Planını Peygamber Efendimizin çizdiği mescid "Kuba"
Mescidler genellikle minaresiz ve minbersiz küçük cami olarak bilinirler. Camiler ise minare gibi bölümlerin eklenmesiyle oluşan nispeten daha külli yapılardır. Zamanla mescidler camilere dönüşmüş ve bugün İslam'ın sembolü haline gelmiştir. İslam'ın ilk mescidi ise planını Peygamber Efendimizin (SAV) bizzat kendisinin çizdiği "Kuba Mescidi "dir. Müslümanların umuma açık ilk ibadethanesi olduğu için ayrı bir anlam ve öneme sahiptir.
Giriş Tarihi: 14.02.2022
15:21
Güncelleme Tarihi: 18.09.2023
09:25
Mescid-i Kuba’nın Mimarisi
▶ Mescidin ilk hali kare şeklinde bir düzlüğü çevreleyen dört duvardan ibaretti.
▶ Hz. Peygamber'in (SAV), kıblenin Kâbe'ye çevrilmesinden (623) sonra Kubâ Mescidi'ni yeniden inşa ettirdiği; bu sırada ön duvar ve ona paralel dizilen yedi sütun üstüne bir tavan yaptırdığı belirtilir.
📌 Müslümanlar Resûl-i Ekrem'in (sav) misafir kaldığı bu evleri ziyaret eder, ardından Sa'd'ın evinin tarafında bulunan kapıdan mescide geçip "el-üstüvânetü'l-muhalleka" denilen üçüncü sütunun doğu yanında onun namaz kıldığı yerde namaz kılarlardı.
Kur'an-ı Kerim'e göre münafıklık özelliklerini öğrenmek için tıklayın
▶ Üç kapısı olan mescidin duvar yüksekliği yaklaşık 9 metredir.
▶ Mescidin o zamanlar "savmaa " denilen yaklaşık 24 m yüksekliğinde bir minaresi bulunmaktadır.
▶ Minarenin o dönem Emevî mimarisinin genel üslûbunu taşıdığı tahmin edilmektedir . Mescidde niteliği bilinmeyen on dört adet kandil koyma yeri vardır.
▶ Mescidin Ammâr b. Yâsir tarafından tamamlandığı ve bu sebeple onun İslâm'da ilk mescidi bina eden kişi olarak anıldığı söylenir.
Ammar bin Yasir, Müslümanlığını ilan eden ilk yedi kişiden biriydi. Müslüman oldukları için ailece bir dizi işkenceden geçmişler; annesi Sümeyye, İslam tarihindeki ilk şehit olmuş, babası Yasir ise aynı gün şehadet şerbetini içmişti.
Emevi dönemi ile ilgili bilgi sahibi olmak için tıklayın
Mescid-i Kuba’nın içi ve son hali
▶ Ömer b. Abdülaziz ve Osmanlı halifelerinin de camiye katkılarının üzerine mescid, inşa edildiği ilk özgün halinden farklı bir görünüme sahip olmuştu.
▶ Suudilerin verdikleri büyük önem neticesinde 1984 yılında mescid yıkılarak, yeniden yaptırıldı. Ne yazık ki bu yenileme özgün yapısını ve taşıdığı kadim izleri değiştirdi ve ortadan kaldırdı.
▶ Kültürel ve dini koruma değerine sahip her bir eserde yapılacak olan en küçük bir ekleme veya çıkartma faaliyetinde oldukça hasas olunmalıdır. Bizimle tarih arasında bir köprü ve iletişim aracı olan tarihi değere sahip eserler bize o vakitleri anlatmada canlı şahitlerdir. Yıkma ve yeniden inşa yolu, koruması mümkün olmayan yapılarda en son başvurulacak yöntemdir.