Arama
Sömürgecilik: Topraklara değil zihinlere pranga
Her milletin coğrafi sınırları ve bu sınırlar üzerine daimi ulusal planları vardır. Ama bazı kavimlerin diğer insanlara tasallut olan yayılmacı ve acımasız politikaları onların sıfatı olmuştur. Bugün Batılılar, Afrika'da zalim olarak adlandırılırlar. Çünkü herkesin bir akrabası bir şekilde bu insanların zulmüne maruz kalmıştır. Bir milletin, bir düşünce yapısının bekası coğrafi sınırlardan ziyade zihni sınırlara dayanır. Çünkü coğrafi sınırlar değişiklik gösterebilir ama zihin yapısı sadece daima ileriye odaklıdır. Bir ülkenin sömürge sahibi olması demek aslında o ülkenin emek hırsızı olması, başka bir medeniyetin dilini, dinini, coğrafyasını, kültürünü ve tarihini de çalması demektir.
📌Bizim medeniyet anlayışımız, varlık tasavvurumuz ve hayata bakış noktamız sevgi üzerine kurulmuştur. Bizler yaratılanı yaratandan ötürü seven bir anlayış zaviyesinin temsilcileriyiz. Tarih boyunca kendimizden ziyade karşımızdakinin hakkını gözeten bir topluluk olmuşuzdur. Bu anlayış bizi sömürgecilikten uzak tutmuştur. Evet, uzun yüz yıllar boyunca birçok kavmi yönetmiş olabiliriz ama dönüp baktığımızda hangisi bugün ana dili olarak Türkçe kullanıyor? Bizlerden kalma alışkanlıkları daima iyi alışkanlıklardır. Hiçbiri çıkıp da Müslümanlar bizi şöyle kullandı diye bir cümle kurmamaktadırlar.
(x) 📚 Dünden bugüne bir utanç tablosu olarak ırkçılık ve İslam düşmanlığı
📌Bizler bir yeri fethederiz, işgal diye bir kelime lügatimizde bulunmamaktadır. Evvela iyi ve adaletli anlayışımız kulaklarda dolaşmış, nihayetinde gönüller fethedilmiştir. Hakikaten Avrupa'nın çoğu yerinde insanlar Katolik yönetim yerine Müslüman sarığı görmeyi tercih etmişlerdir. Çünkü bizler herkesi kendi hukukuna göre yargılamış, can ve mal güvenliğini garanti altına almışızdır.
Avrupa'da Orta Çağ döneminde evinden çıkan bir adamın akşam eve sağ salim dönebilmesi sevinç sebebi iken bizler tüm bir kıtaya İslam medeniyetinin güzelliğini yaymışızdır.