Osmanlı'nın külhanbeyleri hakkında 10 bilgi
Her dönemde olduğu gibi Osmanlı döneminde de toplumsal kesimde kendilerine has tarzlarıyla farklı türde insanlar yaşamıştı. Çocuk yaşta külhancılar tarafından himaye edilip korunan, kendilerine özgü hayat tarzları, kılık kıyafetleri, konuşma biçimleri ve davranışlarıyla aykırı bir sınıf olan külhanbeyleri bunlara örnekti. Peki, Osmanlı'nın bu en renkli zümrelerinden biri olan külhanbeyleri kimdi? Ne iş yapar, nasıl geçinir ve toplumdaki konumları neydi? İşte Osmanlı'nın en marjinal zümrelerinden biri olan külhanbeylerine dair 10 ilgi çekici bilgi...
Giriş Tarihi: 02.05.2020
09:12
Külhanbeyi olmak için neler yapılması gerekiyordu?
11-15 yaşlarındaki kimsesiz çocuklar, Apaş Tekkesi denilen hamam külhanında, destebaşı unvanlı amirleri tarafından bir imtihana tabi tutularak hamama kabul edilirlerdi. Bunun için bir tören düzenlenirdi. Külhanbeyi adayının o gün çarşıdan topladığı erzakla pişen yemek, törenle yendikten sonra kardeşlik merasimi adı verilen törene geçilir, kardeş olarak iki kişiye bir gömlek giydirilir, fatiha okunarak tören sona erdirilirdi.
Külhanbeyi olabilmenin bazı şartları vardı. Bunun ilki, adayın annesiz babasız olmasıydı . Kardeşinin olması bir engel teşkil etmemekle birlikte, hiçbir aile bağının olmaması tercih sebebiydi. Dışarıda herhangi bir dereceden akrabası olanlar tercih edilmezlerdi.
Osmanlı'nın deli süvarileri
Külhanda hayat nasıl devam ederdi?
Hamamda on kişilik gruplar destebaşı tarafından yönetilirlerdi. Destebaşı kişi külhanın düzenini korumakla görevli olup üyelere, kurallara uymaları konusunda nasihatlerde bulunur, onların dışarıda nasıl davranmaları gerektiğini anlatırdı. Her yerde olduğu gibi külhanda yaşamanın da belli kuralları vardı. Akşama doğru, külhanbeyleri gündüz topladıkları yiyeceklerle ocağa dönerler ve yemek hazırlamaya başlarlardı. Külhan sakinlerinin sayısı tam olarak bilindiğinden, ocağın son sakini dönünceye kadar yemek yenmezdi . Külhanın kapısı aralık bırakılır ve herkes geldikten sonra kapı kapatılırdı. Yemekten sonra bir süre şarkı-türkü söylenir, gazeller okunurdu. Çeşitli çalgı aletleri eşliğinde eğlenceler yapılır ve oyunlar oynanırdı.
Bir devrin kültür ocağı: Marmara Kıraathanesi'nin portresi
Külhanbeyleri gündelik hayatlarında neler yapardı?
Hamamlarda bu çocuklara birtakım yapmaları için birtakım görevler verilirdi. Kütüklerin hamam taşınmasına yardım etmenin yanında ocak külünü dışarı atar, ortalığı temizler, külhancıya yardım ederlerdi. Bunun yanında 16- 23 yaşları arasındaki yetişkin külhanbeyleri İstanbul'da kış mevsiminde meydan süpürgesi denilen büyük süpürgelerle çamurlu yolları temizlerlerdi. İstanbul'da modern belediye hizmetlerinin verilmesinden önce, kışın sokaklarda biriken çamurları mahkumlar süpürmekteydi. Daha öncesinde ise bu işi gönüllü olarak külhanbeyleri yapmışlardı.
Osmanlı sultanları nasıl yemek yerdi? Osmanlı mutfağından günümüze gelen yemekler
Külhanbeylerinin hamam dışında uymaları gereken kurallar nelerdi?
Külhanbeylerinin hamamda olduğu gibi hamam dışında da uymaları gereken birtakım kurallar vardı. Yaşları 10-14 arası olan külhanbeyleri dışarıya ikişer ikişer çıkmalıydılar. Bunların, Yahudilere saldırmaları şiddetle yasaklanmıştı, zor durumdaki küçük çocukları ve güçsüz kadınları savunmaları gerekirdi. Seyyar satıcılardan hiçbir şey isteyemezlerdi. Fakat istedikleri parayı vermezlerse, özellikle lalalarıyla dolaşan ekabir takımına sataşmalarına izin verilmişti.
Osmanlı şerbetleri nasıl yapılır? Ramazan'a özel Osmanlı şerbetleri
Geçimlerini nasıl sağlıyorlardı?
Yazları genellikle külhanlarını terk ederek sahillere ve daha çok Yenikapı, Kumkapı, Çatladıkapı, Unkapanı, Salıpazarı, Fındıklı, Üsküdar, Samatya gibi odun yığınları bulunan yerlere dağılan külhanbeyleri, geceleri odun yığınları üzerinde yatarlardı. Gündüz vakitleri büyük olan külhanbeyleri pazarda arka küfesiyle hamallık yapar , küçük olanları ise hanım ve beyefendilerin eşyalarını taşıyarak geçinirdi.
Güçlü, kuvvetli, çevik ve hızlı olanlarından bazıları mahalle tulumbacılarına katılarak yangına gider, toplanan bahşişte pay alırdı. İçlerinde, kendilerini toparlayarak doğru düzgün bir hayata sahip olanlar olduğu gibi, hiçbir iş görmeyerek yankesicilik ve hırsızlıkla geçinenler de vardı.
Huzur veren Osmanlı geleneği: Temcid-i şerif