Osmanlı'nın son mirası Muradiye Külliyesi
Osmanlı payitahtı Bursa'da, hanedana ait en büyük türbe topluluğunun yer aldığı Muradiye Külliyesi, ölüm ile yaşamın, rüya ile hakikatin, hüzün ile huzurun bir arada hissedildiği nadide yerlerden biri olarak ziyaret edenleri kendine hayran bırakıyor.
Giriş Tarihi: 09.07.2019
11:10
Güncelleme Tarihi: 09.07.2019
11:30
Fatih Sultan Mehmed, II. Bayezid ve Kanuni Sultan Süleyman dönemlerinde yapıldığı bilinen türbelerin de eklenmesiyle 12 türbenin yer aldığı külliyede, hanedana mensup 40 kişinin mezarı bulunuyor.
Osmanlı ruhunun sadeliği ile zarafetini aynı anda gösteren Muradiye Külliyesi'nde son yapılan restorasyonla 550 yıllık tarih ve medeniyetin izleri ortaya çıkarıldı. Ahmet Hamdi Tanpınar'ın "Muradiye sabrın acı meyvesi" diye nitelendirdiği Muradiye Külliyesi, 2014 yılında Dünya Miras Listesine alınan "Bursa ve Cumalıkızık: Osmanlı İmparatorluğunun Doğuşu" Dünya Miras alanının 6 bileşeni arasında yer aldı.
Ölüm ile yaşamın, rüya ile hakikatin, hüzün ile huzurun bir arada hissedildiği külliyeyi ziyaret eden yerli ve yabancı turistler bahçesinde yer alan çınar ve servilerin gölgesinde, çiçekler arasında bedenen ve ruhen dinleniyor.
Sadece bir mezar alanı veya kabristan değil aynı zamanda bir hafıza olan Muradiye, sahip olduğu özellikleri ve manevi atmosferiyle ziyaretçilerinde farklı etkiler bırakıyor.
MURADİYE CAMİİ VE MEDRESESİ
II. Murat tarafından 1425-1426 yılında "Ters T" planlı yaptırılan II. Murad Camii, İznik Çinileri, Edirnekari tavan süslemeleri ve özellikle girişte bulunan kündekari tekniğiyle yapılan ahşap kapısıyla dikkati çekiyor.
Bursa'da inşa edilen son selatin medrese ise caminin yaklaşık 40 metre batısında yer alıyor. Tuğla işçiliği bakımından Bursa'nın en güzel mekanlarından biri olan medresedeki orijinal çiniler de görenlerin ilgisini çekiyor.
MEZAR TAŞLARI MÜZESİ
Külliyenin içinde bir de açık hava Mezar Taşları Müzesi bulunuyor.
Tarihi mezarlıklar ve hazirelerdeki mezar taşlarının zaman içinde Muradiye Külliyesi'nin bahçesine taşınmasıyla restorasyon çalışmaları kapsamında buradaki mezar taşlarının da envanteri çıkarıldı. Tamamı okunarak çevirisi yapıldı, hangi döneme ve kime ait olduğu belirlendi. Mezar taşı tipoloji çalışmaları gerçekleştirildi.
Yıllar içinde herhangi bir disiplinden uzak bir şekilde depolanan taşlar yerinden sökülerek yüzyıllarına ve mezar taşı tiplerine göre düzenlendi, projeye uygun olarak tekrar dikildi. Anıtsal taşların okuma, çevirme, temizleme ve belirli bir disiplinde yeniden dikilmesinin yanı sıra koruma ve onarımları da yapıldı.
Mezar Taşları Müzesi çalışmaları esnasında yıllar önce yıkılarak ortadan kaldırılan bazı yapıların, yok olup gittiği sanılan kitabeleri bu hazirede ortaya çıktı.