Selçuklu döneminden miras kalan 3 şifahane
Selçuklular döneminden ecdadımızın mirası olan ve sağlık hizmeti sunan darüşşifalar, asırlar boyunca varlığını sürdürdü; Anadolu'da birçok isim ile zikredildi. Halk sağlığını düşünen bu kurumlar din, dil, ırk farkı gözetmeden tedavi uygulardı. Sizler için, Selçuklu döneminden miras kalan Sivas Divriği Şifahanesi, Kastamonu Yılanlı Şifahane ve Çankırı Taş Mescit Şifahanesi hakkındaki bilgileri derledik.
Giriş Tarihi: 18.03.2020
15:27
Güncelleme Tarihi: 02.02.2023
12:04
➡ Kemerin altında kitabe vardır. Kapının sağ ve sol yanlarında yazılar vardır. Ortadaki kitabenin altında da yazı vardır. Manaları şudur:
"Bu bina yapılırken fakir olan Küherbaş nezaret etti, mimar Kayserili Saddır. Allah onun ve bütün müminlerin ve Müslümanların günahını affetsin."
Anadolu'nun ilk hadis okulu: Çankırı Taş Mescit Şifahanesi
➡ Çankırı'da Selçuklu döneminden kalma en önemli yapıdır. Moloz taştan yapılması sebebiyle tamamen yıkılmış olan şifahane kısmı, Anadolu Selçuklu Hükümdarı I. Alâeddin Keykubat zamanında Çankırı Atabeyi (Valisi) Cemalettin Ferruh tarafından 1235 yılında yaptırılmıştır. 1235 yılında yaptırılan ve Taş Mescit olarak bilinen yapı ilk olarak şifahane olarak hizmet verdi. Cemalettin Ferruh tarafından 1242 yılında büyütülen Taş Mescit'e darülhadis ve semahane de eklendi.
Anadolu'ya Selçuklu'dan miras 5 medrese
➡ Cemalettin Ferruh şifahaneye ilave olarak 1242 yılında bir Dâr-ûl Hâdis inşa ettirmiştir. Anadolu'daki ilk Dâr-ûl Hâdis olan eser halk tarafından Taş Mescit olarak isimlendirilmektedir. Mimari özelliğinin yanı sıra yapıya önem kazandıran diğer husus iki plastik sanat eseridir.
➡ Biri yapı üzerinde, diğeri heykel görünümünde olan iki adet figürlü taş eserden birbirine dolanmış iki yılanın tasvir edildiği ve günümüzde "Tıp Sembolü" olarak kullanılan birinci parça yapı üzerinde bulunmaktadır.
➡ Çankırı Müzesi'nde sergilenen ikinci parçada ise günümüzde "Eczacılık Sembolü" olarak kullanılan kupaya dolanmış yılan figürü bulunmaktadır.
Selçuklu'nun kadim başkenti: Konya
➡ Aynı zamanda bir anıt mezar olan eserde iki adet mezar odası da yer almaktadır. Kuzey cephede yer alan mezar odasında bir sanduka yer almakta, doğu cephesinden girilen iki bölümlü mezar odasında ise beş sanduka bulunmaktadır. Halen mescit olarak kullanılan eser Cumhuriyetin kuruluşuna kadar uzun yıllar Mevlevihane olarak da hizmet vermiştir.