Sarayın bilinmeyen ressamı: Sultan Abdülaziz
Kendinden önceki Osmanlı padişahları gibi sanata destek veren Sultan Abdülaziz, musiki ve hat sanatıyla uğraşmasının yanı sıra resimle de yakından ilgiliydi. Sarayda görevlendirdiği yabancı ressamlarla yakından ilgilenen Sultan Abdülaziz, yapılmasını istediği kompozisyonların eskizlerini bizzat kendisi çizerdi. İmzasız 12 ünlü tablonun Sultan Abdülaziz'in eskizlerinden çıktığı nasıl anlaşıldı?
Giriş Tarihi: 09.11.2018
18:10
Güncelleme Tarihi: 09.11.2018
18:39
AVRUPA’YA RESMİ ZİYARET GERÇEKLEŞTİREN İLK SULTAN
Bir Batı sanatı olan resme ve heykele ilgisi olması sebebiyle "yüzü Batı'ya dönük" olarak bilinen Sultan Abdülaziz, aynı zamanda Osmanlı sultanları arasında Avrupa'ya ilk resmi ziyareti gerçekleştiren padişahtı.
1867 yılında Paris, Londra ve Viyana'yı ziyaret eden Sultan, III. Napolyon'un davetine icabet ederek Paris'te açılan büyük bir sanat sergisine katıldı.
Abdülaziz, Paris'teki sergide ilk olarak Türk pavyonunu ziyaret etti. Sultan Abdülaziz'in ziyaret ettiği Türk pavyonunda, o dönem Paris'te resim eğitimi gören Şeker Ahmet Paşa'nın çizdiği karakalem Abdülaziz portresi de sergileniyordu. Bu sergi, Şeker Ahmet'in "ilk Türk saray ressamı" olmasının da önünü açmıştı.
"Osmanlı Sanatında yenilik rüzgârı: Tarihimizin ilk resim sergisi" adlı haberimizi okumak için tıklayın.
OSMANLI’NIN SANATKÂR SULTANI: ABDÜLAZİZ
Bestekârlığının yanında hat sanatına olan yatkınlığı ile bilinen, resim yeteneğine sahip Sultan Abdülaziz'de görülen sanat eğilimi, Osmanlı sultanları için adeta bir aile geleneğiydi.
Geleneksel sanatlar için "altın çağ" olarak nitelendirilen Kanuni Sultan Süleyman döneminden itibaren şehzadelerin bir sanat ve zanaat öğrenmeleri gelenek halini almıştı.
SANAT VE ZANAAT EĞİTİMİ ŞEHZADELER İÇİN GELENEKTİ
Şehzadeler kendileri için tayin edilen lala gözetiminde askeri ve fenni ilimlerde kendilerini geliştirirken, işinin ehli bir sanatkâr tarafından da sanat alanında eğitilirlerdi.
Kanuni kuyumcu, II. Bayezid icazetli bir hattattı. II. Murat hattat, I. Selim kuyumcu, II. Mahmud ve Abdülmecid de dönemlerinin en iyi hattatları arasındaydı.
SARAYI TUVALE AKTARAN YABANCI RESSAMLAR
Fatih Sultan Mehmet'in resme olan ilgisini, günümüze kadar gelen kendisine ait portrelerden biliyoruz.
Fatih'in İtalya'dan davetle getirttiği ressam Gentine Bellini'den, Sultan Abdülaziz'in sarayda bizzat görevlendirdiği Polonyalı ressam Stanislav Chlebowski'ye kadar Osmanlı padişahlarının konuğu olan yabancı ressamlar, sarayın resim koleksiyonunun oluşmasına büyük katkı sağladılar.
Yabancı ressamlar şehr-i İstanbul'da bulundukları süre içerisinde ayrıca resmin, bir sanat dalı olarak Türk topraklarında yerleşip gelişmesine de öncülük ettiler.
HATTAT VE BESTEKÂR YÖNÜYLE DE İZ BIRAKTI
Diğer Osmanlı sultanları gibi ilgi alanı olan resmi destekleyen Abdülaziz, sanat hayatına katkı sağlamak amacıyla Fransız sanatçı Guillemet'yi Beyoğlu'nda bir resim atölyesi açması için teşvik etmişti.
Türk ve Batı müziği formunda besteleri bulunan, hat sanatında oldukça mahir olan Sultan Abdülaziz için resmin ayrı bir yeri vardı. Abdülaziz, Polonyalı ressam Stanislaw Chlebowski, Dolmabahçe'deki atölyesinde çalışırken ressamla yakından alâkadar olurdu. Hünkâr'ın, sipariş ettiği bazı kompozisyonların eskizlerini bizzat kendisi çizerdi.
Ressamın, saraydan ayrılırken ülkesine götürdüğü bu eskizler, bugün halen Polonya'daki Ulusal Müze'de bulunuyor.
Sultan Abdülaziz'in sarayda yakından takip ettiği yabancı ressamlardan biri de Rus Ayvazovski idi. Sultanın, Rus ressama sipariş ettiği kompozisyonlar için de eskizler çizdiği biliniyor.