Seyahatname’de yer alan leziz tatlılar
Evliya Çelebi, Seyahatname eserinde çok sevilen tatlılara da değinmeden geçmedi. "Tatlı sevmek imandandır, Mümin tatlıcıdır." hadis-i şerifiyle tatlı yeme güzelliğinin referansını İslamiyet'ten veren Evliya Çelebi, Osmanlı yemek kültüründe tatlıya verilen önemi yaptığı ayrıntılı tasvirlerle vurguladı. Çok severek yediğimiz tatlıların Evliya Çelebi'nin masalsı dilinde, hangi şekillerle karşımıza çıktığını sizler için inceledik.
Giriş Tarihi: 25.12.2019
10:34
Güncelleme Tarihi: 25.12.2019
11:05
Osmanlı tatlıya düşkün bir medeniyetti
Müslümanlıkla ve Arap kültürüyle Türklerin sofralarına giren tatlı, zamanla sofraların baş tacı olmaya hak kazanmıştır. Osmanlı her hususta olduğu gibi tatlı hususunda da zengin bir medeniyettir. Osmanlı milletinin tatlıya olan düşkünlüğünü, sultan düğünlerini anlatan surnamelerden, minyatürlerden ve bunlar arasında en önemli kaynak sayılabilecek Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'nden öğrenebiliriz.
Seyahatname'deki tatlı çeşitleri
Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nde Yemek Kültürü isimli eserden aktarıldığına göre, Seyahatnamede üç yüz adet tatlı yiyeceğin adı geçmektedir. Bunlar, kadim pekmez, ve baldan, çeşitli kalitedeki şekere; ham maddesi meyve olan perverde, macun, reçel ve hoşaftan, nişastalı/unlu helva ve hamur işi tatlılara, köfter, ağda, leblebi şekeri, Şamfıstığı mülebbesi gibi atıştırmalık şekerlemelerden, törensel anlamı olan aşure ile zerdeye kadar uzanan, "hulviyyat"lardır.
Evliya Çelebi'nin en çok bahsettiği tatlı türlerinde biri baldır. Söz konusu kaynaktan aktarıldığına göre, en çok "yağı balı bol olurdu" ifadesini kullanır. Özellikle bazı meşhur bölgelerin ballarından bahseder. Örneğin, "Eflak u Boğdan ve Erdel ve Tımışvar, Vidin, Sirem ve Semendire ve Budin, Atina ve Mora ve Girid vilayetlerinin balları meşhurdur." cümlesiyle bu ülke ve şehirlerin ballarını eserinde tanıtır.
Çelebi aynı zamanda kaliteli ballardan da eserinde bahseder. Atinalı "nefti" renkli balı hariç, kaliteli balın "beyaz tülbent " gibi olacağını vurgular.
Balla yapılan bir tatlı olan zerde, esere sıklıkla konu edinilmiştir. Çelebi aynı zamanda bu tatlının kime ait olduğu ile ilgili bir iddiada da bulunmuştur. Evliya Çelebi, zerdenin icadını Muaviye'ye atfeder. Fakat bu iddianın gerçeklik payı kesin olarak bilinmemektedir.
Seyahanatme'de dönemdeki sosyal hayatla ilgili önemli bir bilgi de verilir. İslam kültüründe önemli bir yere sahip aşurenin Osmanlı döneminde hem bal hem de şekerle pişirildiği aktarılır Seyahatname'de. Evliya Çelebi, yalnızca bu tatlılar hakkında değil, tatlının menşei hakkında da bilgileri eserine taşımıştır.