Arama

Osmanlı'nın ilmiyle yol gösteren 5 şeyhülislamı

Osmanlı'da şeyhülislamlar, padişahların yanında, onların devlet işlerini istişare ettikleri önemli bir konuma sahipti. Padişahlar tarafından oldukça hürmet görürlerdi. O kadar ki Yavuz Sultan Selim'in kaftanına Şeyhülislam İbn Kemal'in atının ayağından sıçrayan çamuru ölümünden sonra sandukası üzerine örtülmesi vasiyetinde bulunmuştu. İşte sizler için Osmanlı Devleti'nde hem ilmiyle hem de maneviyatıyla öne çıkan şeyhülislamları derledik.

  • 19
  • 28
EBÜSSUÛD EFENDİ KİMDİR?
EBÜSSUÛD EFENDİ KİMDİR?

30 Aralık 1490'da İstanbul yakınlarındaki Metris Köyünde dünyaya geldi. Ailesi o zaman Amasya'ya bağlı bulunan İskilip'ten olup babası Şeyh Muhyiddin Muhammed Yavsî İskilip'e bağlı İmâd köyünde doğdu.

Şeyh Muhyiddin, Fatih Sultan Mehmet'in oğlu Şehzade Bayezid'in Amasya Sancak Beyliği sırasında sevgisini ve dostluğunu kazandı. Bayezid'in padişah olmasından kısa bir süre sonra Şeyh Muhyiddin'i İstanbul'a davet etmiş ve Sultan Selim civarında kendisi için bir tekke inşa ettirdi. Ebüssuûd'un babası Şeyh Muhyiddin, Sultan II. Bayezid'e yakınlığı dolayısıyla "hünkâr şeyhi" diye de bilinir.

Ebüssuûd Efendi ilk tahsilini babasının yanında yaptı. Daha sonra İbn Kemal'den ders aldı. Hocası Mevlânâ Seydî-i Karamânî'nın kızı Zeyneb Hanım'la evlenen Ebüssuûd Efendi, Yavuz Sultan Selim döneminde İnegöl İshak Paşa Medresesi'ne tayin edildi. Buradaki görev süresi sona erince ertesi yıl Dâvud Paşa Medresesi'nde, bir yıl sonra da Mahmud Paşa Medresesi'nde görevlendirildi. 1528 Medâris-i Semâniyye'den Müftü Medresesi'ne müderris oldu. Beş yıl sonra ise İstanbul kadılığına getirildi.

Ebüssuûd Efendi, Kara Boğdan, Estergon ve Budin seferlerinde padişahın yanında yer aldı. Budin'in fethinden sonra şehirde ilk cuma namazı onun tarafından kıldırıldı. Sekiz yıl Rumeli kazaskeri olarak görev yaptıktan sonra Fenârîzâde Muhyiddin Efendi'nin yerine şeyhülislâm oldu.

  • 20
  • 28
İLMİYE MÜESSESİNE ÇEKİDÜZEN VERDİ
İLMİYE MÜESSESİNE ÇEKİDÜZEN VERDİ

Ebüssuûd Efendi'nin şeyhülislâm olması bu kurumu diğer ilmî müesseselerin üstüne çıkardı. İlmiye teşkilâtına çeki düzen veren İlmiye Kanunnamesi de Ebüssuûd Efendi tarafından hazırlandı.

Ebüssuûd Efendi birçok hayır eseri yaptırdı. Eyüp Sultan'daki zâviye, sıbyan mektebi ve sebilden oluşan külliyesinde kendi mezarının da yer aldığı aile hazîresi bulunur. İstanbul'da Macuncu Odabaşı mahallesinde kendi adıyla anılan bir çeşme ve hamamla İskilip'te babasının türbesi yanında cami, imaret ve mektep inşa ettirdi. Ebüssuûd Efendi ayrıca Kırım'ın Kefe şehrinde bir cami, İnebahtı'da bir mescitle Şehremini Ereğli mahallesinde bir sıbyan mektebi inşa ettirdi.

  • 21
  • 28
KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN’IN EBÜSSUÛD EFENDİ’YE OLAN HÜRMETİ
KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN’IN EBÜSSUÛD EFENDİ’YE OLAN HÜRMETİ

Kanûnî Sultan Süleyman Ebüssuûd Efendi'ye büyük bir saygı duydu ve Süleymaniye Camii'nin temelini teberrüken ona attırdı. Padişahın Sigetvar seferinde iken yolda yazdığı ve hasta olan Ebüssuûd'un hatırını sorduğu mektubuna, "Halde haldaşım, sinde sindaşım, âhiret karındaşım, tarîk-i hakda yoldaşım Molla Ebüssuûd Efendi Hazretleri" diye başlaması ve "bende-i hudâ Süleyman Hân-ı bî-riyâ" diye bitirmesi onun padişah nezdindeki itibarını gösterir.

  • 22
  • 28
DÖRT PADİŞAH DÖNEMİNİN ŞEYHÜLİSLAMI
DÖRT PADİŞAH DÖNEMİNİN ŞEYHÜLİSLAMI

Ebüssuûd Efendi Kanuni Sultan Süleyman, II. Selim, III. Murad ve III. Mehmet devirlerinde şeyhülislâmlık, kazaskerlik yapan ve diğer ilmî mevkilerde bulunan birçok âlimin hocası olmuştu. Şeyhülislâm Mâlulzâde Seyyid Mehmed, Abdülkadir Şeyhî, Hoca Sâdeddin, Bostanzâde Mehmed ve Sun'ullah efendilerle Bostanzâde Mustafa, Cenâbî Mustafa Efendi, Şair Bâkî, Hâce-i Sultânî Atâullah, tezkireci Âşık Çelebi ve Kınalızâde Hasan Çelebi, Ebülmeyâmin Mustafa Efendi ve Ali Cemâlî Efendi'nin oğlu Fudayl Çelebi gibi âlimler bunlar arasında sayılabilir.

  • 23
  • 28
KANUNİ EBUSSUUD EFENDİ’DEN NE FETVASI ALDI?
KANUNİ EBUSSUUD EFENDİ’DEN NE FETVASI ALDI?

Kanûnî Sultan Süleyman, Topkapı Sarayı'nın bahçesindeki meyve ağaçlarını karıncaların sarması üzerine, kurtulmak için çare araştırır ve ağaçların gövdelerine kireç dökülürse meselenin çözüleceğini öğrenir. Fakat Şeyhülislam'dan izin alması lazım gelir. Sualini şiirleştirerek bir beyitle Ebussuud Efendi'ye sorar: "Dırahtı (ağacı) sarmış olsa eğer karınca/ Zarar var mı karıncayı kırınca." Ebussuud Efendi, padişahın bu zarif ifadesine aynı zariflikte bir beyitle karşılık verir: "Yarın divânına Hakkın varınca/ Süleyman'dan alır hakkın karınca."

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN