Arama

Üçüncü Dünya Savaşı'nı engelleyen adam: Stanislav Petrov

Dünya tarihinin soğuk savaş dönemlerinde, insanlık bir kişinin cesareti ve doğru kararının önemiyle yüzleşti. Soğuk Savaş'ın gerilim dolu günlerinde, bir adamın sakinliği ve sağduyusu, muhtemel bir felaketi önlemeye yetti. Bu adam, Stanislav Petrov'du. Petrov kararlarıyla, Üçüncü Dünya Savaşı'nı engelleyen bir kahraman olarak tarihe geçti. Stanislav Petrov, 26 Eylül 1983 yılında, Sovyetler Birliği'nin nükleer savaş alarm sistemindeki bir hata sonucu karşılaştığı olağanüstü bir durumu yönetti.

  • 4
  • 10
Olası Nükleer savaşın başlamasına neden olan olay
Olası Nükleer savaşın başlamasına neden olan olay

Olayın Arka Planı

🔴 Bu olay, Soğuk Savaş'ın en gergin dönemlerinden birinde gerçekleşti. Sovyetler Birliği'nin 14 SS-20/RSD-10 nükleer füzesini konuşlandırması, NATO'nun askeri komutanı tarafından Aralık 1979'da cevap olarak 108 adet Pershing II nükleer füzesinin doğu Ukrayna, Beyaz Rusya veya Litvanya'da bulunan hedefleri 10 dakika ve daha uzun menzil içine alacak şekilde yerleştirilmesi kararıyla karşılandı.

🔴 Sovyet liderlerinin ABD'nin gizlice bir nükleer saldırı hazırlığı içinde olduğuna inanmaları, RYAN Operasyonu'nun başlatılmasına yol açtı. Bu operasyon, yurt dışındaki ajanların nükleer saldırı planlayan servis ve teknik personeli izlemesini ve gerektiğinde engellemesini veya karşılıklı imhayı tetiklemesini amaçlıyordu.

🔴 Bu süreçte, ABD'nin Şubat 1981'den 1983'e kadar devam eden psikolojik operasyonları başladı. Bu operasyonlar, Sovyet radar güvenlik zayıflıklarını test etmek ve ABD'nin nükleer gücünü göstermek amacıyla tasarlanmıştı.

🔴 Amerikan bombardıman uçaklarının haftada birkaç kez Sovyet hava sahasına girip son anda geri dönmesini içeriyordu. Eski askeri yardım ve teknoloji müsteşarı Dr. William Schneider Jr., bu faaliyetlerin gösterildiği gizli "eylem sonrası raporları" gördüğünde, olayları şu şekilde anlatıyor:

Bu durum, onları gerçekten rahatsız ediyordu. Bütün bunların ne anlama geldiğini bilmiyorlardı. Bir filo doğrudan Sovyet hava sahasında uçuyordu ve diğer radarlar yanıyordu. Bu nedenle birimler alarma geçiyordu. Ama son dakikada filo yön değiştirip ve eve geri dönüyordu.

  • 6
  • 10
26 Eylül 1983 Günü ne yaşandı?
26 Eylül 1983 Günü ne yaşandı?

26 Eylül 1983 günü yaşananlar

🔴 Tarihler 26 Eylül 1983'ü gösterdiği gün Stanislav Petrov, Sovyet Hava Savunma Kuvvetleri'nde yarbay rütbesiyle Moskova yakınlarındaki Serpukhov-15 sığınağında görev yapıyordu.

🔴 Burası, Sovyet erken uyarı uydularının komuta merkezinin bulunduğu yerdi. Petrov'un bu karargahtaki görevi, uydu erken uyarı ağını izlemekti ve olası Sovyetler Birliği'ne yönelik herhangi bir nükleer füze saldırısı tehdidi tespit edildiğinde acil koduyla üstlerini bilgilendirmekti.

🔴 Petrov'un ve dünyanın geri kalanlarının kaderini değiştiren 26 Eylül gelip çattığında olaylar şöyle yaşandı: 26 Eylül günü, erken uyarı sistemleri tarafından bir füze saldırısının tespit edildiğine dair bir alarm geldiğinde, Petrov'un kararları tarihi bir öneme sahip olacaktı.

🔴 SSCB'nin stratejisi, ABD'ye karşı karşılıklı garantili imha doktrini çerçevesinde hareket etmeyi gerektiriyordu: yani, bir saldırı durumunda derhal ve karşılıklı olarak nükleer bir karşı saldırı başlatmak anlamına geliyordu. Ancak, Petrov bu kritik anda karar verirken, tek başına mantıklı bir düşünce süreci izledi. Uydu verilerini değerlendirirken, füzelerin gerçek bir saldırı değil, sistemin hatalı çalışması sonucu olabileceği ihtimali üzerindeki olasılıkları düşündü.

II. DÜNYA SAVAŞI'NIN SEYRİNİ DEĞİŞTİREN STALİNGRAD MUHAREBESİ

🔴 Büyük bir risk alarak, Petrov panik yapmadı ve sakin bir şekilde süreci değerlendirmeye başladı. Ancak SSCB talimatları son derece açıktı; erken uyarı sistemleri saldırı alarmı verir vermez bunu üstlerine bildirmek zorundaydı. Kaybedilen her saniye SSBC'nin geleceğini de tehlikeye attığı bir gerçekti. Sonunda, kararını verdi ve bir karşı saldırı başlatmayarak, dünya tarihindeki en tehlikeli yanlış alarmlardan birinin önüne geçti.

🔴 Gece yarısından kısa bir süre sonra saldırı alarmını alan Petrov, olanları şöyle anlatıyor:

"Tüm verilere sahiptim. Eğer raporumu emir komuta zincirine gönderseydim, kimse buna karşı bir şey söylemezdi. (...) Siren uluyordu, ama birkaç saniye orada oturup, üzerinde 'Fırlatma' yazan büyük, arkadan aydınlatmalı, kırmızı ekrana baktım. Sistem bana bu uyarının güvenilirlik seviyesinin "en yüksek" olduğunu söylüyordu. Yani hiç şüphe olamazdı. Amerika, Sovyetler Birliği'ne bir füze fırlatmıştı."

- Ancak gerilim, henüz yeni başlıyordu:

"Bir dakika sonra siren tekrar çaldı. İkinci füze fırlatılmıştı. Sonra üçüncüsü, dördüncüsü ve beşincisi. Bilgisayarlardaki uyarılar, 'fırlatma'dan 'füze saldırısı'na dönüştü. (...) Bir saldırıyı bildirmeden önce ne kadar süre düşünmemize izin verildiğine dair bir kural yoktu. Ama ertelemenin her saniyesinin değerli zamanı alıp götürdüğünü biliyorduk; Sovyetler Birliği'nin askeri ve siyasi liderliğinin gecikmeden bilgilendirilmesi gerekiyordu. Tek yapmam gereken telefona uzanmaktı; üst düzey komutanlarımıza doğrudan hattı aktive etmekti - ama hareket edemiyordum. Kızgın bir tavada oturuyormuş gibi hissediyordum."

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN