Selahaddin Eyyubi kimdir? Kudüs’ü Haçlı işgalinden nasıl kurtardı?
Selahaddin Eyyubi, Haçlılara karşı verdiği mücadeleyle tüm İslam aleminin gönlünde taht kurmuş bir isim. Bundan 8 asır önce, Miraç mucizesinin de yıldönümünde Kudüs'ü 88 yıl boyunca süren Haçlı işgalinden kurtardı. Selahaddin Eyyubi, Ortadoğu'da büyük bir "İslam birliği" kurmuş ve bu birlik, 1517'de Yavuz Sultan Selim'e devrolmuştu. Peki Selahaddin Eyyubi kimdir? Selahaddin Eyyubi Kudüs'ü Haçlı işgalinden nasıl kurtardı? Selahaddin Eyyubi'nin hayatı...
Giriş Tarihi: 02.10.2019
09:35
Güncelleme Tarihi: 22.05.2022
11:58
SİYASİ BİRLİĞİNİN MİRASI YAVUZ’A DEVROLDU
Selâhaddin, Haçlılarla antlaşma yaptıktan kısa bir süre sonra 4 Mart 1193'te Dımaşk'ta vefat etti.
Bu tarihte Mısır, Libya, Yemen, Filistin, Suriye ile Malatya ve Ahlat'a kadar Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da ve Hemedan'a kadar Kuzey Irak'ta onun adına hutbe okunuyordu. Yerine büyük oğlu el-Melikü'l-Efdal Ali geçti.
Selâhaddin geniş bir alanı kapsayan bir siyasî birlik kuran büyük bir devlet adamı olarak tarihe geçti.
Bu siyasî birlik Eyyubilerin ardından Memluklerle devam etti ve 1517'de Yavuz Sultan Selim'in Kahire'yi ele geçirmesiyle son buldu.
Türkler Selâhaddin devrinde Mısır, Libya, Kuzey Sudan, Hicaz, Yemen gibi yerlere hâkim olmuş, bu hâkimiyet asırlarca devam etmişti. Selâhaddin kuvvetli bir ordu, iyi çalışan bir devlet teşkilâtı kurmuş, Fâtımî hilâfetini yıkarak bölgedeki ideolojik parçalanmaya son vermişti.
💠 Onun ikinci büyük başarısı Kudüs'ü ve Haçlıların elinde olan birçok yeri kurtarmasıydı. Kudüs'ü geri alması, onun İslâm dünyasının en ünlü kahramanları arasında yer almasını sağladı.
‘HÂDİMÜ’L-HAREMEYN’ UNVANINI KULLANAN İLK HÜKÜMDAR
İmar faaliyetleriyle yakından ilgilenen Selâhaddin'in devrinde Filistin, Mısır, Hicaz ve Yemen'de çok sayıda medrese, zâviye, cami, köprü, kale, hamam inşa edildi.
Bunların en önemlileri Kahire surları ile kalesi, Nil nehri üzerine yaptırdığı köprüler, Bahrü Yûsuf denilen kanallar, Akkâ ve Kudüs'ün tahkimi, Amr b. Âs Camii, Kubbetü's Sahra ve Mescid-i Aksâ'nın tamiri, Kahire'deki Saîdüssuadâ Hankahı ve Salâhî Hastahanesi'dir.
Bu dönemde İslâm dünyasının her tarafından Eyyûbîler ülkesine akın eden âlimler ve talebeler çok sayıda ilmî eser kaleme aldı. Onun faaliyetleri kendisinden sonra gelen devlet adamlarına örnek teşkil etmiş, Suriye ve Mısır İslâm dünyasının önemli ilim merkezleri haline gelmişti.
💠 Hicaz bölgesine, özellikle Mekke ve Medine'ye önem veren Selâhaddin "hâdimü'l-Haremeyn" unvanını kullanan ilk hükümdar olmuştur.
ŞARK’IN EN SEVGİLİ SULTANI
Dünya tarihinde haklı bir şöhret kazanan ve örnek bir sultan olarak gösterilen Selâhaddîn-i Eyyûbî, Türk-İslâm tarihinin en tanınmış kahramanlarından biri.
Mehmed Âkif Ersoy onu "Şark'ın en sevgili sultanı", Fransız tarihçisi Champdor "İslâm'ın en saf kahramanı" diye nitelemiştir. Selâhaddin kaynakların ittifakla belirttiğine göre dindar, merhametli, cömert, güler yüzlü, vakur, sağlam iradeli, mert ve heybetli bir kişiydi.
Her konuda Nûreddin Mahmud Zengî'nin takipçisi, onun başlattığı eserlerin tamamlayıcısı olmuş, yeni bir devlet kurduğunu bile iddia etmemiştir. Müslümanlar onun şahsında ideal bir sultan, Haçlılar gerçek bir İslâm kahramanı görmüştür. Doğulu ve Batılı tarihçilerin, yazarların eserlerinde kendisinden övgüyle söz edilmiştir.
Sultanlığı döneminde aynı kişilerle çalışmış, onlara değer vermiştir. Bunların başında veziri Kādî el-Fâzıl, kâtibi İmâdüddin el-İsfahânî gelir. Emîrlerinden hiçbiriyle bir ihtilâfa düşmemiş, danışmanlarının görüşlerine daima önem vermiştir.
💠 Danışmanlarından Üsâme b. Münkız onu Hulefâ-yi Râşidîn devrini yeniden canlandıran bir kişi olarak anar.
AFFETMEYİ SEVEN BİR HÜKÜMDARDI
Tarihçilerin anlattığına göre Selâhaddin zamanını ya ilimle ya cihadla ya da devlet işleriyle geçirirdi.
Kur'an'ı ezberlemiş ve iyi bir eğitim görmüştü. Arapça, Türkçe, Farsça ve Kürtçe biliyordu. Amelde Şâfiî, itikadda Eş'arî idi. Müneccimlere inanmazdı.
Bahâeddin İbn Şeddâd tarih bilgisinin kuvvetli, kültürünün geniş olduğunu, meclisinde bulunanların başkasından duymadıkları şeyleri ondan duyduklarını söyler.
💠 Selâhaddin verdiği sözü ne pahasına olursa olsun tutar, affetmeyi severdi. İbn Cübeyr onun, "Af konusunda hata etmek haklı olarak cezalandırmaktan daha çok hoşuma gider" dediğini nakleder.
ADALETLİ VE CÖMERT BİR KİŞİLİĞE SAHİPTİ
Eman verdiği kişileri kesinlikle cezalandırmamış, Haçlılar onun bu yönünü çok takdir etmiştir. Adaleti İbn Şeddâd ve İbn Cübeyr tarafından özellikle vurgulanmıştır.
Aşırı derecede cömert olduğu, öldüğünde özel hazinesinden sadece 1 Mısır dinarıyla 36 veya 47 Nâsırî dirhemi çıktığı kaydedilir.
İmâdüddin el-İsfahânî, Selâhaddin'in savaşa girdiği zaman kendi atını askerlere verip başkasından at istediğini, herkesin onun atına bindiğini ve onun iyiliğini beklediğini, III. Haçlı Seferi sırasında askerlere 12 bin at dağıttığını söyler.
💠 İbn Şeddâd ise herkes hakkında iyi sözler söylenmesini istediğini ve ahde vefa gösterdiğini belirtir.