Arama

  • Anasayfa
  • Galeri
  • Tarih
  • Sabuncuoğlu Şerefeddin kimdir? Sabuncuoğlu Şerefeddin'in hastalıkları tedavi yöntemleri

Sabuncuoğlu Şerefeddin kimdir? Sabuncuoğlu Şerefeddin'in hastalıkları tedavi yöntemleri

Fatih devrinde yaşayan Sabuncuoğlu Şerefeddin, Osmanlı'nın önemli cerrahlarından biriydi. Döneminin en iyi hekimlerinden biri olan Sabuncuoğlu, insanlara fayda sağlaması için eserlerini Türkçe kaleme aldı. Bu eserler Osmanlı tıbbına yön verdiği gibi cerrahi aletler ve ameliyatları tasvir eden görsellerle cerrahi tarihinde önemli bir yere sahipti. Peki, Sabuncuoğlu Şerefeddin'in hastalıklara karşı uyguladığı tedavi yöntemleri nelerdi?

Eğer kan alınan bölgede karalık veya yeşillik oluşursa, yarpuz suyu içinde sabır ya da mürr ezilerek bu bölgeye sürülür.

Sabuncuoğlu Şerefeddin, gövde damarı olarak bilinen baselik damarının şişmesinin sıklıkla görüldüğünü söyler. Bu damar şişme halinde, baş parmağın şişen yerin üzerine konularak ovulması gerektiğini, bunun neticesinde bu şişliğin hızlıca ineceğini aktarır.

Sabuncuoğlu'na göre kan almada en güvenilir usul, damarın tersten kesilmesidir. Çünkü neşterin tersten vurulması durumunda damarlar şişmez, neşterin ucu derine batıp sinirlere zarar veremez. Aynı zamanda Sabuncuoğlu Şerefeddin, her kişiden alınacak kan miktarının o kişinin kuvvetine göre belirlenmesi gerektiğini söyler.

  • 6
  • 17
HACAMAT
HACAMAT

Sabuncuoğlu Şerefeddin, hacamatı kanı deri ve et içindeki ince (kılcal) damarlardan çeken bir işlem olarak tanımlar.

KİMLERE HACAMAT YAPILIR?

Osmanlı tabibine göre hastalığın tedavisi için mevsim fark etmeksizin her ayın başında, ortasında ya da sonunda, özellikle de gün doğduktan iki saat sonra hacamat yapılabilir.

Başta ağrı ve ağırlık, yüzde ve boyunda kızıllık, yüzde, yanaklarda ve gözde kaşıntı, çok uyku ihtiyacı, göğüste kan, kızıl nesneler ve cerahat görülen kişilerde hacamat yapılır. Fakat Sabuncuoğlu, bir kişinin vücudunda kan birikmesi varsa ve boşaltım tedavisine ihtiyaç bulunuyorsa hacamatın fayda etmeyeceğini söyler.

Sabuncuoğlu Şerefeddin, kişinin hacamat yapılacak yerlerine yumuşatıcı, açıcı ve çözücü yağlar sürülmesi gerektiğini söyler. Eğer hacamat yaz günlerinde yapılacaksa menekşe yağı, hıri yağı, tatlı badem yağı, kabak yağı; kış günlerinde yapılacaksa nergis yağı, süsen yağı, zambak yağı, papatya yağı tercih edilmelidir. Fakat fasd veya hacamat yapılacak olan kişinin derisi nazik ve gözenekleri geniş olursa yağ kullanılmamalıdır.

Sabuncuoğlu Şerefeddin göre hacamat ve fasd işleminden sonra kişinin durumuna bakılmalı gerekir. Eğer mizacı safravi, kanı çok, hiddetli ve iltihaplı ise o kişiye nar, hindiba, sirkeyle marul, sirkencübin ve gül suyu gibi soğutucu şeyler, piliç ya da koyun etiyle berabere sirkeli çorba ya da korukla pişirilen çorba verilmeliydi.

  • 8
  • 17
DAĞLAMA YÖNTEMİ
DAĞLAMA YÖNTEMİ

Sabuncuoğlu Şerefeddin, baş ve kulak ağrılarından mustarip olan kişilere, uçuk ve gözle ilgili şikâyetlerde, burun ve ağız yaralarında, öksürük, göğüs ve dalak şişlerinde, dalak, böbrek gibi organların şikayetlerinin yanı sıra cüzzam, kanser gibi bazı farklı hastalıklarla ilgili şikayetlerde dağlama yöntemi uygulardı.

  • 9
  • 17
MERHEM
MERHEM

Sabuncuoğlu Şerefeddin, eserlerinde acil durumlar için hazırlanması gerekilen merhem ve ilaçlardan bahseder. Bunlardan en önemlileri; merhem-i musri, merhem-i ruba-i, merhem-i sabr, zamad, sıfat-ı lazukdur.

Merhem-i Musri: Yapılışı; 7 dirhem sirke ve 8 dirhem bal alınır. Balla sirke koyulaşıncaya kadar kaynatılır. Sonra 2 dirhem zencar iyice yumuşak dövülüp kıvama gelen balla oluncaya kadar karıştırılır.

Merhem-i Ruba-i: Yapılışı; revak, çam sakızı, zift, kir ve böbrek yağı, her birinden birer cüz alınır, zeytinyağı içinde azaldıkça kaynatılır. Merhem oluncaya kadar kaynatılır.

Merhem-i Sabr: Tüm cerahatleri bitirir. Yapılışı; sabr, uşak, mastaki, ak mum, anzerut, car-hut, günlük, çam sakızı, zift, hepsinden eşit miktarda alınır, gerektiğini kadar zeytinyağı ile eritilip merhem yapılır.

Zamad: Cerahatin ağrısını dindirir, havasını yok eder. Yapılışı; baş soğan alınır, bıçak çırpılır, sığrının sarı yağı ile soğan pişinceye kadar kavrulur. Sonra biraz savı varıcak, biraz gül, biraz yumurta sarısı karıştırılıp bir pamukla yaraya konulur.

Sıfat-ı Lazuk: Kalp damarlarından damar kesilirse, su içilir dövülür. Yumurta akı ile karıştırılıp tavşan tüyü ile bulaştırılıp cerahatin üzerine konarak sıkıca bağlanır, on gün bırakılır, sonra yavaş yavaş açılır. Eğer kan dinmişse (damar kapanmışsa, bağlanmışsa) yara açılır. Eğer dinmemişse üzerine tekrar lazuk konup tekrar bağlanır. Birkaç günde bir teker açılır.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN