Osmanlı'nın sanatkar padişahları
Altı asır süren Osmanlı İmparatorluğu, son dünya düzeniydi. Ertuğrul Gazi ve Osman Gazi'nin diktiği çınar; dünyada adaletin, huzurun sembollerinden biri haline geldi. Üç kıtaya hükmeden cihan imparatorluğu olan Osmanlı padişahlarıysa küçük yaşlardan itibaren özenle yetiştiriliyor devlet idaresinin yanında muhakkak bir veya birkaç sanatın ustası oluyordu. Kimi bestekar, kimi şair kimiyse marangozdu. İşte sizler için başarılı devlet yönetiminin yanında sanatkarlığıyla öne çıkan padişahlar…
Giriş Tarihi: 22.04.2019
09:52
Güncelleme Tarihi: 22.04.2019
10:45
"Eyleme gönlün gözün cevr ile Avnî'nin harâb
Dürr ü gevherler verir bu bahr ile kânım sana"
İstanbul'u fethederek Peygamber efendimizin övgüsüne mazhar olan çağ, açıp çağ kapatan Fatih Sultan Mehmet, aynı zamanda bir divan şairiydi. Şiirlerinin tamamı günümüze kadar ulaşamadı fakat elde mevcut olan tek nüshada birçok şiiri mevcut.
Fatih Sultan Mehmet, şiirlerini yazarken Avni takma adını kullanıyordu. Şiirlerinden çok kuvvetli bir eğitim aldığı, birçok dil bildiği, zamanın bütün ilmi, kültürel, felsefi, siyasi ve entelektüel birikimlere sahip olduğu anlaşılır. Fatih şiirlerinden divan şiirinden son derece gelişmiş bir içerik biçimin oldukça güçlü bir şekilde verir. Fatih'in elde olan divanı hacim bakımından küçüktür. Fakat duygu, düşünce bakımından oldukça gelişmiş, renkli samimi sanatkâr kişiliğini yansıtan şiirlerdir.
HİLAFET TAHTININ SULTANI: YAVUZ SULTAN SELİM
Yavuz, ilme ve bilgiye önem veren bir padişahtı. Mısır seferine giderken yanındaki âlimlere Mısır tarihine ait eserler tercüme ettiren Sultan, böylelikle savaşa gidip gelirken yollarda geçen zamanın mühim bir kısmını ilme ve şiire ayırmıştı. Çağatay Edebiyatı'nı da tanıyan hatta Çağatayca şiir söyleyerek Ali Şîr Nevaî'ye nazire söyleyen şairler arasında yerini alan Yavuz Sultan Selim, Arapçaya ve Farsçaya ciddi derecede hâkim olan Yavuz, Osmanlı sultanları arasında Farsça divanı olan tek padişahtır.
Nihat Sami Banarlı Yavuz Sultan Selim'in şairliği için şöyle der: "Yavuz'un şiir sanatına vukufu ve o çağlarda şiir söylemeyi mümkün kılan umumî bilgisi ve edebi kültürü hakkında, onun Farsça divanı bize kafi bir fikir verebilecek mahiyettedir. Bu küçük divanı dolduran, ince, hisli şiirlerde duygu unsuru derecesinde bilgi, görgü ve tefekkür unsurunun da kuvvetli bir hissesi vardır."