Teoman Duralı yorumuyla İngiliz-Yahudi medeniyetinin dünyaya etkileri
Ülkemizin yetiştirdiği en saygın ilim insanlarından biri olan Prof. Dr. Teoman Duralı, felsefe denilince ilk akla gelen isimlerden... 24 TV'de yayınlanan "Bu Ülke" programına konuk olan Teoman Duralı, hem tarihi hem de güncel olaylara dair önemli yorumlarda bulundu. Duralı, İngiliz-Yahudi medeniyetinin, Sultan II. Abdülhamid'in oluşturmak istediği İslam medeniyetini bir tehdit olarak gördüğünü ve bu nedenle Osmanlı'da harlanan o ateşin söndürüldüğünü ifade etti. Duralı, Trump'ın azil sürecine de değinerek, şu anda yaşanan krizin aslında ABD politikalarının arka planına dair önemli işaretler olduğunu söyledi. İşte Teoman Duralı'nın konuşmasından öne çıkan detaylar…
Giriş Tarihi: 04.11.2019
14:46
Güncelleme Tarihi: 08.12.2021
16:03
ÇAĞDAŞ KÜRESEL MEDENİYETİN İKİ UNSURU
"Çağdaş Küresel Medeniyet" kavramını "İngiliz-Yahudi Medeniyeti" olarak adlandırdığını ifade eden Duralı, bu medeniyetin yapısını iki unsurun ortaya koyduğunu, bu sürecin 1600'lü yıllarda başladığını belirtti. Teoman Duralı konuşmasına şöyle devam etti:
"Bu iki farklı unsur bir ittifak akdediyor. Bir tarafta İngilizler var, öbür tarafta Portekiz'den hareket etmiş olan Yahudi mülteciler. Bunlar Fransa ve Flemenk üzerinden İngiltere'ye geliyorlar ve medeniyetin iki kanadında, İngilizlerin kanadında yapıcılık var, atılım var, Yahudi kanadı ise bu İngiliz tarafını mali açıdan destekliyor ve besliyor. Henüz sermayecilik olayı yok ama bir sermaye birikimi baş gösteriyor. Bize bu tarihi en iyi tasvir eden, çağların en önemli filozoflarından Karl Marx'tır. Marx'ın odaklandığı İngiltere tarihidir. Ancak benim söylediğim, İngiliz ile Yahudi'nin ortaklık kurması vurgulanan bir konu değil. Yanılmıyorsam bunu ilk vurgulayan ben oldum. Bunu bir tarihi olay olarak açıyorum. Özellikle Yahudi tarafı hep kapatılmış, gizlenmiştir."
‘HER İMPARATORLUK EMPERYALİST DEĞİLDİR’
Emperyalizmin temelinde kapitalizmin bulunduğunun altını çizen Duralı, bu konuyu şu sözlerle açıkladı:
"Çağdaş medeniyet dediğimiz olay, sermayeci ideolojinin üzerinde yer almakta ona dayanmaktadır. Bu ideolojinin birtakım uzantıları var. Bunlar sömürgecilik yani kolonyalizm ve emperyalizm. Sermayeci olmadığınız takdirde, kapitalist değilseniz, emperyalizminiz de olmaz. Bu çok önemli bir nokta. Çünkü imparatorluk ile emperyalizm karıştırılır. Her imparatorluk emperyalist değildir. Emperyalist olamaz, olması için sermayeci olması lazım."
‘SÖMÜRGELER, SERMAYECİ DEVLETİN ARKA BAHÇESİDİR’
Sömürge devletlerin, neredeyse bedavaya yakın hammadde ve insan gücü sağlayarak ana devleti beslediklerine de değinen Duralı, sermayeciliğin olmadan emperyalist olunmadığına da vurgu yaptı. Duralı, konuşmasında şu sözlere yer verdi:
"Sermayeci olmanın varlık şartıdır. Sömürgeciliğin geniş çaplı teşkilatlanmasıdır emperyalizm. Onun için emperyalizmde iktisat var, askerlik ve savaş var, siyaset var. Bu üç unsuru emperyalizm kapsar. Çünkü sermayeci bir devlette ikili bir yapı vardır. Ana devlet ve onu besleyen onun maddi ve insan gücü açısından malzemelerini sağlayan sömürgeler. Sömürgelerin tümü, sermayeci devletin emperyalist arka bahçesidir. Hem insan hem hammadde bakımından bedavaya yakın maddeyi sağlıyor, insan gücü de böyledir."
‘İSTANBUL’UN FETHİ ROMA’YI BİTİRDİ’
Doğu ve Batı Roma gibi bir ayrımın suni olduğunu söyleyen Prof. Dr. Teoman Duralı, Roma Devleti'nin çöküşünün 5'inci yüzyıl değil, 15'inci yüzyıl olduğunun altını çizdi. Duralı, bu konuda şu sözleri söyledi:
İlk Çağ'da en büyük devlet Roma devletidir. Tarihin en önemli en başat imparatorluklarından biridir. Sadece yüz ölçümü bakımından değil, ömür bakımından da. Ben Doğu ile Batı Roma ayrımını suni bulurum. Roma Devleti'nin çöküşü 5'inci yüzyıl değil, 15'inci yüzyıldır. 1453'te, İstanbul'un Türkler tarafından fethi Roma'yı bitirdi. Buna her ne kerametse Bizans demişler, bu takma addır, yapmacıktır. Bizans diye bir olay yok. Roma, milattan önce 700'lü yıllarda kurulmuş, 15'inci yüzyılda da yok edilmiştir. Ömrünün uzunluğunun yanı sıra çok büyük bir medeniyet olan, belki medeniyetlerin en büyüklerinden Yunan medeniyetinin taşıyıcısıdır. Hristiyanlık geldikten sonra değişiyor ancak Hristiyanlık geldikten sonra bile Roma İmparatorluğu, Yunan medeniyetinin pek çok unsurunu devam ettiriyor. Roma Devleti'nin en göze çarpan yanlarından biri tekniği muazzam yollar açılıyor. Mimarlık, imar yönü çok güçlü; hukuk, siyasi yapı ve muazzam bir askeri yapısı var.