Osmanlı'nın ulaşım serüveni
Ulaşımın idari, askeri ve ticari sahalarda büyük ehemmiyet taşıdığının farkında olan Osmanlılar kara, deniz ve demiryolu ulaşımından faydalanabilmek için birçok proje üretmiş ve sırası geldikçe bunları hayata geçirmiştir. Peki, Osmanlı'da toplu taşımacılığa yönelik ilk modern adım hangi taşımacılık türüyle atıldı? Şehir hayatını kolaylaştıran toplu taşıma araçlarından olan tünellerle ne zaman tanıştık?
Giriş Tarihi: 05.03.2020
13:46
Güncelleme Tarihi: 05.03.2020
14:16
İSTANBUL TARİHİNDE YENİ BİR ÇIĞIR AÇAN ATLI TRAMVAY
Devrinin en üstün toplu kara nakil aracı olan tramvaylar, İngiltere 'de madenlerde kömür taşıma işlerinde kullanılan bir nakil aracından örnek alınarak keşfedilmiş, yer üstünde ise ilk kez 1832 yılında New York şehrinde çalışmaya başlamış. Böylece atlı tramvay bulunuşundan 40, Avrupa'da çalışmaya başlamasından 18 yıl sonra Osmanlı 'da ilk kez İstanbul'da görülüyordu.Konstantin Karapano Efendi , bundan 1869 yılında ilk atlı tramvay hattı için izin aldı.
İzinden 10 gün sonra 30 ağustos tarihinde mukavele yapılarak imtiyazın süresi 40 sene olarak belirlendi. 1870 yılında istanbul Tramvay adlı şirket kuruldu. Şirketin sermayesi 400 bin osmanlı lirası idi.
Dersaadet Tramvay Anonim Şirketi 19. yüzyıl İstanbul'unda şehrin yolcu trafiğini ferahlatmak için kurulmuş bir şirkettir. Batı ülke başkentlerinde tramvay kullanılmasına paralel bir şekilde, aynı uygulamanın İstanbul'da da gerçekleştirilmesi için Osmanlı Devleti'ne çeşitli müracaatlar olur.
Atlı tramvayın ilk hattı Azapkapı-Beşiktaş arasında 1871 yılının haziran ayında tamamlandı. Tramvay bir aylık başarılı bir deneme seferinden sonra hizmete girdi. Viyanaya ısmarlanan vagonları güçlü Macar atları çekiyordu. Sabah 06.30 , akşam 19.20 saatleri arasında her iki yönde 20 dakikada bir sefer yapan bu hattan hemen sonra Eminönü – Aksaray hattı devreye alındı. Daha yoğun olan bu hatta 10 dakikada bir sefer yapılıyordu.
Anadolu yakasında işleyen tramvaylar birinci ve ikinci sınıf olarak ayrılıyordu. Birinci mevki tramvaylar sarı, ikinci mevkiler de yeşildi. Her hattın da kendine göre bir rengi vardı. Yolcular uzaktan gördükleri tabela rengine göre tramvayların hangi hat aracı olduğunu anlayabiliyordu.
Böylece Dersaadet (İstanbul) Tramvay Şirketi 1870 senesinin ilk aylarından itibaren İstanbul 'da çalışmaya başlamış ve bu 4 hattın güzergâhında raylar döşenmiştir. İstanbul'da sokak ve caddelerin Arnavut kaldırımları ile döşeli olmasının, rayların muntazam bir şekilde döşenmesine imkan vermemesi nedeniyle, daha çalışmaların başladığı ilk andan karşılarına büyük bir sorun çıkartmıştır.
MACARİSTAN VE AVUSTURYA'DAN GETİRTİLEN 400 CİVARI AT
Atlı tramvayın sürücü, biletçi ve vardacı olmak üzere 3 personeli vardı. Atlı tramvay sürücüsüne vatman değil (Ispir ) adı verilmekteydi. Bu kişiler iyi kamçı kullanmak ve atlardan anlamak zorunda olduklarından tanınmış ve tecrübeli arabacılar arasından seçilirlerdi.
İstanbul'daki atlı tramvay macerasının sonu
1912 yılında başlayan ve balkanları kana boğan Balkan Harbi İstanbul'un bir yıldan uzun süre Tramvaysız kalmasına yol açmış. Çünkü Harbiye Nezareti elindeki at ihtiyacının yeterli gelmemesi üzerine Dersaadet Tramvay Şirketine başvurarak orduda kullanılmak üzere atlara talip olduğunu bildirmiş, verilen olumlu cevap üzerine de 30 bin altın karşılığında Şirketin Tramvaylarında kullanılan tüm atları satın almış. İstanbul'daki atlı tramvay macerasının sonu bu şekilde oluyor.