Osmanlı'nın kadim geleneği: Mevlid alayları
Mevlid Kandili tarih boyunca farklı biçimlerde idrak edildi. Osmanlı'da Mevlid Kandili, bayram gibi büyük bir coşkuyla ihya edilirdi. Bu geceye yönelik resmî hazırlıklar, İstanbul kadısının hilalin görüldüğünü, yani Rebiülevvel ayının girdiğini bildiren ilanını Bâbıâli'ye takdim etmesiyle başlardı. Mevlid alayları ise Osmanlı'nın en önemli merasimlerindendi. Peki, mevlid alaylarında kaide nasıldı? İşte bilinmeyen yönleriyle Osmanlı'da Mevlid Kandili...
Giriş Tarihi: 28.10.2020
18:08
Güncelleme Tarihi: 14.09.2024
09:29
TÖRENLERİN GERÇEKLEŞTİĞİ CAMİLER
📌 Mevlid alayları, Osmanlı'nın en önemli merasimlerindendi. Topkapı Sarayı'ndaki törenlerin bazen Ayasofya Camii'nde bazen de Ağalar Camii'nde, sonraki yıllarda ise başta Sultan Ahmed Camii olmak üzere Eminönü Vâlide Sultan, Eyüp Sultan, Beyazıt, Nusretiye ve Yıldız camilerinde gerçekleştirildi.
▶Mevlid alayları, belirli program ve protokollere bağlıydı.
📌 Mevlid Kandili'nden birkaç gün önce padişaha hangi camiye ve saat kaçta gideceği sorulurdu. Sultanın cevabına göre de törene katılacak kişilere uygun pusula gönderilirdi.
📌 Padişahın herhangi bir sebeple kandile katılamaz ya da müjdecilerin şehre gelmezse resmî tören uygun zamana ertelenir yalnızca umumî kutlamalarla yetinilirdi.
Osmanlı'nın ihtişamlı saltanat geleneği
📌 Vazifeli devlet erkânı atlarına binerek, sarayın büyük kapısında düzen içinde bekleyip, padişahı karşılar ve camiye kadar refakat ederlerdi.
📌 Sultanlar, büyük bir alayla mevlid okunacak selatin camiye giderdi. Padişahın geçeceği yol güzergâhına kum dökülürdü.
📌 Davetiye gönderilen devlet ricâli ise belirtilen saatte tören kıyafetleriyle caminin önünde alay düzeni alıp padişahı beklerdi. Davetiyesi olmayanlar ise sabahın erken saatlerinden itibaren caminin önünde beklerdi.
Devlet erkanının tören kıyafetleri şöyleydi: Sadrazam başına kallâvi adı verilen kavuk mevsime göre erkân kürk veya ferace, şeyhülislam örf mevsimine uygun ferve-i beyzâ (ferve-i samur) veya ferâce-i beyzâ, büyük vezirler kallâvi ve mevsim gereği erkân kürk ya da ferace, ulema ve müderrislerin tamamı muvahhidî kürkler, defterdârlar kethüda, reîsü'l-küttâb, şıkkayn efendiler ve çavuşbaşı Selîmî kavuk ve mevsim icabı erkân kürk veya ferace giyerdi.
📌 Devlet erkânı camide yerlerini alınca sadrazam, onun yokluğunda sadaret kaymakamı, Bâbıâli ricâliyle birlikte alayla gelir, mihrabın içindeki seccadeye oturur, diğerleri onun etrafında halka şeklinde yerleşirlerdi.
📌 Mevlid alayı camiye yaklaştığında müezzin mahfilinde Fetih suresini okunmaya başlardı. Sure tamamlandığı sırada, padişahın geldiğini belli etmek için kafesin küçük penceresi açılırdı.
📌 Herkes ayağa kalkar, sadrazam ve şeyhülislâm padişahı selamlar, kafes tekrar kapanır ve herkes yerine otururdu.
Fikriyat Kur'an-ı Kerim uygulamasından Fetih suresini okumak için tıklayın
📌 Ayasofya, Sultanahmet ve nöbetçi şeyhler sırayla kürsüye çıkıp vaaz verirdi. Bu sırada cemaate şerbet ve buhur dağıtılırdı. Vaazlar bitince mevlidhânlar mevlid okumaya başlarlar, ikinci mevlidhânlar "Geldi bir ak kuş kanadıyla revân/Arkamı sığadı kuvvetle hemân " beytini okuyunca cemaat ayağa kalkardı.
📌 Sadrazam, Mekke şerifinin nâmesi (mektup) ile emirülhacın mektubunu müjdecibaşıdan alıp, reisülküttap eliyle padişaha gönderirdi. Reisülküttap, mektubu padişahın huzurunda yüksek sesle okuyup, tekrar eski yerine dönerdi.
Haremeyn nâzırı olan Dârüssaâde ağasına samur kürk, reîsülküttâb ile müjdecibaşıya hilat giydirilirdi.
*Hilat: Halife ve hükümdarlar tarafından verilen şeref elbisesi.