Tarihe tanıklık eden Osmanlı eserleri
Üç kıtada asırlar boyu hükmeden cihan devleti Osmanlı, Türk-İslam sanatını geliştirerek tüm dünyada şaheserlerini ortaya koydu. Dünya sanat tarihinde de önemli bir yere sahip olan Osmanlı, gittiği her yere, yüzyıllar geçse de silinmeyecek izler bırakarak medeniyetinin köklerini saldı. İşte sizler için tarihe tanıklık eden Osmanlı eserlerini derledik.
Kasırlar sadece hünkârların malı sayılan ve sarayların haricinde inşa edilen, köşkten büyük binalardır. Sürekli ikamet edilmeyen kasırlar, padişahların dinlenmeleri için vakit geçirdikleri yerledir.
PADİŞAHA ÖZEL KASIRLARDAN BİRİ
Küçüksu Kasrı, İstanbul'un Küçüksu semtinde, Üsküdar- Beykoz sahil yolu üzerinde yer alır. Sultan Abdülmecid tarafından Nigoğos Balyan'a yaptırılan eser, 1856 yılında tamamlandı. Eski adı Göksu Kasrı olan bu yapıt, padişahların Boğaziçi kıyılarındaki biniş kasırlarından biridir.
I. Mahmud Kâğıthane ve civarı yerine, Boğaziçi kıyılarında dinlenmeyi ve eğlenmeyi tercih etmiştir. Küçüksu, padişahın Boğaz'da en çok sevdiği semtti. Sadrazam Divitkâr Mehmed Paşa bunu öğrenince, padişaha bu yörede kasır yapılmasını teklif etmişti. Teklifi padişah tarafından kabul görünce Mühendis ve Şehremini Yusuf Efendi Küçüksu'da ahşap bir bina inşa etmeye başladı. Kasır, 1751 yılında büyük törenlerle açılmıştır.
III. Selim döneminde Küçüksu Kasrı tamamen tamir ettirilip kasrın önüne büyük bir çeşme yapıldı. Kasrın diğer bir onarımı da II. Mahmud devrinde gerçekleştirildi.
Küçüksu Kasrı, 17. yüzyıldan itibaren Bağçe-i Göksu olarak anıldı. Eser, Sultan Abdülmecid döneminde padişahın emriyle yıktırılıp bugünkü bina inşa ettirildi.
Küçüksu Kasrı alçı kabartma be kalemişi süslemeli tavanları, değerli İtalyan mermerleriyle yapılmış şömineleri, her odada ayrı süslemeli parkeleri, Avrupa üslubundaki mobilyaları, halı ve tablolarıyla eşsiz bir sanat müzesidir. Cumhuriyet döneminde bir dönem devlet konukevi olarak kullanılsa da günümüzde müze-saray işlevindedir.