Osmanlı'nın ilmiyle yol gösteren 5 şeyhülislamı
Osmanlı'da şeyhülislamlar, padişahların yanında, onların devlet işlerini istişare ettikleri önemli bir konuma sahipti. Padişahlar tarafından oldukça hürmet görürlerdi. O kadar ki Yavuz Sultan Selim'in kaftanına Şeyhülislam İbn Kemal'in atının ayağından sıçrayan çamuru ölümünden sonra sandukası üzerine örtülmesi vasiyetinde bulunmuştu. İşte sizler için Osmanlı Devleti'nde hem ilmiyle hem de maneviyatıyla öne çıkan şeyhülislamları derledik.
Giriş Tarihi: 16.05.2019
09:07
Güncelleme Tarihi: 30.05.2020
11:13
CEMALEDDİN EFENDİ KİMDİR?
1848yılında dünyaya gelen Cemaleddin Efendi, önce özel hocalardan ve babasından ders aldı. Babasının görevi nedeniyle Kayseri, Sivas ve Mekke'ye gitti. Adliye Nezareti ceza dairesinde çeşitli görevlerde bulundu. 1878'de şeyhülislamlık mektupçusu oldu. Bu görevde iken yazdığı maruzatları ile şeyhülislamlık makamında olup bitenleri saraya bildirerek Sultan II. Abdülhamid'in dikkatini çekti. Haremeyn ve İstanbul kadılığı, Anadolu kazaskerliği ve Rumeli kazaskerliği yaptı. Kırk üç yaşında iken 4 Eylül 1891'de Ömer Lütfü Efendi'nin yerine şeyhülislam oldu.
SULTAN ABDÜLHAMİD’İN GÜVENDİĞİ KİŞİLERDEN
Sultan Abdülaziz ile Sultan V. Murad'ın şeyhülislamlık makamında hazırlanan fetvalarla hal edilmesi, Sultan II. Abdülhamid'i bu makama çok güvenebileceği bir kimseyi getirmeye yönlendirdi. Cemaleddin Efendi, Sultan II. Abdülhamid'in saltanatının sonlarına kadar on yedi yıl al ay gibi uzun bir süre bu mevkide kaldı. Zaman zaman hakkında hükümdarı kuşkulandıracak jurnaller verildiyse de bunlar pek ciddiye alınmadı. Sultan Abdülhamid bütün devlet ricâline olduğu gibi Cemâleddin Efendi'ye de bol ihsanlarda bulunmuş, Kuruçeşme'de yaptırdığı yalıyı bütün mefruşatı ile kendisine hediye etmişti.
Cemâleddin Efendi hükümetin bir üyesi olarak memleket meseleleriyle yakından ilgilenmiş, müzakerelerde farklı görüşler ileri sürdüğü gibi birçok karara da muhalefet etmişti. Dış devletlerden alınacak borçlar, çıkarılacak hisse senetleri, Ereğli kömür madenlerini işletme hakkının borç karşılığında bir yabancıya verilmesi konularında ve bütçe müzakerelerinde çok sert muhalefette bulundu. Sultan Abdülhamid de şeyhülislâmın rızası olmadan kararları onaylamayacağını sadrazama bildirmişti.
BÜTÜN CAMİLERİ İHTİYAÇ SAHİPLERİNE AÇTI
1912 yılında Balkan Savaşı'nın bütün şiddetiyle devam ettiği ve askerlerin koleradan kırıldığı bir sırada, bunların bakımı için elverişli yerler bulunamaması üzerine, Cemâleddin Efendi'nin damadı olan Şehremini Cemil Paşa bazı camilerin bu iş için ayrılmasını teklif etmiş, Evkaf Nâzırı Ziyâ Paşa da bu teklife şiddetle karşı çıkmıştı. Ancak Şeyhülislâm gerekirse bütün camilerin yaralı ve hasta askerlere tahsisi için fetva verebileceğini söylemiş, böylece birkaç cami koleralı askerlere ayrılmıştı.
ABDÜLHAMİD SUİKASTTAN NASIL KURTULDU?
Cemâleddin Efendi başta cuma selâmlıkları olmak üzere bütün merasimlerde en başta yer aldı. 21 Temmuz 1905 cuma selâmlığında kendisiyle birkaç dakikalık sohbeti sebebiyle Ermeni tedhişçilerin bomba suikastından kurtulan Abdülhamid'in nezdinde itibarı bir kat daha arttı.
Cemâleddin Efendi 4 Nisan 1919'da vefat etti. Vasiyeti üzerine naaşI İstanbul'a getirilerek Fatih Otlukçu Yokuşu'nda yaptırmış olduğu aile mezarlığına gömüldü. Mezarı daha sonra Edirnekapı Şehitliği'ne nakledildi.