ve eşyalarının da buharlı kazanlarda sterilize ederdi.
Tahaffuzhaneye gelen yolcular, önce kıyafetlerini çıkartıp numaralı filelere koyardı. Sonrasında bu eşyalar 360 derece dönebilen dolaplara yerleştirilirdi. Görevliler bu dolapları çevirerek gelen kişileri görmeden kıyafetlerini alabilirlerdi.