Osmanlı'nın kültürel kimliğini yansıtan ihtişamlı saray törenleri
Osmanlı'daki saray törenleri devletin kültürünü, kimliğini ve zarafetini yansıtırdı. Merasimler belirli usul ve kaidelere göre yapılır, oldukça teferruatlı protokol kuralları uygulanırdı. Bu törenler, devletin büyüklüğü ve ihtişamını gösterirdi. Öyle ki pek çok Avrupalı seyyah eserlerinde, Osmanlı'nın merasimlerinden hayranlıkla bahsederdi. Gelin, Osmanlı'nın kültürel kimliğini yansıtan ihtişamlı saray törenlerine daha yakından bakalım.
Giriş Tarihi: 06.07.2021
17:43
Güncelleme Tarihi: 07.07.2023
13:38
Sesli dinlemek için tıklayınız.
DEVLETİN İHTİŞAMINI GÖSTEREN DİVAN
📌 Elçiler, kendi hükümdarlarının nâmelerini sunmak için arz günlerinde Divan-ı Hümayun'a davet edilirdi. Genellikle de ulufe dağıtılırken yani askerlere maaşları verilirken elçi kabulü yapılırdı . Böylelikle Osmanlı'nın ihtişamı ve devletin büyüklüğü gözler önüne serilirdi.
📌 Ulufe dağıtıp elçi kabul eden bu divanlara "büyük divân" ya da "galebe divânı" denilirdi.
(x)📚 Fikriyat sözlük (x) Nâme: Mektup
DEVLET MİSAFİRİ OLARAK KABUL EDİLİRLERDİ
📌Elçilerin, padişahın huzuruna girerken üzerinde kılıç bulunamazdı.1699 yılında Fransa elçisi protokole aykırı olarak Sultan II. Mustafa'nın huzuruna kılıcıyla girmek isteyince padişah, onu kabul etmedi. Getirdiği hediyeler iade edilip kendisine giydirilen kaftanı da geri alındı.
📌 Osmanlı'ya gelen daimi elçiler, görevlerine başlayana kadar misafir olarak kabul edilir, yaptıkları masraflar da devlet tarafından karşılanırdı. Elçi daha şehre girmeden karşılanır ve kendisi ile maiyetine yemek verilirdi.
(x) Hanedana ev sahipliği yapan Osmanlı sarayları
📌 Gelen elçinin yol güzergahındaki sancak beyi, kadı, nâib gibi devlet görevlilerine hükümler gönderilirdi. Geçtikleri şehirlerin idarecileri tarafından karşılanır ve konaklama ihtiyaçları giderilirdi. Ayrıca elçiyi karşılamak üzere rütbesine uygun görevli tayin edilirdi.
📌Huzura kabul edilip padişaha itimat mektubunu takdim ettikten sonra bu misafirlik biterdi.
📌 Elçilerin yolculuğu bitip payitahta geldiklerinde kendilerine bir ev tahsis edilir , birkaç gün sonra ise sadrazamın huzuruna çıkarlardı. Burada sadrazama nâme takdim edilirdi. Görüşmenin akabinde elçiye ikramda bulunulur, hilat giydirilirdi.
📌 Elçiye gösterilen muamele din, rütbesine göre değişir, her zaman aynı olmazdı. Örneğin Müslüman elçi huzura kabul edildiğinde sadrazam dâhil bütün devlet ileri gelenleri ayağa kalkardı. Elçi Hristiyan ise ayağa kalkılmazdı.
(x) 🔎Biliyor muydunuz?
(x) ◾ Savaş dönemlerinde, elçi hapsedilirdi. Bu uygulamaya 1806 yılındaki Rus savaşı sırasında son verildi.
ELÇİLERİN UYMASI GEREKEN PROTOKOL KURALLARI
📌 Elçi padişahın huzuruna çıkarken merasim düzenlenir, ziyaret yerlerine halılar serilir ve bu alanlar mücevherlerle süslenirdi.
📌Çavuşlar katibi vasıtasıyla huzura çıkmak için saraya getirilen elçi, ilk önce Ortakapı'ya uğrardı. Burada Fetih suresinin okunmasının ardından ikinci avludan Divan-ı Hümayun'a getirilir, kendisine ayrılan yere oturtulurdu. Batılı elçiler iskemleye, Müslüman elçiler ise mindere otururdu.
(x) Kılıçlara nakşedilen sure: Fetih
📌 Bir süre sonra sadrazam odaya girerdi. Oturduğunda sağında reisülküttap, çavuşbaşı ağa, tezkereci, mektubî ve teşrifâtî, solunda kethüda bey, muhzır ağa ile bostancılar odabaşısı, arkada enderun ağaları dururdu.
📌 Sadrazam, yerine oturduktan sonra mektup vermek için elçi ayağa kalkar, reisülküttab mektubu alır, sadrazamın yanındaki yastığın üzerine koyardı.
📌 Elçinin hali hatırı sorulduktan sonra divan, gündelik işleyişine devam ederdi. Toplantı bittikten sonra yemek yenilir, elçiye hilat giydirilirdi.
📌Ardından padişahın huzuruna girmek için hazırlanırken iki kapıcıbaşı elçinin koltuğuna girilerek onu odada biraz ilerletir sonra da ellerini elçinin boynuna götürürdü. Başını döşeme tahtalarına adeta temas ettirecek kadar yere eğildikten sonra kaldırır ve geriye odanın sonuna kadar çekilirlerdi.
📌Elçi, padişahın huzurunda hiç oturmaz, hep ayakta dururdu.
📌Huzura kabul edilen elçinin sultanın yüzüne bakması teamüllere aykırıydı.
📌Sadrazamın telkin ettikleri maddeler dışında direk sultanla konuşamazlardı. Örneğin Kanuni Sultan Süleyman döneminde huzura çıkan elçiler, sözlerini sadrazama söyler onlar da padişaha arz ederdi. Ardından padişah da gerekli cevabı sadrazama söyler, o da elçiye naklederdi.
(x)📚 Fikriyat sözlük (x) Teamül: Bir yerde öteden beri yapılagelmekte olan, âdet ve kānun hâline gelmiş olan muâmele