Arama

Padişah huzurunda tefsir ilmi: Huzur dersleri

Ramazan-ı şerifte padişahın huzurunda yapılan tefsir derslerine "Huzur Dersleri" denirdi. Ramazan ayına has olan ve 1759'dan itibaren mütemadiyen gerçekleştirilen bu dersler, pazartesiden perşembeye, öğle namazından ikindi namazına kadar yapılırdı. İşte Osmanlı Ramazanlarının ilgi çekici adetlerinden birisi olan huzur dersleri hakkında merak edilenler...

  • 7
  • 15
MUKARRİR VE MUHATAP SEÇİMİ
MUKARRİR VE MUHATAP SEÇİMİ

Huzur derslerinde dersi takrir eden âlime "mukarrir", müzakereci durumunda olan âlimlere önceleri "tâlip", daha sonra "muhatap" denilmiştir. Bir mukarrir ve beş muhatapla başlayan bu derslerde muhatapların sayısı zaman içinde artmış, eksilmiş, ders adediyle günleri, saatleri ve dersin süresi değişikliğe uğramıştır. Nitekim 1180 Ramazanında (Şubat 1767) huzur dersleri için belirlenen âlim sayısı 126 olup bunlar on dokuz meclise taksim edilmiş ve her biri bir güne ayrılmıştır. İçlerinden en kıdemli ve liyakatli bulunanlar mukarrir olmuştur.

Huzur derslerinde mukarrir ve muhatap olacak ulemânın şu vasıfları taşıması gerekiyordu:

İstanbul ruûsunu hâiz, herhangi bir resmî vazîfesi olmayan ve İstanbul'da ikâmet eden müderrislerden olmak.

Talebelerinin dahi, akranlarından daha ileride olması.

Meleke, ihtisas ve şahsî kemâlâtıyle meşhur olmak.

  • 8
  • 15
DERSLER NASIL İŞLENİRDİ?
DERSLER NASIL İŞLENİRDİ?

Tam bir ilmî serbestiyet içinde yapılan derslerde bir âyet okunarak mukarrir tarafından onun tefsiri yapılır, muhatapların sorularına ve itirazlarına mukarrir cevap verir, böylece ilmî bir mübâhase cereyan ederdi. Dersler genellikle Kādî Beyzâvî tefsirinden yapılırdı. Ancak âyetlerin tefsirinin son derece ağır ilerlediği, birkaç yılda sadece birkaç âyetin ele alınabildiği, bunun ise âyetlerin tefsir ve tahlillerinde gramer meselelerine, etimolojik ve ilgisiz yorumlara ağırlık verilmesinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.

Nitekim İsrâ sûresinin tefsiri 1189 Ramazanında (Kasım 1775) başlamış, 1192 Ramazanına (Ekim 1778) kadar sürmüş, Feth sûresinin tefsiri ise 1193-1198 (1779-1784) yılları arasında tamamlanabilmiştir. 1201 Ramazanında (Temmuz 1787) Bakara sûresinin tefsirine başlanmış, 1205 Ramazanına (Mayıs 1791) kadar beş yıl boyunca ancak ilk otuz âyetinin tefsiri müzakere edilebilmiştir.

  • 9
  • 15
HUZUR DERSİ NASIL İCRA EDİLİRDİ?
HUZUR DERSİ NASIL İCRA EDİLİRDİ?

Bir Huzur Dersi'nin icrasını şöyle tasvir edebiliriz: Öncelikle ders için bir mukarrir ve muhataplar, bazen bizzat padişah tarafından seçilir ve onaylanırdı; ama çoğunlukla da şeyhulislâm tarafından seçilir; padişah tarafından onanırdı. O günün huzur ders yeri, padişah tarafından kararlaştırılırdı.

Mukarririn dersi takdim etmesinden sonra dersin münâzara kısmı başlar, bu kısımda derse muhatap olarak katılanlar, mukarrire cevaplaması için sorular yöneltirlerdi.

  • 10
  • 15
DERSLERİN YERİNE NASIL KARAR VERİLİRDİ?
DERSLERİN YERİNE NASIL KARAR VERİLİRDİ?

Çoğunluğu Topkapı Sarayı olmak üzere, Dolmabahçe ve Yıldız Saraylarında da gerçekleştirilen huzur derslerinin yapılacağı mekân padişah tarafından belirlenirdi. Bu mekân, zülvecheyn sofası, sepetçiler kasrı, sarık odası, ağa bahçesi, sofa ve divanhane gibi sarayın değişik bölümlerinden biri olurdu.

Dersin yapıldığı yerde padişah, sağ tarafında mukarrir ve mukarririn yanından başlayarak yarım daire olacak şekilde muhataplar otururlardı. Mukarrir ve muhatapların önünde rahleler bulunurdu.

Osmanlı Ramazan sofralarının vazgeçilmez lezzetleri

  • 11
  • 15
DERSLERİN PRENSİPLERİ NELERDİ?
DERSLERİN PRENSİPLERİ NELERDİ?

18. yüzyıl boyunca yapılan huzur derslerinde yeni bazı prensipler belirlenmiş ve bir teamül teşekkül etmiştir. Bu dönemde mukarrir ve muhatapların İstanbul ruûsunu almış, herhangi bir resmî vazifesi olmayan, İstanbul'da ikamet eden âlimler arasından seçilmesi, tayinlerin şeyhülislâmın teklifi üzerine padişah tarafından yapılması, mukarrirlikte bir münhal olduğunda daha sonraki meclislerin mukarrirlerinin hiyerarşik sırayla yükselmesi, böylece son mukarrirliğe ilk meclisin başmuhatabının seçilmesi âdet olmuştur.

Mukarrir, herhangi bir sebeple ramazanda dersini takrir edemeyecek durumda olursa o dersin başmuhatabı yerini alamaz, şeyhülislâmın teklifi ve padişahın iradesiyle yeni tayin yapılırdı. Hacca gitme, yakınlarını ziyaret etme gibi sebeplerle İstanbul'dan ayrılan ders üyeleri ramazan olmasa bile şeyhülislâmdan izin alırlardı. Derslerde tefsir edilecek sûre ve âyetler çok önceden meşihata bildirilir, şâban ayının on beşinde muhataplara hazırlanmaları tembih edilirdi. Mukarrir ve muhataplar için gizlilik esastı. Bunlar ramazanda resmî ders günleri gelmeden özel olarak kendi aralarında ders müzakeresinde bulunamazlar, ancak günleri gelince alenî olarak ders yapabilirlerdi.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN