Ruanda Soykırımı: 100 gün süren karanlık
Ruanda Soykırımı, Tutsi azınlığa karşı gerçekleştirilen ve insanlık tarihinin en acımasız katliamlarından biri olarak anılan bir trajedi olarak hafızalarda yer edinmiştir. 1994 yılında başlayan ve yaklaşık 100 gün süren bu karanlık dönemde, Tutsilere yönelik sistematik bir soykırım gerçekleştirilmiştir. Bu iç savaş sırasında 1 milyondan fazla insanın hayatını kaybettiği belirtilse de gerçek ölüm sayısı hala belirsizliğini koruyor. Soykırımdan sağ kurtulanların yara izleri ve yaşadıkları derin travmalar, bu korkunç olayın unutulmasını imkansız hale getiren birer sembol olmuştur. Aradan geçen 30 yıla rağmen, Ruanda'da yaşanan bu soykırımın etkileri hala tazeliğini koruyor ve insanlık tarihinin kara lekesi olarak hatırlanmaya devam ediyor.
Giriş Tarihi: 22.08.2024
09:30
Güncelleme Tarihi: 22.08.2024
11:02
Ruanda iç savaşı nasıl başladı?
🔶 Ruanda'da nüfusa oranla kalabalık olan grup Hutulardı ; ancak Ruanda'da yönetim mekanizması Tutsilerin e lindeydi. Hutu grubu ise genellikle tarım ve hayvancılıkla uğraşırken Tutsiler askeri alanda ilerlediler.
🔷 Sömürge olarak kullanıldıkları ilk yıllarda Hutular Hristiyanlaşmaya daha sıcak olan taraf olduğu için Almanlar tarafından bazı imtiyazlar sağlandı. Daha sonra Belçikalılar ise Tutsilere sömürge hükümeti içerisinde barındırdı ve birtakım eğitimler almalarına olanak sağladı. Ancak tam bir Avrupalı emperyalist devletin yapacağı gibi bu politikasını 1960'lı yıllarda değiştirdi ve bu kez de Hutulara imtiyazlar vererek onları yeni devlet yönetiminde söz sahibi yapmışlardı. Bu durum Hutuların, Tutsilere yönelik şiddetli bir saldırını takip etti ve birçok Tutsiyi komşu Afrika ülkesine kaçmaya zorlamıştı.
Savaşı tetikleyen kıvılcım
🔶 Ruanda Soykırımı, 6 Nisan 1994'te Kigali'de Devlet Başkanı Juvenal Habyarimana 'nın uçağının düşürülmesiyle başladı. Uçakta, o dönemde Burundi Devlet Başkanı olan Cyprien Ntaryamira da bulunuyordu. İki lider, Tanzanya'daki bir zirveden dönüyordu.
🔷 Uçağın düşmesinin hemen ardından, soykırım planları uygulamaya kondu. Medya aracılığıyla Hutu halk ı kışkırtıldı ve bu da, Hutu milisleri ve askerleri tarafından Tutsilere karşı şiddet eylemlerinin başlamasına yol açtı.
AVRUPA'NIN ORTASINDA KAPANMAYAN YARA SREBRENİTSA
🔶 İlk hedefler, ılımlı Hutular ve Tutsiler oldu; bu kişiler infaz edildi. Barikatlar ve kontrol noktaları kurularak kimlik belgeleri incelendi ve Tutsiler hedef alındı. Hutu siviller, pala ve sopa gibi silahlar kullanarak komşu Tutsileri öldürmeye teşvik edildi; mallar tahrip edildi, çalındı, tecavüz edildi ve siviller sakat bırakıldı.
🔷 Diğer sivillere suçları işlemeleri için parasal ödülle r verildi. Ilımlı Hutular da bu şiddet dalgasından nasibini aldı. Soykırımın başlangıcında, Birleşmiş Milletler, on Belçikalı barış gücü askerinin öldürülmesi üzerine kaotik duruma asker göndermekte tereddüt etti. Sonuç olarak, yarım milyon ila bir milyon Ruandalı öldürüldü ve Tutsi toplumunun yaklaşık %70'i yok edildi.
🔶 1994 yılı, Ruanda için derin bir acının ve karmaşanın dönemi olarak tarihe geçti. Soykırımın ardından, yaklaşık 100 günlük sürgün ün ardından ülkenin kontrolünü ele geçiren Tutsilerden oluşan Ruanda Vatansever Cephesi (RPF) , kısa sürede ülkedeki kontrolü tekrar ele geçirdi.
🔷 Tutsilerin kontrolü tam anlamıyla yeniden sağlamasından sonra ülkedeki infazlar durdu ve binlerce soykırım suçlusu Hutu militanı Zaire'ye kaçmak zorunda kaldı. Dağlık bölgelere kaçan Hutular, orada kamplaşarak yeniden yönetimi ele geçirmek için silahlandılar.
🔶 Zaire'nin dağlık bölgelerine kaçan Hutu militanlarının sınır ötesi saldırılar başlatması yeni bir sorunun ortaya çıkmasına neden oldu. 1996'nın sonlarına doğru, Ruanda hükümeti, bu saldırılara karşılık vermek amacıyla kapsamlı bir karşı saldırıya geçti. Saldırılar sonucunda bazı Hutu militanları Ruanda'ya geri dönerken, diğerleri Zaire'nin derinliklerine çekildi.