Arama

  • Anasayfa
  • Galeri
  • Tarih
  • Osmanlı'nın kültürel kimliğini yansıtan ihtişamlı saray törenleri

Osmanlı'nın kültürel kimliğini yansıtan ihtişamlı saray törenleri

Osmanlı'daki saray törenleri devletin kültürünü, kimliğini ve zarafetini yansıtırdı. Merasimler belirli usul ve kaidelere göre yapılır, oldukça teferruatlı protokol kuralları uygulanırdı. Bu törenler, devletin büyüklüğü ve ihtişamını gösterirdi. Öyle ki pek çok Avrupalı seyyah eserlerinde, Osmanlı'nın merasimlerinden hayranlıkla bahsederdi. Gelin, Osmanlı'nın kültürel kimliğini yansıtan ihtişamlı saray törenlerine daha yakından bakalım.

Sesli dinlemek için tıklayınız.
  • 3
  • 20
DEVLET MİSAFİRİ OLARAK KABUL EDİLİRLERDİ
DEVLET MİSAFİRİ OLARAK KABUL EDİLİRLERDİ

📌Elçilerin, padişahın huzuruna girerken üzerinde kılıç bulunamazdı.1699 yılında Fransa elçisi protokole aykırı olarak Sultan II. Mustafa'nın huzuruna kılıcıyla girmek isteyince padişah, onu kabul etmedi. Getirdiği hediyeler iade edilip kendisine giydirilen kaftanı da geri alındı.

📌 Osmanlı'ya gelen daimi elçiler, görevlerine başlayana kadar misafir olarak kabul edilir, yaptıkları masraflar da devlet tarafından karşılanırdı. Elçi daha şehre girmeden karşılanır ve kendisi ile maiyetine yemek verilirdi.

(x)Hanedana ev sahipliği yapan Osmanlı sarayları

📌 Gelen elçinin yol güzergahındaki sancak beyi, kadı, nâib gibi devlet görevlilerine hükümler gönderilirdi. Geçtikleri şehirlerin idarecileri tarafından karşılanır ve konaklama ihtiyaçları giderilirdi. Ayrıca elçiyi karşılamak üzere rütbesine uygun görevli tayin edilirdi.

📌Huzura kabul edilip padişaha itimat mektubunu takdim ettikten sonra bu misafirlik biterdi.

📌 Elçilerin yolculuğu bitip payitahta geldiklerinde kendilerine bir ev tahsis edilir, birkaç gün sonra ise sadrazamın huzuruna çıkarlardı. Burada sadrazama nâme takdim edilirdi. Görüşmenin akabinde elçiye ikramda bulunulur, hilat giydirilirdi.

📌 Elçiye gösterilen muamele din, rütbesine göre değişir, her zaman aynı olmazdı. Örneğin Müslüman elçi huzura kabul edildiğinde sadrazam dâhil bütün devlet ileri gelenleri ayağa kalkardı. Elçi Hristiyan ise ayağa kalkılmazdı.

(x)🔎Biliyor muydunuz?

(x)◾ Savaş dönemlerinde, elçi hapsedilirdi. Bu uygulamaya 1806 yılındaki Rus savaşı sırasında son verildi.

  • 5
  • 20
ELÇİLERİN UYMASI GEREKEN PROTOKOL KURALLARI
ELÇİLERİN UYMASI GEREKEN PROTOKOL KURALLARI

📌 Elçi padişahın huzuruna çıkarken merasim düzenlenir, ziyaret yerlerine halılar serilir ve bu alanlar mücevherlerle süslenirdi.

📌Çavuşlar katibi vasıtasıyla huzura çıkmak için saraya getirilen elçi, ilk önce Ortakapı'ya uğrardı. Burada Fetih suresinin okunmasının ardından ikinci avludan Divan-ı Hümayun'a getirilir, kendisine ayrılan yere oturtulurdu. Batılı elçiler iskemleye, Müslüman elçiler ise mindere otururdu.

