Sultan Abdülhamid’in arşivinden fotoğraflarla Hicaz Demir Yolu
II. Abdülhamid'in yıllarca düşlediği Hicaz Demir Yolu, İslam topraklarını birbirine bağlayan Osmanlı'nın son büyük projesiydi. Bu sayede sultan, askeri deha olduğunu bir kez daha ispatladı. Bütün İslam aleminin büyük fedakarlık göstererek hayata geçirdiği demir yolunun yapımı sırasında II. Abdülhamid büyük maddi destek sağladı; Hindistan, Mısır, Rusya, Fas, Singapur, Güney Afrika, Tunus, Cezayir ve Amerika gibi ülkelerden de bağışlar geldi. Hicaz Demir Yolu, vakıf müessesesi olarak dünyada, devlet tarafından yaptırılan tek ulaşım yatırımıydı. Sizler için Sultan Abdülhamid'in arşivinden İstanbul'dan kutsal topraklara uzanan Hicaz Demiryolu'nun fotoğraflarını derledik.
Giriş Tarihi: 17.09.2020
08:16
Güncelleme Tarihi: 17.09.2020
08:52
Demir yolu halkın da gayretiyle hızla ilerledi. Projede görevli mühendislerden biri olan Auler Paşa, halkın karşılamasını şu cümlelerle aktardı: "Yüz binden fazla erkek, kadın ve çocuk set çekilmiş dalgalı bir deniz gibi yolun iki tarafını doldurmuşlardı ve zaman zaman askerlerin teşkil ettiği çemberi aşıyorlardı. Art arda kadınların sevinç bağrışmalarının eşlik ettiği erkeklerin "Allâh yansur sultânenâ" sesleri duyuluyordu ."
II. Abdülhamid büyük bir incelik örneği göstererek, mukaddes topraklarda gürültülü çalışılmamasını, Peygamber Efendimizin (sav) yüce ruhaniyetini rahatsız etmemesini istedi. Medine-i Münevvere'nin 20 kilometre yakınına gelindiğinde rayların altına keçe döşenerek çalışmalar devam ettirildi. Çalışmalar süresince bölgede sesiz lokomotifler kullanılmasına özen gösterildi.
🚊
Demir yolu inşaatına Şam-Der'a arasında başlandı ve 1903'te Amman'a, 1904'te Maan'a ulaşıldı. Maan'dan Akabe Körfezi'ne bir şube hattı döşenerek Kızıldeniz'e çıkmak istendi. Demir yolunun Kızıldeniz'e ulaşması ile gerektiğinde asker ve silah sevkiyatı kolaylaşacağından bu kıyıların savunma gücü artacaktı. Ancak Osmanlı Devleti ile Mısır arasında 1906'da beliren sınır anlaşmazlığı konusunda bölgedeki gücünü tehlikeye düşürmek istemeyen İngiltere'nin, Mısır lehinde girişimlerde bulunması üzerine hattın inşasından vazgeçildi.
🚊
İngiltere ve Fransa'nın büyük mücadelesi: Süveyş Kanalı
Hayfademir yolu, 1905'te tamamlandı ve Der'a Hayfa'ya bağlandı. Böylece Hicaz Demir Yolu Akdeniz kıyılarına ulaştı. 460. kilometrede Maan'a varılmasından sonra bir işletme idaresi kuruldu ve demir yolunda yolcu ve eşya taşımacılığına başlandı.
Aynı yıl Müdevvere'ye, bir yıl sonra Medain-i Salih'e ulaşıldı. Bu noktadan sonraki inşaatın tamamı Müslüman mühendis, teknisyen ve işçiler tarafından gerçekleştirildi. el-Ula'ya 1907'de, Medine'ye 1908'de varıldı. Hayfa şubesiyle birlikte 1464 kilometreyi bulan Hicaz Demir Yolu 1 Eylül 1908'de yapılan bir törenle bizzat II. Abdülhamid tarafından işletmeye açıld ı.
🚊
1909'da Hayfa-Şam arasında her gün, Şam ile Medine arasında ise haftada üç gün karşılıklı yolcu ve ticari eşya taşınıyor, ihtiyaç halinde inşaat malzemeleri, askeri erzak ve hacıların nakli için ilave tren seferleri düzenleniyordu. Hat güzergahında irili ufaklı çok sayıda istasyon bulunması ve hareket saatlerinde namaz vakitlerinin dikkate alınması yolcular açısından kolaylık sağladı.
Bu arada, Hicaz Demir Yolu'nun lokomotif, vagon, ray ve çelik travers gibi önemli makine ve malzemeleri Almanya, Belçika ve ABD'den sağlandı. Bazı yolcu vagonları da Tersane-i Amire'de yapıldı.
🚊
Dünyada bir ilki gerçekleştiren Osmanlı fabrikası
Demir yolunun inşaatı aşırı sıcaklık, kuraklık, su sıkıntısı ve kötü arazi şartlarının getirdiği tabii zorluklarla bedevilerin engellemelerine rağmen kısa kabul edilebilecek bir sürede tamamlandı.
Bedeviler hac yolcularını develerle taşıma, rehberlik ve muhafızlıktan büyük miktarda para kazanıyordu. Öte yandan Osmanlı Devleti'nden maaş ve hediye almalarına karşın zaman zaman kervanlara ve hac kafilelerine saldırıp yağmacılık yapıyorlardı. Demir yolunun işletmeye açılmasıyla hac ve ticaret trafiğinin değişmesi onların bu kazanç kaynaklarına zarar verdi. Ayrıca Bedevi liderleri, Hicaz Demir Yolu'nun bölgede Osmanlı'nın askeri ve siyasi etkinliğini arttırıp yerel güçlerin nüfuzunu kıracağından endişe ediyorlardı. Bu sebeplerle bedeviler defalarca demir yolu ve telgraf hatlarına saldırı düzenledi.
🚊