Sultan Abdülhamid'in 126 yıl önce kurduğu enstitünün koronavirüs ile mücadelesi
Binlerce kişinin hayatını etkileyen koronavirüs salgını için henüz bir tedavi bulunamadı. Ancak süreçle ilgili gelişmeler ve çözümler için çalışmalar devam ediyor. Sultan Abdülhamid'in 126 yıl önce kurduğu enstitü, koronavirüs aşısı üretmek için harekete geçti. Kurulduğu günden bu yana aşı ve serum üretimi yapan Bakteriyolojihane-i Osmani adlı bu enstitü hakkında bilmeniz gerekenleri sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 01.04.2020
14:24
Güncelleme Tarihi: 01.04.2020
15:29
Enstitü, son 50 yıldır viral aşı üretim ve hastalık teşhisleri konusuna özel viroloji laboratuvarlarına sahip ve yıllık 30 milyon doz aşı üretimi gerçekleştiren bir konumda olup kuş gribi, kuduz, şarbon, brusella gibi kontrol altına alınması ve mücadelesi insan sağlığı açısından önemli olan, ilaç ve aşı araştırma geliştirme ve kontrol projeleri yürütüyor.
İspanyol gribi ile koronavirüs arasındaki benzerlikler
Peki, Sultan II. Abdülhamid tarafından mikrobiyoloji servislerin temelini oluşturan bu enstitü nasıl kuruldu?
Pasteur'ün 1885 yılında kuduz hastalığı üzerine yaptığı çalışmalar, Sultan II. Abdülhamid'in dikkatini çekti. Bu alanda yapılan çalışmaları yakından izlemek amacıyla Tıbbiye Mektebi Dâhiliye Muallimi Dr. Aleksander Zoeros Paşa başkanlığında, Veteriner Hekim Hüseyin Hüsnü ve Zooloji Muallimi Dr. Hüseyin Remzi Beylerden oluşan üç kişilik bir heyeti Pateur'ün yanına gönderdi.
OSMANLI'DAKİ BİLİM HEYETİNİN AŞI ÇALIŞMASI
Sultan II. Abdülhamid, bu heyetle birlikte Pasteur'e verilmek üzere, bir devlet nişanı ve laboratuvarına yardım için 10.000 frank para yardımda bulundu. Paris'te Pasteur'ün yanında 6 ay kalan heyet, kuduz hastalığı aşısının hazırlanması ve kullanılması konularındaki tüm bilgileri öğrendi. Veteriner Hekim Hüseyin Hüsnü ile Dr. Hüseyin Remzi Beyler de Pasteur ve Chamberland'ın eserini "Mikrob Emrazı Sariye ve Şarboniyenin Vesaili Sirayeti ve Usulü Telkihiyesi " adı altında tercüme edip 1887 yılında yayımladılar.
1887 yılında yurda döndükten sonra da bu hastalığa karşı Darül-kelb Ameliyathanesinde aşı yapımına başladı.
1893 yılında, İstanbul'da kolera vakalarının görülmesi üzerine, önleyici tedbirlerin alınması ve hastalığın üzerinde gerekli araştırmaların yapılması için Fransa'dan bu alanda uzman olan Dr. Andre Chantemesse getirildi. İstanbul'da 3 ay kadar kalarak kolera konusunda çalışmalar yapan Dr. Chantemesse, ülkemizde bir bakteriyoloji laboratuvarının kurulmasını önerdi.
1894 yılında, Sultan II. Abdülhamid tarafından Gülhane bölgesinde ilk bakteriyoloji laboratuvarı kuruldu. Bakteriyolojihane-i Osmani adındaki bu laboratuvarın idaresi için Fransa'dan getirilen Dr. Mourice Nicolle görevlendirildi. Laboratuvar, 2 yıl sonra 1896'da Nişantaşı'nda Süleyman Paşanın konağına nakledilmiştir.