Türkiye’nin yarım kalan hikayesi: Devrim otomobili
Türkiye'nin ilk yerli otomobil projesinin nasıl ortaya çıktığını biliyor musunuz? Peki ya, "Devrim" adı verilen bu otomobilin nasıl "yarı yolda" bırakıldığını? Sürüş testi sırasında neden "benzin konulmadığını" ya da halen çalışan bu yüzde yüz yerli otomobilin üretiminin hangi güçler tarafından engellendiğini? Bundan 59 yıl önce başlayan "Devrim" serüvenini sizlerle buluşturuyoruz.
Giriş Tarihi: 16.06.2019
13:57
Güncelleme Tarihi: 29.10.2020
08:26
‘DEVLETİN İSTEĞİ BAŞIMIZ ÜSTÜNE’
Sene 1961. Cemal Gürsel cuntası işbaşındaydı ve Menderes'in idamının üzerinden henüz çok kısa süre geçmişti. Çeşitli firmalarda çalışan 23 tecrübeli Türk mühendisi, kendilerine gönderilen ayrı ayrı mektuplarla "mühim bir konuyu istişare etmek üzere" Ulaştırma Bakanlığı'na davet edildiler.
Mühendislerin bazıları yurt dışında görev yapmaktaydı; ancak mesajı alan herkes "devletin isteği başımız üstüne" diyerek işini gücünü bırakıp Ankara'ya geldiler.
‘TÜRKLER ARABA YAPAMAZ’ FİKRİNİ ORTADAN KALDIRMAK
Erbakan, 1960 yılında, Ankara'da yapılan sanayi kongresinde konuştu. O gün, İstanbul Teknik Üniversitesi Motor Kürsüsü öğretim üyesiydi ve olur, dedi.
Dönemin askerlerden oluşan darbeci iktidarı, Erbakan'ın ortaya attığı fikirden hareketle,16 Haziran 1961'de Devlet Demiryolları Fabrikaları ve CER Dairelerinin yönetici ve mühendislerinden 20'sini toplantıya çağırdı. Davetin amacı o gün "Türkler araba yapamaz" fikrini ortadan kaldırmaktı.
ESKİŞEHİR’DE BİR ATÖLYEDE ÇALIŞMALAR BAŞLANDI
Kalburüstü işadamları, dönemin kudretli köşe yazarları ve işini bilen gedikli bürokratlar da o davette yerini aldı. Memleket sorunları tartışılıyordu. Herkes bir şey söylüyor ama bir adım yol alınamıyordu. Yazık ki, "biz yapamayız" diyenler çoğunluktaydı.
Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel söz aldı, "Yaparız" dedi. Emir verdi bir ekip kuruldu. Cumhuriyet Bayramı'na yetişecek şekilde, ilk yerli otomobil hazır olacaktı. Mühendisler, Profesör Doktor Necmettin Erbakan ve Devlet Demir Yolları Genel Müdür Yardımcısı Emin Bozoğlu öncülüğünde, Eskişehir'de kendilerine tahsis edilen bir atölyede çalışmalara başladı.
UMUDA YOLCULUK VE 'DEVRİM'
129 günde sıfırdan yepyeni bir otomobil üretmek hayal gibiydi. Basit bir vinç ve küçük el aletleri dışında, otomobil yapmak için gerekli özel bir makine, tesisat, alet, edevat hiçbir şey yoktu.
Olmadığı gibi, hesapta devlet eliyle yapılan projeye devletin daha doğrusu devlet bürokrasisinin, basının, yani o gün dördüncü kuvvet gibi görülen medyanın tamamına yakını muhalifti.
Daha proje bütçesi onaylanırken bile, "alt tarafı bir otomobil için" denilerek, bütçenin yarısı kırpılmış, "ilk yerli otomobil" için 900 bin lira uygun görülmüştü.
ZOR ŞARTLAR ALTINDA BELİRLENEN TARİHE YETİŞTİRİLDİ
Projeyle ilgili hemen her gün, gazetelerde olumsuz haberler çıkıyordu. Ekip türlü imkânsızlıklar ve karşı çıkmalara rağmen durmadan çalıştı. Karşılarına çıkan teknik sorunları, üretimle ilgili sıkıntıları pratik çözümlerle, şartları zorlayarak aştılar.
Ve o gün geldi. Türkiye'nin genç, pırıl pırıl gözlerinden ateş saçan, "Biz imkânsızı da yaparız" diyen mühendisleri, başardılar. Onca ayak bağına, onca engelleme girişimine rağmen verdikleri sözü tuttular. Yerli tekerlekler üzerinde giden, yerli motorla çalışan, modeli yüzde yüz yerli, tüm parçaları el işçiliğiyle üretilmiş 4 silindirli bir otomobil yaptılar.
Türkiye'nin ilk yerli ve milli arabasını, "Devrim" i, söz verdikleri güne, 28 Ekim 1961 sabahına yetiştirdiler.