Türkiye tarihini şekillendiren camilerimiz
Huzur ve sükunetin hakim olduğu camiler sadece ibadet edilen mekanlar değil aynı zamanda toplumların birlik ve beraberliğinin bir simgesidir. Rabbimiz camilerin dokunulmazlığını ve bu konunun önemini Kur'an'ın birçok ayetinde bildirmiştir. Unutmayalım ki, cami olan bir bölge, o bölgede Müslüman bir topluluğun olduğunu işaret eder. Her köşesi buram buram tarih kokan Anadolu'dan, İstanbul'a, Bursa'dan Diyarbakır'a, Adana'dan Erzurum'a farklı mimarideki camileri derledik.
Giriş Tarihi: 09.11.2019
20:14
Güncelleme Tarihi: 09.11.2019
21:35
Ramazanoğulları Camii olarak da bilinen ve 16. yüzyılda yapılan Adana Ulu Camii bugün de ibadete açık. 1988 yılında Sabancı Merkez Camii yapılana kadar Adana'nın en büyük camisi olma özelliğini koruyan yapı 1509 yılında Ramazanoğlu Halil Bey tarafından inşa edilmeye başlanmış ancak 1541 yılında oğlu Piri Mehmet Paşa tarafından yapımı tamamlanabilmiştir.
Selçuklu ve Memluk üsluplarını taşıyan, 1998 Adana Ceyhan depreminde hasar gören Adana Ulu Camii, yapılan tadilatın ardından ibadete açılabildi.
Taş, tuğla ve yer yer her ikisinin birlikte kullanıldığı cami, türbe ve caminin batısındaki dikdörtgen planlı eski bölüm olmak üzere üç kısımdan meydana gelmektedir. Asıl caminin sade başlıklı bir sıra sütunla kıbleye paralel iki nefe bölünmüş harimine kuzeydeki avludan açılan sivri kemerli üç kapıyla girilmektedir. Siyah-beyaz taşlarla alternatif örülen kemerler birer sıra mukarnas, geometrik süsleme firiziyle süslenmiştir. Mihrap önü yüksek bir kasnak üzerine oturan kurşun kaplı soğanvari bir kubbeyle diğer yerler çapraz tonozlarla örtülmüştür.
Nasıl gidilir? Saat Kulesi'nin hemen ilerisinde bulunan Ulu Camii'ye ulaşmak için çarşıdan camiye giden özel halk otobüslerine binerek Saat Kulesi'nde inip kısa bir mesafeyi yürüyerek ulaşabilirsiniz.
Sultan II. Murat'ın 1443-1447 yılları arasında yaptırdığı cami, Osmanlı sanatında erken ile klasik dönem üslubu arasında yer alır. Bu camiyi yaptıran Sultan II. Murat Edirne'yi bir başkent olarak tasarlıyordu. Üç Şerefeli Cami bu tasarı içinde ve o dönemlerde Balkanlardaki egemenliğin ifadesi gibidir. Osmanlı mimarisinde yeni bir çığır açan bu cami bazı özellikleriyle, ilklerin de sahibidir. Cami, Selçuklu mimarisindeki çok kubbeli dönemden tek kubbeli döneme geçişin ilk denemelerindendir.
Nasıl gidilir?
Edirne il merkezinden Selimiye'ye giden otobüs ve dolmuşlar ile Üç Şerefeli Camii'ye ulaşabilirsiniz.
Şehirde bulunan tarihi camiler içinde en büyüğü ve en ünlüsü olan Diyarbakır Ulu Camii, Anadolu'nun en eski camilerinden biri olma özelliğini taşıyor. Cami, 639 yılında Hz. Ömer döneminde şehrin merkezindeki en büyük mabet olan Martoma Kilisesi'nin bulunduğu alana inşa edildi.
Tarihin her döneminde ibadet merkezi olarak kullanılan, 1091 yılında Büyük Selçuklu Hükümdarı Melikşah'ın buyruğuyla büyük bir onarım gören ve eklentilerle bugünkü şeklini alan cami, erken İslam döneminin ünlü Şam Emeviye Camii'nin Anadolu'ya yansıması olarak yorumlanıyor. İslam aleminin 5. Harem-i Şerifi olarak kabul edilen Diyarbakır Ulu Camii'nin avlu cephelerinde farklı dönemlere ait mimari bezemeler, kabartma ve yazılar büyük bir uyum içinde yer alıyor.
Nasıl gidilir?
Diyarbakır'a en kolay ulaşım uçak ile yapılmaktadır. Hava alanından şehir merkezine gelen araçlarla merkeze ulaştıktan sonra Ulu Camii'ye ulaşabilirsiniz.
Sultan İbrahim döneminde 1645 yılında yaptırılan Caferiye Camii koyu kahve renkli kesme kamber taşı ve moloz taşlardan inşa edilmiştir. Kubbeyle örtülü caminin önünde dört sütuna oturan eğimli çatı ile örtülü bir son cemaat yeri de bulunuyor. Osmanlı mimarisiyle inşa edilen cami tek kubbeli yapısıyla Erzurum camilerinin tipik bir örneği olarak gösteriliyor.