Osmanlı'nın ilmiyle yol gösteren 5 şeyhülislamı
Osmanlı'da şeyhülislamlar, padişahların yanında, onların devlet işlerini istişare ettikleri önemli bir konuma sahipti. Padişahlar tarafından oldukça hürmet görürlerdi. O kadar ki Yavuz Sultan Selim'in kaftanına Şeyhülislam İbn Kemal'in atının ayağından sıçrayan çamuru ölümünden sonra sandukası üzerine örtülmesi vasiyetinde bulunmuştu. İşte sizler için Osmanlı Devleti'nde hem ilmiyle hem de maneviyatıyla öne çıkan şeyhülislamları derledik.
Giriş Tarihi: 16.05.2019
09:07
Güncelleme Tarihi: 30.05.2020
11:13
DÖRT PADİŞAH DÖNEMİNİN ŞEYHÜLİSLAMI
Ebüssuûd Efendi Kanuni Sultan Süleyman, II. Selim, III. Murad ve III. Mehmet devirlerinde şeyhülislâmlık, kazaskerlik yapan ve diğer ilmî mevkilerde bulunan birçok âlimin hocası olmuştu. Şeyhülislâm Mâlulzâde Seyyid Mehmed, Abdülkadir Şeyhî, Hoca Sâdeddin, Bostanzâde Mehmed ve Sun'ullah efendilerle Bostanzâde Mustafa, Cenâbî Mustafa Efendi, Şair Bâkî, Hâce-i Sultânî Atâullah, tezkireci Âşık Çelebi ve Kınalızâde Hasan Çelebi, Ebülmeyâmin Mustafa Efendi ve Ali Cemâlî Efendi'nin oğlu Fudayl Çelebi gibi âlimler bunlar arasında sayılabilir.
KANUNİ EBUSSUUD EFENDİ’DEN NE FETVASI ALDI?
Kanûnî Sultan Süleyman, Topkapı Sarayı'nın bahçesindeki meyve ağaçlarını karıncaların sarması üzerine, kurtulmak için çare araştırır ve ağaçların gövdelerine kireç dökülürse meselenin çözüleceğini öğrenir. Fakat Şeyhülislam'dan izin alması lazım gelir. Sualini şiirleştirerek bir beyitle Ebussuud Efendi'ye sorar: "Dırahtı (ağacı) sarmış olsa eğer karınca/ Zarar var mı karıncayı kırınca." Ebussuud Efendi, padişahın bu zarif ifadesine aynı zariflikte bir beyitle karşılık verir: "Yarın divânına Hakkın varınca/ Süleyman'dan alır hakkın karınca."
CEMALEDDİN EFENDİ KİMDİR?
1848yılında dünyaya gelen Cemaleddin Efendi, önce özel hocalardan ve babasından ders aldı. Babasının görevi nedeniyle Kayseri, Sivas ve Mekke'ye gitti. Adliye Nezareti ceza dairesinde çeşitli görevlerde bulundu. 1878'de şeyhülislamlık mektupçusu oldu. Bu görevde iken yazdığı maruzatları ile şeyhülislamlık makamında olup bitenleri saraya bildirerek Sultan II. Abdülhamid'in dikkatini çekti. Haremeyn ve İstanbul kadılığı, Anadolu kazaskerliği ve Rumeli kazaskerliği yaptı. Kırk üç yaşında iken 4 Eylül 1891'de Ömer Lütfü Efendi'nin yerine şeyhülislam oldu.
SULTAN ABDÜLHAMİD’İN GÜVENDİĞİ KİŞİLERDEN
Sultan Abdülaziz ile Sultan V. Murad'ın şeyhülislamlık makamında hazırlanan fetvalarla hal edilmesi, Sultan II. Abdülhamid'i bu makama çok güvenebileceği bir kimseyi getirmeye yönlendirdi. Cemaleddin Efendi, Sultan II. Abdülhamid'in saltanatının sonlarına kadar on yedi yıl al ay gibi uzun bir süre bu mevkide kaldı. Zaman zaman hakkında hükümdarı kuşkulandıracak jurnaller verildiyse de bunlar pek ciddiye alınmadı. Sultan Abdülhamid bütün devlet ricâline olduğu gibi Cemâleddin Efendi'ye de bol ihsanlarda bulunmuş, Kuruçeşme'de yaptırdığı yalıyı bütün mefruşatı ile kendisine hediye etmişti.
Cemâleddin Efendi hükümetin bir üyesi olarak memleket meseleleriyle yakından ilgilenmiş, müzakerelerde farklı görüşler ileri sürdüğü gibi birçok karara da muhalefet etmişti. Dış devletlerden alınacak borçlar, çıkarılacak hisse senetleri, Ereğli kömür madenlerini işletme hakkının borç karşılığında bir yabancıya verilmesi konularında ve bütçe müzakerelerinde çok sert muhalefette bulundu. Sultan Abdülhamid de şeyhülislâmın rızası olmadan kararları onaylamayacağını sadrazama bildirmişti.