Partilerin katıldığı ilk seçimde neler yaşanmıştı?
İlk defa partilerle tanışmamız 1908'de II. Meşrutiyet'ten sonra oldu. İttihad ve Terakki ile Ahrar Fırkası'nın girdiği 1909 seçimleri ilk defa iki partinin yarıştığı bir seçimdi. Meşrutiyet'in meydana getirdiği özgürlükle halk seçimleri büyük coşkuyla yaptı. Seçim günü davul zurnayla oy kullanılmış ve gelin alayı gibi sandık alayları düzenlenmişti.
Giriş Tarihi: 07.04.2019
10:18
Güncelleme Tarihi: 07.04.2019
10:21
Avnullah El-Kazimî'nin başkanlığında "Fedakâran-ı Millet" Cemiyeti adıyla bir örgüt kuruldu.
Cemiyet, Meşrutiyet'e saygılı olmak şartıyla hanedanın hukukunu korumayı, Meşrutiyet'i korumak için her türlü fedakârlığı yapmayı, Osmanlı topraklarındaki halklar arasında birliği sağlamayı, ülkeye ve millete hizmet edeceklere yardımda bulunmayı amaçlamıştı.
Cemiyet seçimlere ilgi göstermemiş, bu yüzden de meclis de temsilcisi olmamıştı. Fedakâran-ı Millet Cemiyeti kendisini siyasi fırka olarak nitelendirmişse de siyasetten çok üyelerine yardımla uğraşmıştı. Türkiye'deki siyasi partilerin tarihini yazan Tarık Zafer Tunaya, cemiyeti "hayır cemiyeti ile siyasi parti" arasında gidip gelen bir örgüt olarak nitelendirir.
31 Mart Vak'ası'ndan sonra cemiyet sona ermiştir.
14 Eylül 1908'de liberalizmin Türkiye'deki öncüsü Prens Sabahaddin'in hamiliğini yaptığı Ahrar Partisi kuruldu. Ahrar Fırkası, İttihad ve Terakki 1913'te partileşeceği için ülkemizin ilk partisidir. Ahrar kelimesi "Hürler/ Özgürler" demektir. İttihad ve Terakki'ye muhalif olan Yeni Gazete, Serbestî, Sada-yı Millet ve İkdam gibi gazeteler Ahrar Fırkası'na yoğun ilgi gösterip, partinin adeta sözcülüğünü yaptılar.
Partinin başkanı yoktu. Sadrazam Kâmil Paşa'nın partinin başkanı olduğu söylenir. Halk ise partinin başkanı olarak Prens Sabahaddin'i görüyordu. Maddi sıkıntı çeken parti İstanbul dışında fazla örgütlenemedi.
1876'dan 1946'ya kadar ülkemizde milletvekilleri iki dereceli seçimle seçilirlerdi. Bu sisteme göre seçim bölgelerindeki müntehib-i evveller, yani birinci seçmenler müntehib-i sânîleri, yani ikinci seçmenleri seçerler, onlar da mebusları, yani milletvekillerini tespit ederlerdi. 1909 seçimleri de bu sistemle yapıldı.
Seçimler eskiden şimdiki gibi bir günde yapılmaz, birkaç ay sürerdi.