Piri Reis’in idamının arka planı
Tarih boyunca birçok devletin ele geçirmek istediği bir kara parçası olan Hürmüz ve Altın Çağ'ın parlak denizcisi Piri Reis… 16. yüzyılın ortalarında kendini Hint Okyanusu'ndaki Portekiz güçleriyle mücadele ederken bulan Piri Reis'in idamına giden süreçte, Hürmüz'ün rolü neydi? Sizler için Piri Reis'in idamının perde arkasındaki detaylarını derledik.
Giriş Tarihi: 17.06.2019
14:30
Güncelleme Tarihi: 17.06.2019
17:02
Avrupalı misyoner Gaspar Barzen, 1551 yılında yazdığı bir mektupta Hürmüz'den "Arabistan, Türkiye, Mezopotamya, Venedik ve Mekke eşrafının, büyük Tataristan kadar İran'dan da gelen bütün tüccarın çok mühim bir durak yeridir. Gerçekten eğer dünyada başka bir Babil varsa, o da burasıdır," sözleriyle bahseder. Günümüzde İran sınırları içinde yer alan kent Orta Çağ'daki önemini kaybetse de Hürmüz Boğazı bugün hala dünyanın en önemli suyollarından biri.
Tam adı Piri Muhyiddîn İbn Hacı Mehmed olan Piri Reis, eşsiz bir kartograf, deniz bilimci ve denizcilik tarihinde büyük izler bırakan bir kaptandır. Ayrıca 15. yüzyılda Osmanlıların Akdeniz'i bir Türk gölü haline getirmesini sağlayan en önemli insanlardan biri olması bakımından ayrıca dikkate değerdir.
Piri Reis, 1465'li yılların sonuna doğru Gelibolu'da doğdu. Doğduğu bölgenin ahalisi denizle iç içe yaşadıklarından çoğu denizci olmaktaydı. Piri Reis'in memleketi olan Gelibolu'da doğanları Osmanlı Şeyhülislâmı ve tarihçisi İbn Kemal şöyle anlatır: ''Gelibolu'da doğan çocuklar timsah gibi su içinde büyürler. Beşikleri ecel tekneleridir. Sabah ve akşam gemilerin sesleri ile uyurlar.''
Makbul İbrahim Paşa Mısır teftişine giderken bindiği geminin süvarisi Piri Reis idi. Paşa, bilgi ve zekâsına hayran kaldığı Piri Reis'i müşavir olarak istihdam etti. Dönüşte de kendisini Sultan Kanuni'ye medhetti. 1547'de Hind Kaptanı tayin edildi. Barbaros Hayreddin Paşa, Muradî'ye imla ettirdiği Gazâvât-ı Hayreddin Paşa kitabında Piri Reis'i "Çok söz anlar, zarif, umera kapılarının usul ve kaidelerinden haberdar" biri olarak vasıflandırır. Sultan Kanuni'nin Altın Çağı'nda yaşamış en mühim şahsiyetlerden biri olan Piri Reis, coğrafya ve kartografya âlimiydi. Daha ziyade Kitab-ı Bahriye adlı coğrafya eseri ile herkesi hayranlıkta bırakan 1513 ve 1528 tarihli iki haritası sayesinde tanınmıştır. 1521'de tamamladığı Kitab-ı Bahriye, Akdeniz ve adalarını bütün teferruatıyla gösteren yüzlerce haritadan müteşekkil bir kitaptır. Mukaddimesi Muradî tarafından Piri Reis'in ağzından nazma çekilmiştir.
Piri Reis'in adının hemen hemen herkes tarafından bilinmesini sağlayan eserleri, çizdiği iki dünya haritasıdır. Bunlardan birincisi 1513'te yapıldı ve 1517'de Mısır'da, Yavuz'a sunuldu. Piri Reis'in haritası, ilk dünya haritası değildir. Bundan önce birçok haritacı tarafından eski dünyanın haritaları yapışmıştı ve Osmanlılar, İslâm coğrafyacıları vasıtasıyla bunlardan haberdardı. Amerika'yı da gösteren bir dünya haritası ise ilk defa 1498'de Kolomb tarafından çizilmişti. Ancak bu harita daha sonra kaybolduğu için nasıl bir şey olduğunu net olarak bilemiyoruz.
Piri Reis, Kolomb'un b haritasını ele geçirmiş ve başka haritalardan da istifade ederek kendi haritasını çizmişti. Piri Reis, Amerika kıyılarına giderek haritasını çizmemiş, daha önce yapılmış haritaları kullanarak yeni bir dünya haritasını meydana getirmişti. Onun bu eseri haritacılık tekniği açısından çok önemlidir. Değişik ölçeklerdeki haritaları kullanarak birbirlerinin eksik yöntemlerini tamamlamıştı.
Piri Reis, Kolomb'un bugün elimizde bulunmayan haritasıyla, İskenderiye Kütüphanesi'nden çıkma bir haritayı kullandığı için haritasının önemi artmaktadır. Ancak Piri Reis'in Yavuz'un sunduğu dünya haritası eksiktir. Elimizdeki kısım İspanya'yı, Afrika'nın batı kıyılarını, Atlas Okyanusu'nu, Güney ve Orta Amerika ile Antil adalarını içermektedir. Kayıp kısmın akıbeti bilinmemektedir.