Kafkasların asil milleti: Çerkesler
Varlıkları milattan önce 2000'lere kadar dayanan Çerkesler, dünya siyaseti açısından oldukça stratejik bir bölge olan Kafkasların batısında hüküm sürdüler. Tarihin sürgün olaylarıyla hatırladığı asil millet, sürekli çatışma, savaş, mücadele ve anlaşmazlıkların merkezinde, siyasi çalkantıların odağındaydı. Tüm dağdağalı ve karışık atmosfere rağmen öz kültür ve hususi değerlerini koruyan Çerkesler, kendilerine has geleneklerini muhafaza etmeyi ve gelecek nesillere aktarmayı başardılar. Peki, bugün çoğunlukla Türkiye'de ikamet eden asil milletin özellikleri ve gelenekleri nelerdir?
Giriş Tarihi: 25.06.2022
14:44
Güncelleme Tarihi: 25.06.2022
15:44
Çerkesler nasıl Müslüman oldu?
▶ Hz. Ömer (RA) döneminden itibaren Müslümanların fetihleriyle Kafkasya'da İslam yayılmaya başladı. Arap tüccarların bölgeye yaptıkları alışveriş ziyaretleri, İslam'ın bölgede tanınmasına fırsat tanıdı.
▶ Hakimiyeti altında Kafkasya da olan Altınorda devletinin lideri Berke Han Müslüman olunca Çerkeslerin İslamlaşması yavaş olsa da devam etti.
Bilgi notu:
Çerkeslerin İslamlaşma serüveni Osmanlı Devleti ile büyük ölçüde tamamlanır. Gönülden Müslüman olmaları 1779 yılında Osmanlı tarafından bölgeye gönderilen Ferah Ali Paşa'nın halkla oldukça iyi ilişkiler kurmasıyla gerçekleşir.
Balkanların çehresini değiştiren savaş: 93 Harbi
▶ Tarihin bilinen dönemlerinden beri saldırıya maruz kalan Çerkesler, her an bir savaş olacakmışçasına hazır bulunur, tüm silahlarını kıyafetleri ile beraber taşırlardı. Siyasi olayların şekillendirdiği yaşam tarzı, Çerkeslerin giyinişini etkiledi.
▶ Bu hal Çerkes milletini savaşçı, mücadeleci, vatanperver ve cesur bir yapıya büründürdü. Hatta Çerkesler, evlerini son derece sade ve gösterişiz, bir savaş durumunda yıkılmaya hazır bir halde inşa ettiler.
Çinli ressamın fırçasından tarihi İpek Yolu
Çerkeslerin yazısız kanunları: Habze
▶ Çerkeslerin yazısız kanunları olarak bilinen "habze" aile terbiyesi, akraba dışı evlilik gibi pek çok toplumsal konuyu barındıran resmi olmayan anayasadır.
▶ Demokratik bir yapıya sahip olan Çerkes toplumu, Rusya'da az gelişmiş bir ekonomi ile hayatlarını sürdürmeye devam ederler. Çerkesya olarak adlandırılan bölgeye dönüp dönmemek meselesi, Çerkesya dışında yaşayan vatandaşlar için önemli bir sorundur.
Rusya'nın kaderini değiştiren hükümdar
▶ Çerkesler kendi dilleri için Adığece / Adigece adını, Türkçe dillerde ifade ederken de Çerkesçe/Çerkezce biçimini kullanırlar. Yaşamları sürekli savaş, sürgün ve mücadelelerle geçen Çerkes halkı edebiyat alanında üretken olmaya pek vakit bulamaz.
▶ Çerkes boylarına ait yazılı ve sözlü atasözü, ağıt, öykü, roman, şiirler genelde "Çerkes Yazını" olarak değerlendirilir. Çerkeslerin en meşhur yazarları Dırmit Gulya, Negume Sora, Thagazit Zuberdir.
Bilgi Notu:
Evliya Çelebi'nin Kafkasya ziyareti esnasında deneyimleme fırsatı bulduğu Çerkezce ile ilgili şu satırları gayet manidardır:
"Bu dünya seyyahı, insanlarla sohbet eden yalnız bilmeyen aciz kul, ben Evliya 51 yılda, 7 iklimde 18 padişahlık yere ayakbastım. Her diyarın lisanıyla konuşmak için onların açık ve güzel sözleri, beyitleri ve şiirleriyle 147 lisanın hepsini gayet güzel yazdım ama bu Çerkes lisanı gibi saksağan sadalı lisanı yazamadım. Kendilerine mahsus bir lehçeleri var, gramerleri yoktur, onun için kaleme gelmez vesselam…"
Rus senaryosu 250 yıldır hiç değişmedi
Çerkeslerin en büyük diyasporası: Türkiye
▶ Dünyada en kalabalık Çerkes nüfusu, Çerkeslerin öz vatanı Kuzey Kafkasya'da değil, Türkiye'de bulunur. Bunun nedeni, Rus - Kafkas Savaşı ve Rus - Çerkes Savaşı'ndan sonra Rusların eline geçen Çerkes topraklarında yaşayanların büyük bölümünün Osmanlı topraklarına sürgün edilmesidir.
Bilgi notu:
Literatüre "Çerkes sürgünü" olarak yansıyan bu olay tarih sahnesinin en hazin hikayelerini barındırır.
▶ Türkler ve Çerkesler Anadolu'nun merhametli coğrafyasında kardeşlik ve birlik duyguları içerisinde uzun yıllar hayatlarını sürdürmeye devam ettiler.
Dinmeyen acı: Çerkes Sürgünü