Tüm engellemelere rağmen istikbalini göklerde arayan adam; Nuri Demirağ
Bir çok girişiminin yanında demiryolu yapmakla ün kazanan daha sonra uçak fabrikası ve uçuş okulu açan Nuri Demirağ,aynı zamanda ülkemizin ilk Türk yolcu uçağını yapan kişidir. Yaşadığı bütün olumsuzluklara rağmen "zafer uçakların kanatlarındadır" ilkesiyle yola çıkan Demirağ, fabrikasında ürettiği yolcu uçağının uçuş tecrübesi 10 Ocak'ta Yeşilköy'de yaptı. Fakat çeşitli engellemeler nedeniyle Demirağ'ın çabalarıyla kurulan uçak fabrikasında üretilen uçakların satışı mümkün olmadı. Sizler için Türkiye'nin ilk Türk yolcu uçağını üreten Nuri Demirağ'ı ve yaşadıklarını derledik.
Giriş Tarihi: 25.05.2019
09:04
Güncelleme Tarihi: 30.10.2019
11:15
"BU YAŞAMA VASITASINI BAŞKALARINDAN BEKLEMEMELİYİZ!"
1930'lu yıllarda, yaşanan ekonomik krizin de etkisiyle ordunun uçak ihtiyacı, halktan ve zengin iş adamlarından toplanan bağışlarla karşılanıyordu. Bu amaçla da bağış kampanyaları düzenleniyordu. Türk Hava Kurumu yetkilileri iş adamlarından yardım topluyordu. Bu dönemde bir uçağın bedeli yaklaşık 35.000-40.000 lira civarındaydı.
Nuri Demirağ, Türk Hava Kuvvetlerini güçlendirmek için halkın bağış kampanyasına para vererek birkaç uçak almakla sorunun çözülemeyeceğini düşünüyordu. Nuri Demirağ'a bağış kampanyasına destek olup olmayacağı sorulduğunda da cevabı: "Siz ne diyorsunuz? Benden bu millet için bir şey istiyorsanız, en mükemmelini istemelisiniz. Mademki bir millet tayyaresiz yaşayamaz, öyleyse bu yaşama vasıtasını başkalarının lütfundan beklememeliyiz . Ben bu uçakların fabrikasını yapmaya talibim " oldu
Yine bir başka konuşmasında Demirağ, "Göklerine hâkim olamayan milletlerin akıbeti felaket olacağına katiyen kaniyim. Bunun içindir ki, göklerine hâkim olmayan milletler yerlerde sürünmeye, yerin dibinde çürümeye mahkûmdur" sözleriyle yeni faaliyet alanını belirledi.
Nuri Bey, yanına aldığı mühendis ve teknisyenlerle seyahatlere çıkarak incelemelerde bulunmaya başladı. Almanya, Çekoslovakya ve İngiltere'deki uçak fabrikalarını gezdi. 17 Eylül 1936'da teşebbüse geçerek Beşiktaş'ta Hayrettin İskelesinde, bugün Deniz Müzesi olarak kullanılan yerde bina yaptırdı. Programa göre burası etüt atölyesi oldu. Asıl büyük fabrika da memleketi olan Sivas Divriği'de olacaktı. Divriği'de "Büyük Gök Okulu"nun temelini attı.
Yaşadığı bütün olumsuzluklara rağmen "zafer uçakların kanatlarındadır" ilkesiyle yola çıkan Demirağ'ın yaşadığı zorlukların anlatıldığı videoyu izlemek için tıklayın...
İLK SİPARİŞLER TÜRK HAVA KURUMUNDAN
Bu arada Türk Hava Kurumu 10 tane eğitim uçağı ve 65 tane de planör siparişi vermişti. Nuri Demirağ ve ekibi, bir yandan bu siparişleri yapmak için tüm çabalarını sarf ederken, bir yandan da yeni bir model geliştirdiler. Bu model, Nu. D. 38 ismini taşıyacak olan altı kişilik, çift motorlu, gövdesi alüminyum kaplama bir yolcu uçağıydı. Bu uçak hem savaş uçağı hem de yolcu uçağı olarak kullanılabilecekti. Saatte 270 km hıza ve 5 bin 500 metre yükseğe çıkabilme kapasitesine sahipti.
ÜRETİLEN UÇAKLAR TÜM DÜNYADA YANKI BULDU
Öte yandan, uçakların test edilmesi için gereken alan, Yeşilköy'de bugün üzerinde havaalanı bulunan arazideki Elmas Paşa Çiftliği satın alınarak temin edildi. Araziye yapılan 1.000 x 1.300 metrekarelik uçuş sahası üzerine pilotlar yetiştirmek amacıyla Nuri Demirağ Gök Okulu, uçak tamir atölyesi ve hangarlar inşa edildi. 10 Ocak 1944'de de Nuri Demirağ'ın fabrikasında üretilen yolcu uçağının uçuş tecrübesi Yeşilköy'de yapıldı. Nuri Demirağ'ın Beşiktaş'ta ki fabrikada yapılan ve hiç bir bozukluk göstermeden başarılı uçuşlarına devam eden uçakları, Türkiye'de olduğu kadar yurt dışında da büyük yankılar uyandırdı.
Nuri Demirağ'ın en büyük yardımcısı, Türkiye'nin ilk uçak mühendisleri arasına giren 'Selahattin Alan'dı. Demirağ ile çalışmaya başlamasından önce, Türk Hava Kuvvetleri'nin Eskişehir'deki uçak bakım ve tamir tesislerinde görevli olan Alan, MMV 1 (Millî Müdafaa Vekâleti 1) adı verilen ve Türk Sanayisi açısından bir 'ilk' olarak kabul edilen uçağın planını çizip üretilmesini sağlamıştı.Havacılık konusunda son derece heyecanlı olan Alan, Demirağ ile birlikte tamamladıkları ilk uçağın testini de, çok kısıtlı uçuş tecrübesine rağmen, kendisi yaptı. Türk Hava Kurumu, uçağın bir de Eskişehir'deki İnönü Kampı'nda denenmesini istedi. Bu teklif, pek yerinde olmadığı belli olan bir karardı. Bu deneme uçuşunu da Alan yapar. 13 Temmuz 1938 tarihinde gerçekleşen uçuşun sonunda erken iniş yapan Selahattin Alan, piste ulaşamadan bir hendeğe takılarak düşüp hayatını kaybetti. Bu olay aynı zamanda Nuri Demirağ için de bir dönüm noktası oldu.