Tarık bin Ziyad kimdir? Gemileri yakmak deyimi nereden geliyor?
Emeviler tarafından Kuzey Afrika topraklarından esir olarak alındı ancak o, kabiliyetiyle kendisini gösterip içlerinden sıyrılmayı başardı. Müslüman olmasıyla azat edildi, şanlı bir komutan oldu. Yendi, yenildi; kimi zaman cesaretiyle bütün engelleri aştı kimi zaman tereddüt edip vazgeçmenin sınırından geçti. Ta ki rüyasında Allah Resulü'nü görüp askerleriyle birlikte bir an bile dönüşü düşünmemek adına tüm gemileri yakana kadar! İşte İslam'ı yaymak için çabalayan Tarık bin Ziyad'ın hayat hikayesi…
Giriş Tarihi: 18.09.2019
09:19
Güncelleme Tarihi: 29.11.2023
13:04
İslam'ın Avrupa'ya yayılmasında önemli bir rol oynadı
"İşte gemilerle birlikte geri dönüş umutlarınızı da yaktım! Rüyamda… Rüyamda Allah Resulünü gördüm! Korkmadan devam etmemizi emrediyordu! Ona itimattan daha büyük onur olur mu? Bu ülke bize verildi, anlayın bunu ve belki de çok daha öteleri. Bu yolun sonu Cennet-i Âlâ'dır. Saflarınızı sıkı tutun ve benden ayrılmayın!"
Bu sözler Endülüs'ün fethiyle başlayan ve yedi yüzyılı aşkın bir süre İspanya'da hüküm süren İslam medeniyetinin kurucularından Tarık bin Ziyad'a aitti. Yetmedi; İslam'ın Avrupa'ya yayılmasında da şevkle önemli bir rol oynadı.
"Gidiyoruz yoldaşlar! Alınacak kentler, aşılacak upuzun yollar var! Gözlerimi kapattım mı geceleri, uzak şehirlerin ışıkları görünüyor gözlerime... Ana caddeleri, dar sokakları, adımızın anılacağı meydanlarıyla koca koca şehirler!"
Emevi Devleti'nin önemli ve meşhur komutanlarından olan Tarık b. Ziyad 670 yılında doğdu. Berberî asıllı Nefzâve veya Zenâte kabilesine mensuptu. Tarık kabiliyetiyle Emevîler'in Kuzey Afrika valisi Mûsâ b. Nusayr'ın dikkatini çekti. Müslüman olduktan bir süre sonra Kuzey Afrika'da gerçekleştirilen fetihlerde öncü birliklerin kumandanı sıfatıyla önemli hizmetlerde bulundu. Tarık bin Ziyad'ın bu kadar sevilmesinin birden çok sebebi vardı. Bunlar; Endülüs'ü fethetmesi, Cebelitarık'a isminin verilmesi (cebel Arapça'da dağ demek. Cebelitarık yani Tarık'ın dağı), gemileri yaktırma emri vermesi ve gemileri yakma deyiminin Tarık'a rivayet edilmesi.
İslam medeniyetinin kurucu unsurlarından
Endülüs fatihi, İslam komutanı Tarık bin Ziyad Emevilerin İspanya'dan önce fethettiği Kuzey Afrika topraklarından esir alınarak İslam'a geçmesi sağlanmış ve yeteneği ile Kuzey Afrika valisi Musa bin Nusayr'ın dikkatini çekmişti. Berberi asıllı Tarık, Müslüman olduktan sonra Musa bin Nusayr tarafından azad edilerek Kuzey Afrika'da gerçekleştirilen fetihlerde öncü birliklerin kumandanı tayin edilmiş ve başarılı hizmetlerde bulunmuştu. 1492'ye kadar İspanya'da sürecek İslam Devleti'nin 7 bin bin kişiyle gönderildiği bugün kendi adıyla anılan Cebelitarık bölgesinden başladığı fetihlerle temelini atmış ve 700 yılı aşkın süren İslam medeniyetinin kurucu unsurlarından olmuştur.
Gemileri yakmak deyimi nereden geliyor?
Mûsâ b. Nusayr tarafından Güney İspanya'ya gönderilen Tarîf b. Mâlik kumandasındaki 500 kişilik birliğin keşif seferinde başarı göstermesi ve bol miktarda ganimetle geri dönmesi Endülüs'ün fethi konusunda Müslümanları cesaretlendirdi. Bunun üzerine Mûsâ, Tarık b. Ziyâd'ı Endülüs'e gidecek birliklerin kumandanlığına tayin etti. 7000 kişiden oluşan ordunun büyük çoğunluğu Berberilerden meydana geliyordu. Sebte'den gemilerle İspanya'nın en güneyindeki Calpe bölgesine ulaşan Târık fetihten sonra kendi adıyla anılacak olan Cebelitârık'ta (Gibraltar) karargâh kurdu. Târık b. Ziyâd'ın mücahidlerin geriye dönmesini önleyip onları cihada teşvik etmek amacıyla gemileri yaktırması hadisesi ihtilâflıdır. Bunun meydana geldiğini kabul edenler olduğu gibi uydurma olduğunu ileri sürenler de vardır. Gemilerin tamamının değil sembolik olarak birkaç tanesinin yakıldığı da söylenmiştir.
Gemilerin sembolik olarak birkaç tanesinin yakıldığı rivayeti
Târık ilk deneme seferinden sonra kuzeye doğru yöneldi, çünkü onun hedefi Kurtuba (Cordoba) şehri idi. O sırada Vizigot Kralı Rodrigo, Kuzey İspanya'daki bazı şehirlere saldıran Franklar'la mücadele ediyordu. Kurtuba ile Rodrigo'nun bulunduğu Arbûne (Narbonne) şehirleri arasında 1000 mil kadar mesafe olduğundan Târık ilk anda önemli bir direnişle karşılaşmadı ve kuzeye doğru ilerledi. Birkaç defa önüne çıkan Rodrigo'nun yeğeni Bencio'yu mağlûp etti. Bunun üzerine Rodrigo büyük bir ordu topladı. Bu ordunun asker sayısı hakkında tarihçiler 40.000 ile 100.000 arasında çeşitli rakamlar vermektedir. Târık, Mûsâ b. Nusayr'a mektup yazarak yardım istedi. Mûsâ da 5000 kişilik yardım birliği gönderdi. İki ordu Şezûne (Sedona) şehri yakınlarındaki Lekke vadisinde (Rio Guadalate) karşı karşıya geldi. Târık burada orduya karşı bir konuşma yaptı.
İki ordu arasında sekiz gün devam eden savaş sonunda Vizigot ordusu ağır bir yenilgiye uğradı. Vizigot Kralı Rodrigo'nun akıbetiyle ilgili olarak onun öldürüldüğü, ortadan kaybolup izini kaybettirdiği, nehirde boğulduğu vb. farklı nakiller mevcuttur.