Osmanlı'nın ilmiyle yol gösteren 5 şeyhülislamı
Osmanlı'da şeyhülislamlar, padişahların yanında, onların devlet işlerini istişare ettikleri önemli bir konuma sahipti. Padişahlar tarafından oldukça hürmet görürlerdi. O kadar ki Yavuz Sultan Selim'in kaftanına Şeyhülislam İbn Kemal'in atının ayağından sıçrayan çamuru ölümünden sonra sandukası üzerine örtülmesi vasiyetinde bulunmuştu. İşte sizler için Osmanlı Devleti'nde hem ilmiyle hem de maneviyatıyla öne çıkan şeyhülislamları derledik.
Giriş Tarihi: 16.05.2019
09:07
Güncelleme Tarihi: 30.05.2020
11:13
MOLLA FENARİ SOMUNCU BABA’YLA NASIL TANIŞTI?
Molla Fenârî'nin Somuncu Baba'yla ile meşhur menkıbesi vardır. Bursa Ulu Camii'nin açılışında Cuma hutbesini okuması için Yıldırım Beyazıt Han, büyük âlim Seyyid Emir Sultan Hazretlerini görevlendirir. O da "Sultanım, zamanımızın büyüğü burada bulunurken bizim hutbe okumamız edebe uygun değildir" diyerek, o zamana kadar kendisini gizleyen Somuncu Baba'yı işaret eder. Ulu Cami'nin açılışında büyük bir âlim topluluğunun yanında Molla Fenârî Hazretleri de vardır. Somuncu Baba, hutbede, "Ulemadan bazısının, Fatiha-i şerifinin tefsirinde müşkülatı bulunmaktadır. Onun için bu hutbede bu surenin tefsirini yapalım" buyurur ve Fatiha suresinin yedi türlü tefsirini yapar. Herkes bu hutbeye hayran kalır, şöhretten son derece sakınan Somuncu Baba'nın büyüklüğü ortaya çıkar. Bu hadiseden sonra, sırrının ifşa olmasını öne sürerek Bursa'dan ayrılır.
Hutbeyi dinleyenler arasında bulunan kadı Molla Fenârî Hazretleri, o sırada Fatiha suresini tefsiriyle ilgili çalışmaktadır ve bu çalışmayla ilgili olarak müşkülatı vardır. Fenârî, "Somuncu Baba önce bizim bu surenin tefsirindeki müşkülümüzü halletti. O, bunun büyük bir kerametiydi. Çünkü Fatiha'nın birinci tefsirini herkes anladı. İkinci tefsirini bir kısım cemaat anlamıştı. Üçüncüsünü anlayanlar çok azdı. Dördüncü ve sonraki tefsirleri içimizde anlayan yok gibiydi" sözleriyle Somuncu Baba'nın büyüklüğünü ve kerametini ortaya koyar.
ZENBİLLİ ALİ EFENDİ KİMDİR?
Doğum tarihine ve yerine dair kesin bilgi olamayan Zenbilli Ali Efendi, Fatih Sultan Mehmet'in ilk saltanat yıllarında doğmuş olduğunu söylenir. İlk eğitimini, Pîrî Mehmed Paşa'nın annesi tarafından dedesi olan Lârendeli Mevlânâ Hamza'dan aldı. Ardından İstanbul'a gidip Molla Hüsrev'in derslerine devam etti. Molla Hüsrev müftülüğe tayin edilince Bursa'ya giderek burada Sultâniye müderrisi olan Mevlânâ Hüsâmzâde Mustafa Efendi'den ders okumaya başladı. Öğrenimini tamamlayınca Hüsâmzâde onu kendisine yardımcı edindi ve kızı ile evlendirdi.
Önce Fatih Sulan Mehmet zamanında Edirne Medresesi'nde müderris olarak tayin edildi. Daha sonra sırasıyla Bursa'daki Kaplıca Medresesi'ne ve Amasya'daki II. Beyazıt Külliyesine tayin edildi. Burada Amasya müftülüğüne gönderildi. Ali Cemâlî Efendi, Amasya müftülüğünden sonra Bursa'da Hüdavendigar Medresesi'ne, ardından Bursa Sultâniyesi'ne (Yeşilcami Medresesi) tayin edildi.
ZENBİLLİ ALİ EFENDİ İLE BAŞLAYAN GELENEK
II. Bayezid, İstanbul'da yaptırdığı, bugün Türk Vakıf Hat Sanatları Müzesi olan medresenin müderrisliğini haftada bir gün ders okutmak üzere 50 akçe ile kendisine verdi. Bundan sonra, İstanbul'daki Beyazıt Medresesi müderrisliğiyle II. Bayezid'e ait evkafın nezaret cihetinin şeyhülislâmlığa dönüşecek olan İstanbul müftülerine verilmesi âdet haline geldi.
ÜÇ PADİŞAH DÖNEMİNİN ŞEYHÜLİSLAMI
II. Bayezid'in ardından tahta çıkan Yavuz Sultan Selim de Zenbilli Ali Efendi'yi saltanatı süresince müftülük görevinde bıraktı. Kanûnî Sultan Süleyman döneminde ölümüne kadar bu görevde kaldı. Kanûnî zamanında Rodos adasının fethinde bulundu ve camiye çevrilen Saint Jean Katedrali'nde ilk cuma namazını kıldırdı.