Arama

Pierre Loti İstanbul’u nasıl anlattı?

Pierre Loti 1890 yılında İstanbul'a gelmiş, bu şehirde şahit olduğu olayları bir roman gibi kaleme almıştı. Fransız Pierre Loti, İslam ülkelerindeki çekişmesiz ve hoşgörülü yaşama özenmiş, İstanbul'da kaldığı süre boyunca yerel kıyafetler giyerek halkın arasına karışmıştı. Peki, ardında 40'tan fazla eser bırakan Pierre Loti'nin "bu topraklara özgü bir gelenek" olarak adlandırdığı konu neydi? İstanbul sokaklarında Pierre Loti'nin dikkatini hangi olaylar çekmişti?

  • 6
  • 11
‘GALATA’DA KARMAŞA BİTMİYORDU’
‘GALATA’DA KARMAŞA BİTMİYORDU’

"Hızdan karınları yere değer gibi geçen başka atlılar da vardı. Atlıların çektiği ağır tramvay ve arabaların üflemeli klakson sesleri, sürekli turları durmak bilmiyordu.

Pek tekin yerler sayılmayan kahvehanelerin kapıları aralanıyor, aydınlık dışarı yayılıyordu. Büyük tuhaf kalelerin bayraklarla donanmış ön cephelerinde ışıklar saçılıyordu."

  • 7
  • 11
‘BU YERLER ERKENDEN KALABALIKLARLA DOLAR’
‘BU YERLER ERKENDEN KALABALIKLARLA DOLAR’

"Burada İtalyan pandomimciler oyunlarını sergiliyor, yanlarında Macar kadın orkestrası Stauss'un parçalarını çalıyordu.

Bu ayakaltı yerler erkenden kalabalıklarla dolar, kahvelerin önünde oturanlar dar yolu tıkar ve geçen atlılarla bir itiş kakış başlar."

🔍 Osmanlı topraklarında seyahat etmek için verilen özel izin: Mürur tezkiresi

  • 8
  • 11
‘TÜRKLER ‘DESTUR DESTUR’ DER’
‘TÜRKLER ‘DESTUR DESTUR’ DER’

"Her dilden lafların hayhuyundan, bando zillerinin, çıngırakların, kocaman davulların birbirine karışan gürültüsünden insanın kulağı sağır olur.

Ve bu insan selinin içinden tırıs giderek, tıpkı eskiden olduğu gibi net bir sesle "destur destur" diye bağırarak eğleniyorum. Arapların "balek balek" demesi gibi Türkler de "destur destur" der."

  • 9
  • 11
‘KENDİMİ EN YAKIN HİSSETTİĞİM YER…’
‘KENDİMİ EN YAKIN HİSSETTİĞİM YER…’

"Doğulu havasındaki eski, küçük evlerden, küçük dükkânlardan, çınarların altına gizlenmiş küçük kahvehanelerden oluşmuş, her şeyiyle bir Türk mahallesi, Kasımpaşa.

Eskiden kendime en yakın hissettiğim yerlerden biri de burasıydı. Buradan geçmediğim tek gün yoktu. Hatta şu an bile, buraların ilginç gece hayatı birden gözlerimin önünde canlanıverdi."

🔍 Gezi edebiyatı nedir? İlk seyahat kitapları ne zaman yazıldı?

  • 10
  • 11
‘ŞAPKA YERİNE FES GİYERLER’
‘ŞAPKA YERİNE FES GİYERLER’

"Karşıdaki Haliç'te siyah, nemli, büyük zırhlı gemilerden ya da tersaneden çıkan bahriyeliler, akın akın, piyasa vakti buraya gelirler.

Kol kola girerek gruplar halinde yürüyen neşeli, güleç bu insanlar, yolları ve meydanları doldururlar. Şapka yerine fes giyerler, yakaları mavi değil, kırmızıdır. Bunların dışında her şeyleriyle bizimkilere benzerler.

Burada kendilerini bekleyen uzun, beyaz, mavi veya pembeli kadınlar (anneleri ya da kız kardeşleridir) onların arkasına katılırlar."

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN