Ramazan’a dair anılarını kaleme alan 5 yazar
Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ise cehennemden azat olan Ramazan-ı Şerif'i ihya ediyoruz.. "Nerede o eski Ramazanlar" diye iç geçirenler için bu mübarek aya dair anılarını kaleme alan 5 yazarı Fikriyat olarak sizlerle buluşturuyoruz.
Giriş Tarihi: 28.05.2019
14:18
Güncelleme Tarihi: 09.05.2020
13:48
YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU’NUN RAMAZAN ANISI
Yakup Kadri Karaosmanoğlu kaleme aldığı "Anamın Kitabı" adlı eserinde Ramazan'a dair şu sözleri kaleme almıştı:
"Ben Ramazan'ı yalnız yarı bir tatil ayı olduğu için değil, ben Ramazan'ı yalnız buram buram simit ve pide kokan akşamları için değil; ben Ramazan'ı yalnız iftar sofraları, sahur, hoşafları, davulu, topu, Karagöz oyunları ve sabaha kadar ışıl ışıl ışıldayan minareleri için değil, bana büyükler arasına karışmak fırsatını veren vaazları ve teravih namazları için de severim.
‘SAHUR YEMEKLERİNİ HİÇ SEKTİRMEZDİM’
Bunu hak etmek gayretiyle çok defa büyüklerle oruç tuttuğum, bazen de birtakım şer-i hilelere başvurup oruçlu göründüğüm olurdu. Sahur yemeklerini hiç sektirmezdim…
Sabahın epeyce ileri bir saatinde uyandığım vakit evi tam bir sessizlik için de bulurdum.
‘RAMAZAN’IN YALNIZ BU VAKTİ TATSIZDIR’
Zira kız kardeşimle benden başka bütün ev halkı yataklarına sabah namazından sonra girmiştir.
Annemden aşçıya, hizmetçiye kadar herkes uyuyordur. Benim için Ramazan günlerinin yalnız bu vakti tatsızdır."
REFİK HALİT KARAY’IN RAMAZAN ANISI
Refik Halit Karay, üç farklı dönemi kaleme aldığı "Üç Nesil Üç Hayat" adlı eserinde Ramazan'a dair şu anılara değinmişti:
"Ramazan ayı boyunca şehrin ileri gelenlerinin iftar verme geleneği meşhurdu.
Peygamberimiz Ramazan ayını nasıl geçirirdi?
‘EN NEFİS YEMEKLER ‘MERHABA’ DİYENE SUNULURDU’
On bir ayın bir sultanı unvanıyla anılan Ramazan, her şeyden evvel, boğaz ve mideyle alakadardı; bu ayda bazen israf denilebilecek bir bolluk hüküm sürer; İstanbul, en nefis yemeklerin her 'Merhaba' diyene sunulduğu muazzam bir imarethaneye dönerdi.
Büyük konakların iftar sofrasında yer almak için tanıdık olmaya lüzum yoktu ki… Gözüne kestirdiğine girerdin.