Tarihin soluk aldığı Osmanlı eserleri
Balkanlar'dan Hindistan'a, Kuzey Afrika'dan Endonezya'ya kadar uzanan Osmanlı, gelecek nesillerin tarih, kültür ve genel anlamda medeniyet inşasına etti. Üç kıta da asırlar boyu hükmeden cihan devleti Osmanlı, Türk-İslam sanatını geliştirerek tüm dünyada şaheserlerini ortaya koydu. Dünya sanat tarihinde de önemli bir yere sahip olan Osmanlı, gittiği her yere yüzyıllar geçse de silinmeyecek izler bırakarak medeniyetinin köklerini saldı. Günümüzde yıllara meydan okuyarak ayakta kalan bu eserler, adeta tarihin soluk aldığı yerlerdir. İşte sizler için mutlaka görülmesi gereken Osmanlı eserlerini derledik.
Giriş Tarihi: 21.03.2019
16:09
Güncelleme Tarihi: 07.11.2019
13:37
Osmanlı'nın en güçlü döneminde Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman'ın bütün seferlerine katılan Gül Baba'nın türbesi, Budin Beylerbeyi Mehmet Paşa tarafından 1548'de yaptırıldı.
Macaristan'ın başkenti Budapeşte'nin merkezinde bulunan Gül Baba Türbesi, Macarlar tarafından Rozsadomb (Gül Tepesi) olarak anıldı.
TÜRBENİN EN DİKKAT ÇEKEN ÖZELLİĞİ
Orta Avrupa'da fonksiyonunu yitirmeden türbe olarak kalan önemli bir Türk eseri olan Gül Baba Türbesinin en dikkati çeken özelliği, sandukanın bulunduğu alandaki gül kokusu...
Gülbaba adını sarığında taşıdığı gülden alır. Macarların saygı duyduğu ve hoşgörüyle andığı Gülbaba, hakkında ilk bilgileri Evliya Çelebi verir. Merzifonlu bir Bektaşi dervişi olan Gülbaba, elinde büyük bir kılıçla savaşlara katılırdı.
1531 yılında Kanuni Sultan Süleyman'ın daveti üzerine Budin'e gönderilerek burada bir tekke kuran Gülbaba, Bektaşi hoşgörüsü ile kısa zamanda Buda halkının sevgisini kazandı.
Fatih Sultan Mehmet devrinden Kanuni Sultan Süleyman dönemine kadar birçok gazalarda bulunan Gülbaba, Budin'in fethine katıldığı sırada şehit düştü. O zaman Rumeli kazaskeri olan Ebusuud Efendi, 2 Eylül 1541 tarihinde cenaze namazını kıldırdı. Bu namazda Kanuni Sultan Süleyman ve yüz bini aşkın bir cemaat hazır bulundu.
Türbesinin yanına yaptırılan Gülbaba Bektaşi Tekkesi, 1686 yılında yıkıldı. Gülbaba'nın sekizgen formundaki türbesi, 1543-1548 yılları arasında Budin Beylerbeyi olan Mehmet Paşa tarafından yaptırıldı. Osmanlı'nın elinden çıkan topraklar arasına katıldıktan sonra bir süre şapel olarak kullanılan türbe, Sultan Abdülaziz'in 1867 yılındaki Avrupa ziyaretinden sonra tekrar eski formuna kavuşarak 1885'te mimar Lajos Grill tarafından onarılarak türbeye dönüştürüldü.
GÜLBABA’NIN SOYU HZ. HASAN’A UZANIYOR!
Türbe, 2005 de Türk- Macar hükümetlerinin işbirliğiyle Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü'nce restore edilerek ilk yapıldığı hale dönüştürüldü. Şeceresinin Hz. Hasan'a kadar uzandığı rivayet edilen ve "Misali" mahlasıyla şiirler yazan Gülbaba'nın eserleriyle ilgili Miftahü'l Gayb ve Güldeste adlı yazma eserler bulunuyor.