(x)Kılıçlara nakşedilen sure: Fetih

📌 Bir süre sonra sadrazam odaya girerdi. Oturduğunda sağında reisülküttap, çavuşbaşı ağa, tezkereci, mektubî ve teşrifâtî, solunda kethüda bey, muhzır ağa ile bostancılar odabaşısı, arkada enderun ağaları dururdu.

📌 Sadrazam, yerine oturduktan sonra mektup vermek için elçi ayağa kalkar, reisülküttab mektubu alır, sadrazamın yanındaki yastığın üzerine koyardı.

📌 Elçinin hali hatırı sorulduktan sonra divan, gündelik işleyişine devam ederdi. Toplantı bittikten sonra yemek yenilir, elçiye hilat giydirilirdi.

📌Ardından padişahın huzuruna girmek için hazırlanırken iki kapıcıbaşı elçinin koltuğuna girilerek onu odada biraz ilerletir sonra da ellerini elçinin boynuna götürürdü. Başını döşeme tahtalarına adeta temas ettirecek kadar yere eğildikten sonra kaldırır ve geriye odanın sonuna kadar çekilirlerdi.

📌Elçi, padişahın huzurunda hiç oturmaz, hep ayakta dururdu.

📌Huzura kabul edilen elçinin sultanın yüzüne bakması teamüllere aykırıydı.

📌Sadrazamın telkin ettikleri maddeler dışında direk sultanla konuşamazlardı. Örneğin Kanuni Sultan Süleyman döneminde huzura çıkan elçiler, sözlerini sadrazama söyler onlar da padişaha arz ederdi. Ardından padişah da gerekli cevabı sadrazama söyler, o da elçiye naklederdi.

(x)📚Fikriyat sözlük
(x)Teamül: Bir yerde öteden beri yapılagelmekte olan, âdet ve kānun hâline gelmiş olan muâmele

  • 7
  • 20
FRANSIZ SEYYAHIN GÖZÜNDEN ELÇİ MERASİMİ
FRANSIZ SEYYAHIN GÖZÜNDEN ELÇİ MERASİMİ

📌 II. Murad'ın huzuruna çıkan Fransız seyyah Bertrandon de la Brouqire, şahit olduğu elçi merasimini şöyle aktarır:

"Edirne'de Sultan'ın huzuruna çıkmaya gittiğimiz zaman sarayın önünde birçok kimseler ve atlar vardı. Cümle kapısından içeri girdik. Bu kapı daima açık bulunuyor ve elleri asalı yirmi otuz hizmetli tarafından korunuyordu. İçeriye izinsiz girmek imkânsızdı. Bu kapıcıların yanında bir de başkanları olan kapıcıbaşı vardı. Milano elçisi içeriye girince kapının yanına oturttular. Herkes divanın toplanması için sultanın dairesinden çıkmasını beklemekteydi. Üç vezir ile Rumeli beylerbeyisi ve öbür beyler geldikten sonra padişah göründü. Maiyetindeki saray hizmetlileri divanın toplandığı yere bakan dairenin kapısına kadar gittiler. Padişah büyük divanhanenin köşesindeki tahta doğru yürüdü ve oraya oturdu. Paşalar ilerleyip biraz ötesinde durdular. Divana katılması gerekenler de geldiler ve uzaktaki duvarın dibine oturdular. Yirmi Ulah asilzadesi yüzleri padişaha dönük bir halde divanhanenin önünde yer aldılar. Bunlar rehinelerdi. Dairenin ortasında içlerinde etli pilav bulunan yüz kadar kap vardı. Milano elçisinin kabulü töreninden sonra yemek yendi."

(x)🔎Biliyor muydunuz?

(x)◾ Osmanlı, 16. ve 17. yüzyıllarda İstanbul'a gelen yabancı elçileri payitahtın dışında olarak kabul edilen Tarabya bölgesinde tutuyordu. 19. yüzyılda ise yabancı elçiler, tuvalet kullanacakları sözü vermeleri üzerine şehrin içinde ikamet etmeye hak kazandılar.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN