Tüm engellemelere rağmen istikbalini göklerde arayan adam; Nuri Demirağ
Bir çok girişiminin yanında demiryolu yapmakla ün kazanan daha sonra uçak fabrikası ve uçuş okulu açan Nuri Demirağ,aynı zamanda ülkemizin ilk Türk yolcu uçağını yapan kişidir. Yaşadığı bütün olumsuzluklara rağmen "zafer uçakların kanatlarındadır" ilkesiyle yola çıkan Demirağ, fabrikasında ürettiği yolcu uçağının uçuş tecrübesi 10 Ocak'ta Yeşilköy'de yaptı. Fakat çeşitli engellemeler nedeniyle Demirağ'ın çabalarıyla kurulan uçak fabrikasında üretilen uçakların satışı mümkün olmadı. Sizler için Türkiye'nin ilk Türk yolcu uçağını üreten Nuri Demirağ'ı ve yaşadıklarını derledik.
Giriş Tarihi: 25.05.2019
09:04
Güncelleme Tarihi: 30.10.2019
11:15
İLK SİPARİŞLER TÜRK HAVA KURUMUNDAN
Bu arada Türk Hava Kurumu 10 tane eğitim uçağı ve 65 tane de planör siparişi vermişti. Nuri Demirağ ve ekibi, bir yandan bu siparişleri yapmak için tüm çabalarını sarf ederken, bir yandan da yeni bir model geliştirdiler. Bu model, Nu. D. 38 ismini taşıyacak olan altı kişilik, çift motorlu, gövdesi alüminyum kaplama bir yolcu uçağıydı. Bu uçak hem savaş uçağı hem de yolcu uçağı olarak kullanılabilecekti. Saatte 270 km hıza ve 5 bin 500 metre yükseğe çıkabilme kapasitesine sahipti.
ÜRETİLEN UÇAKLAR TÜM DÜNYADA YANKI BULDU
Öte yandan, uçakların test edilmesi için gereken alan, Yeşilköy'de bugün üzerinde havaalanı bulunan arazideki Elmas Paşa Çiftliği satın alınarak temin edildi. Araziye yapılan 1.000 x 1.300 metrekarelik uçuş sahası üzerine pilotlar yetiştirmek amacıyla Nuri Demirağ Gök Okulu, uçak tamir atölyesi ve hangarlar inşa edildi. 10 Ocak 1944'de de Nuri Demirağ'ın fabrikasında üretilen yolcu uçağının uçuş tecrübesi Yeşilköy'de yapıldı. Nuri Demirağ'ın Beşiktaş'ta ki fabrikada yapılan ve hiç bir bozukluk göstermeden başarılı uçuşlarına devam eden uçakları, Türkiye'de olduğu kadar yurt dışında da büyük yankılar uyandırdı.
Nuri Demirağ'ın en büyük yardımcısı, Türkiye'nin ilk uçak mühendisleri arasına giren 'Selahattin Alan'dı. Demirağ ile çalışmaya başlamasından önce, Türk Hava Kuvvetleri'nin Eskişehir'deki uçak bakım ve tamir tesislerinde görevli olan Alan, MMV 1 (Millî Müdafaa Vekâleti 1) adı verilen ve Türk Sanayisi açısından bir 'ilk' olarak kabul edilen uçağın planını çizip üretilmesini sağlamıştı.Havacılık konusunda son derece heyecanlı olan Alan, Demirağ ile birlikte tamamladıkları ilk uçağın testini de, çok kısıtlı uçuş tecrübesine rağmen, kendisi yaptı. Türk Hava Kurumu, uçağın bir de Eskişehir'deki İnönü Kampı'nda denenmesini istedi. Bu teklif, pek yerinde olmadığı belli olan bir karardı. Bu deneme uçuşunu da Alan yapar. 13 Temmuz 1938 tarihinde gerçekleşen uçuşun sonunda erken iniş yapan Selahattin Alan, piste ulaşamadan bir hendeğe takılarak düşüp hayatını kaybetti. Bu olay aynı zamanda Nuri Demirağ için de bir dönüm noktası oldu.
TÜRK HAVA KURUMU SİPARİŞLERİ NEDEN İPTAL ETTİ?
Türk Hava Kurumu, siparişleri iptal etti. Bu yüzden de Demirağ bundan büyük zarar etti. Demirağ'ın kuruma açtığı dava yıllar sürse de davayı THK kazandı. Bunun üzerine Demirağ fabrikayı kapatmak zorunda kaldı. THK, Demirağ'ınkiler yerine Fransız Henrio uçaklarını tercih etti. Ancak zaten demode olmuş bu uçaklar kısa süreli kullanıldıktan sonra ıskartaya çıkarıldı.
Yaşadığı olumsuz gelişmelere rağmen Nuri Demirağ yoluna devam eder. 'Nu.D.38' olarak adlandırılan, Türkiye'nin ilk yolcu uçağını üreterek 11 Şubat 1944'te ilk deneme uçuşunu yapan Demirağ, 26 Mayıs 1944'te İstanbul'dan Ankara'ya uçtu.
İNÖNÜ GİRİŞİMLERİ ENGELLEDİ
Nuri Demirağ'ın kardeşi, başlarından geçen olayları şöyle anlatır:
Ağabeyimin babama gönderdiği mektupta, "Babacığım, İspanya'dan altı adet uçak siparişi almıştık, onu tamamlamak üzereyiz. Aynı zamanda Cumhurbaşkanımız İnönü, Yeşilköy Hava Okulumuzu ziyarete gelecekler, bundan sonraki mektubum gecikecek." diye yazdı. Bir ay sonra aldığımız mektup, bizim ve memleketimiz için üzücüydü: "Babacığım: Size üzücü bir haber vereceğim. Cumhurbaşkanımız geldiler. Hava alanını ve okulu gezdiler. Her şeyi beğendiler. Nuri Beyin odasına geçildi. Ben büroda onlara hizmet ediyordum. Nuri Bey, yaptığı işleri bir bir Cumhurbaşkanımıza ve yanındaki kişilere arz etti. Sonunda şöyle konuşma geçti: - Nuri Bey, her şey çok mükemmel, daha ileriye gitmek için niçin devletle işbirliği yapmıyorsunuz? - Teşekkür ederim. Senelerdir söylediğiniz hususta uğraştım. Fakat başaramadım. Devlet mensupları benden rüşvet istiyorlar.
Bu söz üzerine İnönü bozuldu. - İspat eder misin? - İspat ederim. Müsaade ederseniz evrakları getireyim, diye yazıhaneye geçti. İnönü yanındaki zevata dönerek, -Zenginliği başını döndürdü. Hava alanını istimlâk edin. Uçakları sattırmayın. Nuri Bey içeriye girdiğinde, İnönü ayağa kalkmış, kapıdan çıkarken karşılaştılar. Bir şey söylemeden otomobiline binerek ayrıldılar. Sonunda uçakların kusurları var diye sattırılmadı. Hava alanı metrekaresi bir buçuk kuruştan istimlâk edildi. Yarım kuruş vergiye gitti. Bir kuruştan parasını aldı. Sayın İnönü yardımcı olsaydı, bugün dünyanın en iyi uçaklarını imal etmiş olacaktık."