Seyahatname'de yer alan sivrisinek vakası
"Çok gezen mi bilir yoksa çok okuyan mı bilir?" sorusunu bize her seferinde düşündürten seyyah-ı alem Evliya Çelebi, imparatorluk topraklarının neredeyse bütün bölgelerini gezdi. Bir rüya ile yolculuğu başladı, bin rüya tadında güzellikleri bizlere miras bıraktı. Yaptığı seyahatlerde karşısına çıkan kitaplarda bile bulamayacağımız ilginç hadiseleri, eseri Seyahatname'ye kaydetti. İzmir'in Menemen ilçesinde vuku bulan sivrisinek vakası da bunlardan yalnızca biriydi... Peki, Evliya Çelebi'ye göre Menemen'in sinek istilasına uğramasının arka planında ne vardı?
Giriş Tarihi: 11.07.2020
09:14
Güncelleme Tarihi: 11.07.2020
09:34
Bütün gezip gördüğü yerleri okuyucuya anlattığı on ciltlik eseri Seyahatname, sadece gözlemlere dayalı aktarmaları ve anlatımları içermekle kalmayıp, araştırıcılar için önemli inceleme ve yorumlara da olanak sağlayan bu eser, belirli bir çalışma alanını değil, insanla ilgili olan her şeyi kapsar. Bu yönüyle Seyahatname, Türk kültür tarihi ve gezi edebiyatı açısından önemli bir yere sahiptir.
20 maddede seyyah-ı alem Evliya Çelebi kimdir?
Seyahatname'de yer alan ilginç olaylardan biri: Sivrisinek vakası
İstanbul'u semt semt gezen ve çeşitli meclislerle kahvehanelere uğrayarak buralar hakkında bilgiler toplayan Evliya Çelebi, İstanbul dışına ilk seyahati 1640 yılında Bursa'ya yapar. Böylece Çelebi'nin seyahat serüveni başlamış olur.
Bu seyahat serüveninde ise Çelebi, imparatorluk topraklarındaki ilginç hadiseleri kendi renkli üslubuyla anlatır. Bunlardan biri de eserde yer alan sivrisinek vakasıdır.
Evliya Çelebi'nin dilinden Süleymaniye Camii
İzmir'in Menemen ilçesini gezen Evliya Çelebi, günümüzde bilhassa yaz aylarında devam eden ilginç bir sıkıntıya Seyahatname'sinde oradaki insanların diliyle aktarıyor.
Çelebi'nin aktardığına göre Menemen'de temmuz ayında özellikle ikindiden sonra sinekler yüzünden şehir içinde kimse kalmaz, herkes bağ ve bahçelere gidip orada yatardı. Sabahleyin ise tekrar şehre dönerlerdi. Eğer biri şehir içinde yatarsa Evliya'nın aktardığına göre sinekler o kişiye aman vermez ve "Allah korusun" helak ederlerdi.
Seyahatname'de yer alan leziz tatlılar
Sineklere davul çalan bekçiler
Bütün şehir halkı evlerinde bütün eşyalarını, kap ve kacaklarını bırakıp, evlerinin kapılarını da açık bırakarak bağa giderlerdi. Şehir içinde ancak 10 adet adam bekçi olarak kalırdı. Gece kıyafetlerini giyen bekçiler, yüzlerini ve gözlerini sarıp sarmalayıp boyunlarına birer davul geçirerek sabaha dek davul çalardı ve şehri koruyup gezelerdi. Çelebi, davul çalarak sivrisinekten kurtulduklarını söylerdi. Zira ünlü seyyaha göre bu sivrisinekler neyzen gibi "sazendeydi." Bu sebeple Menemen halkı her gece sivrisineğe davul çalıyordu.
Hatta öyle ki bu durum Aydın, Saruhan, Sığla, Bursa ve Teke sancakları arasında darb-ı mesele (atasözü, deyim) dönüşmüş ve "Menemen davulu gibi öter" sözü ortaya çıkmıştı.
Seyahatname'de meyveleriyle ünlü 10 şehir
Menemen ilçesini saran sinekleri halk bir zaman sonra farklı yöntemler için kullanmaya başlamıştı. Şehrin idarecisi bir adama ceza verecek olursa bir gece elini ayağını direğe bağlayıp giderdi. Şehrin idarecisi bu yöntemle suçluları konuşturmaya çalışırdı. Nitekim sabah olduğunda sivrisinek istilaları sebebiyle adamın her yeri şişmiş bulunurdu. Suçlular bu yöntemle bütün işledikleri günahları veya suçları itiraf ederlerdi.