Arama

Sürgünde geçen bir ömür: Ahıska Türkleri

Ahıska Türkleri 1944 sürgününden beri ata yurtları olan Ahıska'dan başka yerlerde hayatlarını sürdürüyor. Stalin liderliğindeki Sovyetler Birliği, 14 Kasım 1944'te Gürcistan'ın Ahıska bölgesinde yaşayan on binlerce Ahıskalı Türk'ü "sınır güvenliğini tehdit ettikleri" gerekçesiyle sürgün etti. Trenlere bindirilen ve günlerce yolculuk eden Ahıskalı Türkler Sovyet topraklarında dört bir tarafa dağıtıldı.

  • 5
  • 17
HUZUR İÇİN TÜRKİYE’YE KAÇTILAR
HUZUR İÇİN TÜRKİYE’YE KAÇTILAR

Ahıska Türkleri, Stalin'in 1920'lerin sonlarına doğru uygulamaya başladığı baskıcı politikalarından önemli ölçüde etkilendiler. 1920'lerin sonunda, özellikle de 1930'lu yıllarda, Sovyet rejiminin Ahıska Türklerine yönelik uyguladığı ayrımcı ve baskıcı politika, birçok Ahıska Türkü'nün Türkiye'ye kaçmasına neden oldu. Bu nedenle birçok aile parçalandı, kaçak geçişler sırasında ölümler ve birçok bireysel dram yaşandı.

1930'larla birlikte Türk ve Müslüman olarak yaşamanın bedeli giderek ağırlaşmaya başladı. Bu yıllar, aynı zamanda Gürcü şovenizminin de artmaya başladığı yıllardır.

  • 6
  • 17
GÜVENİLMEZ HALK OLARAK YAFTALANDILAR
GÜVENİLMEZ HALK OLARAK YAFTALANDILAR

Ahıska Türkleri, Sovyet rejimi tarafından, özellikle Türkiye'ye yakınlıkları dolayısıyla 'güvenilmez halk' olarak nitelendirildi. Ermeni sürgününün etkileri bölgedeki Türkler ve Ermeniler arasındaki ilişkilerin de gerginleşmesine yol açtı. 1930'lara gelindiğinde ise artık sınırdan Türkiye'ye kaçmak imkânsızlaştı. Şüphesiz, Türkiye'ye kaçamayanlar ya da topraklarında kalmayı tercih edenler 1944'te yaşayacakları sürgünü tahmin dahi edemezlerdi.

  • 7
  • 17
AZERİ KİMLİĞİ İÇERİSİNDE ERİTİLMEYE ÇALIŞILDI
AZERİ KİMLİĞİ İÇERİSİNDE ERİTİLMEYE ÇALIŞILDI

Sovyet milliyetler politikası, 1917 Devrimi'ne taraftar toplamak amacıyla, ilk dönemlerde halkların kendi kaderini tayin hakkını benimseyip tüm milliyetlerin özgürlüğünü savundu. Ancak daha sonra Sovyet rejimi, milliyetler politikasından saparak, özellikle rejim için tehlikeli gördüğü bazı halkların kimliklerini resmî olarak tanımamaya başladı. Bu çerçevede, rejim, Sovyetler Birliği sınırları içinde hiç Türk yaşamadığı tezini benimsedi. Dinî, kültürel ve siyasi baskılara hedef olan Ahıska Türkleri, 'Azerbaycanlı' olarak adlandırılarak 'Azerbaycanlı' kimliği içinde eritilmeye çalışılmış, 'Türk' milliyeti Sovyet milliyetler politikası çerçevesinde resmen tanınan milliyetlerden sayılmadı.

Gürcistan, Ahıska Türklerinin 'Türk' değil, 'Müslümanlaştırılmış Gürcüler' oldukları tezini öne sürmeye başlamıştır. Kimliklerine yönelik yapılan tüm müdahalelere rağmen Ahıska Türkleri kendilerini 'Türk' olarak tanımlamaktan vazgeçmedi.

İkinci Dünya Savaşı'na kadar askere alınmayan Ahıska Türkleri, savaş başlayınca askere alınmış, yaklaşık 40 bin Ahıska Türkü silah altına alınarak cepheye gönderilmiş, kalanlar ise demir yolu inşaatında çalıştırıldılar.

  • 8
  • 17
AHISKA SÜRGÜNÜNE İLİŞKİN İPUCU
AHISKA SÜRGÜNÜNE İLİŞKİN İPUCU

İkinci Dünya Savaşı'nın son dönemlerinin en önemli özelliği, Stalin dönemi Sovyet Rusyası'nın Rus olmayan, özellikle de coğrafi olarak stratejik diye nitelendirilebilecek yerlerde yaşayan halklara duyduğu güvensizliktir. Ahıska ve çevresine on binlerce Sovyet askeri yerleştirerek, hem Ahıska Türklerinin 'güvenilmez halk' olduğu mesajı hem de savaş bitiminde uygulamayı planladığı Ahıska Türklerinin sürgününe ilişkin ipucu verdi.

  • 9
  • 17
HİÇBİR RESMİ DAYANAĞI OLMAYAN SÜRGÜN
HİÇBİR RESMİ DAYANAĞI OLMAYAN SÜRGÜN

Ahıska Türklerinin sürgün kararı, resmî belgelere göre, 'sınır güvenliği'ni sağlamak için alındı. Sovyet otoriteleri Ahıska Türklerine; sürgünün geçici olduğunu, kısa zaman sonra evlerine dönebileceklerini, Alman ordusuna karşı kendi can güvenliklerinin sağlanması için bunun yapıldığını duyurdular. Ahıska Türklerinin bir kısmı buna inanırken diğer bir kısmı sürgün yolculuğu sırasında kendilerinin öldürülmelerinin planlandığını düşündüler. Oysa sürgünün gerçekleştirildiği tarihte Alman orduları geri çekilmekteydi. Aslında Ahıska bölgesi hiçbir zaman Alman işgaline uğramamıştı.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN