Tarihin izinde: Kırım yapıları
Kırım, tarih boyunca yakın ilişkiler içerisinde olduğumuz bir toprak parçasıdır. Osmanlı hakimiyetinin ardından Ruslarca ilhak edilen bu bölge, maddi olduğu kadar manen de büyük bir soykırıma uğradı. Lakin mazinin o cıvıltılı ve mesud günleri yapılarda yaşamaya devam etti. Sizler için Kırım'ın simgesi haline gelmiş yapılarından örnekleri bir araya getirdik.
Giriş Tarihi: 07.08.2022
16:54
Güncelleme Tarihi: 07.08.2023
13:55
1- Han Sarayı
🔹 Kırım'dan İstanbul'a görüşmeler için giden Hanlar, Topkapı Sarayı'nı görür ve çok beğenirler. Bu olaydan sonra Hanlığın kurucusu ve hükümdarı I. Giray Han 'ın oğlu I. Mengli Han'ın emriyle Bahçesaray'a, Topkapı Sarayı'na benzer bir saray inşa edilir.
🔹 Hanlığın baş sarayı olmasından dolayı büyük önem verilen bu yapıya Han Sarayı adı verilir. Hanlığın başına geçen kağanlar bu saraya eklemeler yaparak yapıyı genişletmiş ve günümüzdeki halini almasına katkıda bulunmuşlardır. Bu saray, güzelliği ile tüm ülkeler tarafından tanınmış ve Batılı devletlerin Küçük Elhamra diye bahsetmelerine de sebep olmuştur.
I. Giray Han kimdir?
I. Devlet Giray 1551-1577 yılları arasında, Bahçesaray merkezli, Kırım Hanlığı'nı kurar ve ilk hanı olur.
I. Mengli Han kimdir?
I. Hacı Giray'ın altıncı oğlu olan Mengli Han, Kırım Hanlığı'nda ilk hanedan mensubu şair olma özelliğiyle ön plana çıkmaktadır.
Endülüs'ün incisi: El Hamra Sarayı
🔹 Ruslar Kırım'ı birçok kez ilhak eder ve büyük yıkımlara yol açarlar. Hatta bir dönem Han Sarayı, Rusların işgalinden sonra müzeye dönüşür ve bazı eklemelere maruz kalır. Han Sarayı'nı oluşturan yapılar; misafirhaneler, harem binaları, devlet erkânlarının ağırlandığı odalar, türbe, hazire, kütüphane, Gözyaşı Çeşmesi, Han Cami ve bahçelerdir.
🔹 Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nde , Han Sarayı için şunları söyler: "Dört yanı kale gibi dört köşeli, kagir duvarlı bir saray..." Evliya Çelebi aynı zamanda, sarayın çevresinin beş bin altmış adım olduğunu, dört bir yanında demir kapıların olduğunu, içinde ise darphane, mutfak, kiler, hama gibi yapıların olduğunu eserinde zikreder.
İlhak etmek ne demek?
Bir yere katma ve ilave etme anlamlarına gelir.
Seyyah-ı alem Evliya Çelebi kimdir ?
2 - Han Cami
🔹 Halkının çoğunluğu Müslüman olan Kırım Hanlığı, İslam'ın bir nişanesi olarak Han Sarayı'nın yanına, Han Camisini inşa eder. Büyüklüğü ve ihtişamıyla dillere destan olan cami , kapısındaki kitabeye göre 1736 yılında geçirdiği yangında ve Rusların saldırıları sonrasında büyük zararlar görür.
🔹 II. Selamet Giray tarafından onarılan saray ve sarayın en nadide parçası olan cami, zarif minaresiyle ön plana çıkmaktadır. Geçirmiş olduğu yıkımlar sonucu birçok değişikliğe uğrayan bu dini yapının içi, ahşaptan oluşur ve sade yapılı bir mimariye örnektir.
II. Selamet Giray kimdir?
1691-1751 yılları arasında, Kırım Hanlığı'nı yönetmiş olan Kırım Hanı'dır.
Sıra dışı mimarileriyle göz kamaştıran camiler
3 - Gözyaşı Çeşmesi
🔹 Han Sarayı'nın en meşhur ve acı dolu hikâyesi olan yeri, Gözyaşı Çeşmesi'dir. Kırım Hanı olan I. Giray Han, dillere destan olan aşkı Dilara Bikeç anısına, İranlı bir taş ustasına yaptırır .
🔹Han, genç yaşta hayata veda eden eşinin hatıralarını yaşatmak ister ve "dünya durdukça bu çeşme de benim gibi ağlasın" diye ekler.
🔹 Han Sarayı'nın önemli bir parçası olan bu sebile, saraydan birçok kapı açılır.
🔹 Kırım'ı ilhak eden Ruslar, bu çeşmenin yerini de değiştirirler. Asıl yerindeyken her bir su damlasının çıkardığı ses, akustiğin de yardımıyla ağlama, hıçkırık sesi gibi gelir. Fakat çeşmenin bu özelliği, yerinin değiştirilmesinden sonra ortadan kaybolur.
🔹 Çeşmenin kurnasında yer alan ve mermerden yapılan lotus çiçeği, gözyaşlarıyla dolu gözü simgeler. Üstteki büyük kurna yani kalp gözü ise kederle ve hüzünle doludur. Gözyaşları buradan akarak ilk kurnayı kederle doldurur. Çift kurnalar dolduğunda taşar ve böylelikle hatıralar tekrar canlanmaya başlar.
🔹 Taşan su ise en alttaki delikten çıkarak, zemindeki çark-ı felek ten geçer ve yerin altında kaybolur. Bu ise zamanın sonsuzluğunu ve hayatın akışını yansıtır.
Osmanlı'ya tanıklık etmiş çeşmeler
🔹 Adına çeşmeler yapılan, şiirler yazılan Dilara Bikeç'in türbesi, Han Sarayı'nın duvarına bitişiktir. Bazı kaynaklarda Gözyaşı Çeşmesi'nin türbenin duvarına bitişik olarak yapıldığı da belirtilmektedir.
Tarihçi Gayvoronskiy Bahçesaray Çeşmesi'ni şöyle anlatıyor:
"Bahçesaray çeşmesi mütevazı bir yapıdır ancak büyük bir sanatsal zevkle yapılmıştır. Mermerden ustaca oyulmuş meyveler, çiçekler, yapraklar, sütunlar, süs eşyaları yarı saydam görünür; tek bir kıvrılma ve tek bir çiçek birbirini tekrarlamaz. Nişin ortasına beş yapraklı bir çiçek oyulmuştur. Bu bir süzgeçtir: ondan damla damla su bir mermer kaseye damlar, oradan yanlardaki iki küçük kaseye yayılır, yine orta sıradaki büyük bir kasede toplanır ve bu üç kez tekrarlanır. Çeşmenin dibinde küçük bir drenaj havuzu bulunmaktadır. Kenarına oyulmuş sıra sıra delikler, suyun onu neredeyse ağzına kadar doldurması ve burada oyulmuş çift sarmal üzerinde neşeli bir girdapta kıvrılarak aşağıdaki mermer levhanın üzerine bir çınlayan akıntılar yelpazesiyle dökülmesi gerektiğini gösterir."
Şair Şeyhi ise bu güzide çeşme için şu satırları kaleme almıştır:
"Allah'a şan olsun! Güldü yine Bahçesaray'ın yüzü: Düzenlendi akıllıca Büyük Kırım Hanı'nın lütfu. Çevresine su verdi, sürekli gayreti sayesinde, Ve isterse Allah, yapar daha iyi şeyler bile. Buldu keskin zekasıyla suyu ve düzenledi güzel bir çeşme. Kim denemek isterse, çıkar su oradan ve görür şunu: Şam'ı da gördük Bağdat'ı da (ve) görmedik onun benzerini hiç! Her susayana okur Şeyhi, bu çeşmenin ağzından şu sözleri: Gelin ve için şifalı kaynağın en saf suyunu!"
Osmanlı çeşme mimarisinin 5 eşsiz örneği