Arama

  • Anasayfa
  • Galeri
  • Tarih
  • Sabuncuoğlu Şerefeddin kimdir? Sabuncuoğlu Şerefeddin'in hastalıkları tedavi yöntemleri

Sabuncuoğlu Şerefeddin kimdir? Sabuncuoğlu Şerefeddin'in hastalıkları tedavi yöntemleri

Fatih devrinde yaşayan Sabuncuoğlu Şerefeddin, Osmanlı'nın önemli cerrahlarından biriydi. Döneminin en iyi hekimlerinden biri olan Sabuncuoğlu, insanlara fayda sağlaması için eserlerini Türkçe kaleme aldı. Bu eserler Osmanlı tıbbına yön verdiği gibi cerrahi aletler ve ameliyatları tasvir eden görsellerle cerrahi tarihinde önemli bir yere sahipti. Peki, Sabuncuoğlu Şerefeddin'in hastalıklara karşı uyguladığı tedavi yöntemleri nelerdi?

  • 9
  • 17
MERHEM
MERHEM

Sabuncuoğlu Şerefeddin, eserlerinde acil durumlar için hazırlanması gerekilen merhem ve ilaçlardan bahseder. Bunlardan en önemlileri; merhem-i musri, merhem-i ruba-i, merhem-i sabr, zamad, sıfat-ı lazukdur.

Merhem-i Musri: Yapılışı; 7 dirhem sirke ve 8 dirhem bal alınır. Balla sirke koyulaşıncaya kadar kaynatılır. Sonra 2 dirhem zencar iyice yumuşak dövülüp kıvama gelen balla oluncaya kadar karıştırılır.

Merhem-i Ruba-i: Yapılışı; revak, çam sakızı, zift, kir ve böbrek yağı, her birinden birer cüz alınır, zeytinyağı içinde azaldıkça kaynatılır. Merhem oluncaya kadar kaynatılır.

Merhem-i Sabr: Tüm cerahatleri bitirir. Yapılışı; sabr, uşak, mastaki, ak mum, anzerut, car-hut, günlük, çam sakızı, zift, hepsinden eşit miktarda alınır, gerektiğini kadar zeytinyağı ile eritilip merhem yapılır.

Zamad: Cerahatin ağrısını dindirir, havasını yok eder. Yapılışı; baş soğan alınır, bıçak çırpılır, sığrının sarı yağı ile soğan pişinceye kadar kavrulur. Sonra biraz savı varıcak, biraz gül, biraz yumurta sarısı karıştırılıp bir pamukla yaraya konulur.

Sıfat-ı Lazuk: Kalp damarlarından damar kesilirse, su içilir dövülür. Yumurta akı ile karıştırılıp tavşan tüyü ile bulaştırılıp cerahatin üzerine konarak sıkıca bağlanır, on gün bırakılır, sonra yavaş yavaş açılır. Eğer kan dinmişse (damar kapanmışsa, bağlanmışsa) yara açılır. Eğer dinmemişse üzerine tekrar lazuk konup tekrar bağlanır. Birkaç günde bir teker açılır.

  • 10
  • 17
İLAÇLAR
İLAÇLAR

Mücerrebname adlı eserinde daha önce denemiş olduğu tıbbı yöntemleri ve ilaçları eserinde topladı. Bu ilaçlar arasında şunlar yer alır:

Tiryak: Zehirlenmelere karşı kullanılan ilaçlar
Macunlar: Hamur kıvamında kullanılmış ilaçlar
Kurslar: Günümüzde hap olarak kullanılan tabletler
Burun terkipleri: Burun kanamalarında kullanılan ilaçlar
Kuturlar: Kulak ilaçları, kulak damlaları
Kuhüller: Göz ilaçları

  • 11
  • 17

Sabuncuoğlu Şerefeddin'in eserlerinde kulak ağrı, burun kanaması gibi bazı hastalıklar için hazırladığı eczalar da yer alır.

Tezek yuvalayan kır böceği: Kulak ağrısı ve ağırlığına karşı dövülüp ılık olarak kulağa damlatılır.

Güvercin zebeli: Sirkede pişmiş incirlere birlikte dövülerek beze sürülüp yakı olarak tuhal üzerine uygulanır.

Kiremit unu veya tozu: Burun kanamalarında bal ve diğer eczalarla birlikte karıştırılıp saçsız baş derisine tatbik edilir.

  • 12
  • 17
GÖZ KAPAKLARININ BİRBİRİNE YAPIŞMASI HALİNDE
GÖZ KAPAKLARININ BİRBİRİNE YAPIŞMASI HALİNDE

Göz kapaklarının birbirine yapışmasını Şerefeddin, "iltisak" olarak tanımlar. Bunun için uygulanması gereken tedaviyi ise şöyle açıklar:

"Bil ki hekimler bu illete 'yapışma' derler. Bu hastalık birçok kişiye arız olur. Kapak gözün beyazına ya da gözün büyük karasına yapışır; gözün hareketini engeller; fiili normal değildir. İlacı şöyledir: Mil göz kapağının altına sokulur; o mille göz kapağı kaldırılır. Göz iki sınnare ile kaldırılır ve yapışkanlığı ince bir mibza ile yüzülür öyle ki göz kapağı normal haline dönsün ve yapışkanlığı gitsin. Sonra göze tuzlu su koy ve onunla yıka; keten bezden fetile edesin. Kapağın altına koyasın; gözün üzerine yumurta akına bulanmış olan yün koy; üç gün sonra sadenc-i adese edesin."

  • 13
  • 17

Sabuncuoğlu Şerefeddin, göze zarar veren hastalıklardan biri olan kıl bitmesini şöyle tanımlar:

"Gözde fazla kıl bitse, doğal mecranın dışında, kirpiklerin altında göze zarar verir; çeşitli hastalıklar meydana gelir; gözyaşı akması; kapakların kıvrılması; gözün ağırlaşması gibi."

O, bu durumda göz kapağının kesilerek kıl kökünün çıkarılması gerektiğini söyler. Kesip dikmek dediği bu cerrahi müdahalenin nasıl olması gerektiğini şöyle aktarır: 'Hastanın başını önüne al; kapağını devir; fazla kılı, altından kes; göz pınarından göz kuyruğuna kadar kes; ondan sonra iki parça kayış al; gözün uzunluğunda olsun; ensiz olsun. İki parça kes öyle ki onlar bağı tutabilsin. Ondan sonra arkuri olarak işaretlediğin yeri o iki ağacın içine al; ağaçları iki uçlarını sıkıca bağla, öyle ki diplerindeki doku çürüsün; eğer hasta eğilse düşmesin. Bu kısmı makasla kes; cerahati ortadan kalkar."

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN