Osmanlı'nın ilmiyle yol gösteren 5 şeyhülislamı
Osmanlı'da şeyhülislamlar, padişahların yanında, onların devlet işlerini istişare ettikleri önemli bir konuma sahipti. Padişahlar tarafından oldukça hürmet görürlerdi. O kadar ki Yavuz Sultan Selim'in kaftanına Şeyhülislam İbn Kemal'in atının ayağından sıçrayan çamuru ölümünden sonra sandukası üzerine örtülmesi vasiyetinde bulunmuştu. İşte sizler için Osmanlı Devleti'nde hem ilmiyle hem de maneviyatıyla öne çıkan şeyhülislamları derledik.
Giriş Tarihi: 16.05.2019
09:07
Güncelleme Tarihi: 30.05.2020
11:13
OSMANLI'NIN İLK ŞEYHÜLİSLAMI
1402'deki Ankara Savaşı'nın ardından Mısır seyahati dönüşünde Konya ve Karaman'a uğradığında tanıştığı Mehmed Bey'le Karaman'a gitti. Orada on yıldan fazla bir müddet ders verdi. 1414'de Bursa'ya döndü ve Sultan Çelebi Mehmed devrinde 1415 yılında ikinci defa Bursa kadılığına getirildi. 1419'da Hacca gitti ve dönerken Kahire'ye uğradı. Kahire'de bulunduğu sırada dönemin önde gelen âlimleriyle ilmî müzakerelerde bulundu bulundu ve ders verdi. 1420 yılında Mısır'dan ayrılan Molla Fenârî, Kudüs'e uğradıktan sonra Bursa'ya döndü ve eski görevine devam etti. Sultan II. Murad tarafından 1425'de müftülük vazifesine getirildi. Bu sebeple de Osmanlı'nın ilk şeyhülislamı kabul edilir.
10.000 CİLTLİK KÜTÜPHANE BIRAKTI
Molla Fenârî, Osmanlı Devleti'nde tasavvufa ilgi duyan ilim adamalarınım önde gelenlerindendi. Maddi durumu iyi olmasına rağmen sade bir hayat yaşadı. Molla Fenârî geçimini sağlamak için ipekçilikle meşgul olmuştu. Vefat ettiğinde 10.000 ciltlik bir kütüphane bırakmıştı. Molla Fenârî, Kudüs'te bir medrese ile Bursa 'da üç mescit ve bir medrese yaptırdı.1430 tarihli vakfiyesiyle bunlara birçok mülkünü bağışladı.
Tefsir ve fıkıh sahalarında birçok kitap yazdı. 15 Mart 1431 tarihinde Bursa'da vefat etti. Kabri Bursa'nın Osmangazi ilçesinde kendi adıyla anılan mahallededir.
MOLLA FENARİ’NİN TALEBELERİ
Öğrencileri arasında oğlu Mehmed Şah Fenârî, Şehâbeddin İbn Arabşah, Kadızâde Rûmî, Kutbüddinzâde İznikî, Kâfiyeci, Emîr Sultan, Molla Yegân ve İbn Hacer el-Askalânî gibi âlimler bulunur.
Muhyiddin İbnü'l-Arabî tasavvufî düşüncelerinin şekillenmesinde büyük tesiri vardı. İbnü'l-Arabî'ye nispet edilen Ekberiyye mektebinin görüşlerini Anadolu'da temsil eden âlimler arasındadır.
MOLLA FENARİ SOMUNCU BABA’YLA NASIL TANIŞTI?
Molla Fenârî'nin Somuncu Baba'yla ile meşhur menkıbesi vardır. Bursa Ulu Camii'nin açılışında Cuma hutbesini okuması için Yıldırım Beyazıt Han, büyük âlim Seyyid Emir Sultan Hazretlerini görevlendirir. O da "Sultanım, zamanımızın büyüğü burada bulunurken bizim hutbe okumamız edebe uygun değildir" diyerek, o zamana kadar kendisini gizleyen Somuncu Baba'yı işaret eder. Ulu Cami'nin açılışında büyük bir âlim topluluğunun yanında Molla Fenârî Hazretleri de vardır. Somuncu Baba, hutbede, "Ulemadan bazısının, Fatiha-i şerifinin tefsirinde müşkülatı bulunmaktadır. Onun için bu hutbede bu surenin tefsirini yapalım" buyurur ve Fatiha suresinin yedi türlü tefsirini yapar. Herkes bu hutbeye hayran kalır, şöhretten son derece sakınan Somuncu Baba'nın büyüklüğü ortaya çıkar. Bu hadiseden sonra, sırrının ifşa olmasını öne sürerek Bursa'dan ayrılır.
Hutbeyi dinleyenler arasında bulunan kadı Molla Fenârî Hazretleri, o sırada Fatiha suresini tefsiriyle ilgili çalışmaktadır ve bu çalışmayla ilgili olarak müşkülatı vardır. Fenârî, "Somuncu Baba önce bizim bu surenin tefsirindeki müşkülümüzü halletti. O, bunun büyük bir kerametiydi. Çünkü Fatiha'nın birinci tefsirini herkes anladı. İkinci tefsirini bir kısım cemaat anlamıştı. Üçüncüsünü anlayanlar çok azdı. Dördüncü ve sonraki tefsirleri içimizde anlayan yok gibiydi" sözleriyle Somuncu Baba'nın büyüklüğünü ve kerametini ortaya koyar.